Hükümden Sonra Yapılan Tahsilat, Tazmin Kararını Düşürmez

Yapım işleri ve hizmet alımlarında, geçici hakedişlerde yapılan fazla ödemeler, kamu idareleri ile Sayıştay denetimi arasında sıkça karşılaşılan bir uyuşmazlık konusudur. İdareler bu ödemelerin "geçici" nitelikte olduğunu ve kesin hesapta düzeltilebileceğini savunurken, denetim merciileri yapılmayan işe ödeme yapılmasını 5018 sayılı Kanun kapsamında doğrudan kamu zararı olarak nitelendirebilmektedir. Bu tür karmaşık ihale, sözleşme ve hakediş sorunlarınızda, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için Yaka Danışmanlık uzmanlığından destek almak, sorumluların mali yükümlülükle karşılaşmasını engelleyebilir. Sayıştay Temyiz Kurulu'nun 21.09.2022 tarihli ve 52315 tutanak sayılı kararı, bu konudaki kritik bir ayrımı ortaya koymaktadır.

Kararın İlgili Kısmı

"hükümden sonra yapılan bu tahsilat, ilam hükmünün infazı mahiyetinde olduğundan; bu hususta Kurulumuzca YAPILACAK İŞLEM OLMADIĞINA..."

Olayın Arka Planı: Hatalı Metraj ve Fazla Ödeme

Bir üniversite tarafından yürütülen yapım işinde, Sayıştay denetçileri hakediş ödemelerine esas belgelerde metraj hesabının hatalı olarak fazla yapıldığını ve bu nedenle yükleniciye fazla ödeme gerçekleştirildiğini tespit etmiştir. Sayıştay Dairesi, bu durumu 5018 sayılı Kanun'un "mevzuatta yapılmayan işin bedelinin ödenmesi" hükmü kapsamında kamu zararı olarak değerlendirerek ilgili kamu görevlileri adına tazmin hükmü kurmuştur.

Sorumluların Savunması: "Geçici Hakediş" ve "Sonradan Tahsilat"

Tazmin kararına karşı temyiz başvurusunda bulunan sorumlular, iki temel iddia öne sürmüştür:

  1. Ödemenin geçici hakediş raporlarına dayandığını, bu raporların kesin ödeme niteliğinde olmadığını ve kazanılmış hak sayılmayacağını, dolayısıyla hatanın kesin hakedişte düzeltilmesinin mümkün olduğunu belirtmişlerdir.
  2. İkinci ve daha önemli olarak, Daire kararıyla tespit edilen kamu zararı tutarının, hüküm tarihinden sonra yükleniciden tahsil edildiğini kanıtlayan muhasebe işlem fişlerini ve ödeme emri belgelerini sunmuşlardır. Bu tahsilatla birlikte kamu zararının ortadan kalktığını ve tazmin hükmünün kaldırılması gerektiğini iddia etmişlerdir.

Temyiz Kurulu'nun Analizi: Tahsilatın Tarihi Kararın Niteliğini Belirler

Sayıştay Temyiz Kurulu, sorumluların iddialarını iki ayrı başlıkta değerlendirmiş ve Daire kararını hukuka uygun bularak tasdik etmiştir.

Kurul, öncelikle "geçici hakediş" savunmasını reddetmiştir. Fazla ödemeye konu hususların geçici kabul tutanağında da bir eksiklik olarak yer almadığını, eksikliklere rağmen işin bedelinin tam ödendiğini ve bunun 5018 sayılı Kanun kapsamında açıkça kamu zararı olduğunu vurgulamıştır.

Kararın kilit noktasını ise tahsilatın zamanlaması oluşturmuştur. Temyiz Kurulu, sorumluların sunduğu tahsilat belgelerini incelemiş ve gerçekten de kamu zararı tutarının tamamının tahsil edildiğini teyit etmiştir. Ancak Kurul, bu belgelerin tarihlerini Daire'nin hüküm tarihiyle (karar tarihiyle) karşılaştırmıştır:

  • Hüküm Tarihi: 22.09.2020
  • Tahsilat Tarihleri: 07.06.2021 ve 01.10.2021

Temyiz Kurulu, tahsilatların hüküm tarihi olan 22.09.2020'den sonra yapıldığına dikkat çekmiştir. Bu durumda, Daire'nin karar verdiği tarihte kamu zararı fiilen mevcuttu ve tahsil edilmemişti. Daire'nin bu tarihte verdiği tazmin hükmü hukuka uygundu.

Hüküm tarihinden sonra yapılan tahsilat ise, mevcut bir Sayıştay kararının yerine getirilmesi, yani "ilam hükmünün infazı" niteliğindedir. Bu durum, kararın yanlış olduğunu göstermez, sadece kararın gereğinin yapıldığını gösterir. Bu nedenle Kurul, "bu hususta Kurulumuzca yapılacak işlem olmadığına" karar vererek tahsilatın kararın esasına etki etmeyeceğini netleştirmiştir.

Analizin Sonucu

Bu karar, kamu zararı ve tahsilat ilişkisinde zamanlamanın ne kadar kritik olduğunu göstermektedir.

  1. Sayıştay yargılamasında esas alınan tarih, Daire'nin hüküm (karar) verdiği tarihtir.
  2. Eğer kamu zararı tutarı, Daire'nin hüküm tarihinden önce idare tarafından (yükleniciden veya sorumludan) tahsil edilmiş ve bu durum kanıtlanmış olsaydı, Daire'nin "kamu zararı kalmadığından bahisle ilişilecek husus kalmadığına" karar vermesi gerekirdi.
  3. Ancak, tahsilatın Daire'nin hüküm tarihinden sonra yapılması, kararın doğruluğunu etkilemez. Bu tahsilat, sorumluların borcunu kapatır ve kararın infaz edildiği anlamına gelir, ancak tazmin kararının kendisini ortadan kaldırmaz.
  4. İdarelerin, denetim tespiti üzerine kamu zararını tahsil etmek için acele etmeleri, ancak bunu mutlaka Daire kararı çıkmadan önce sonuçlandırmaları, sorumluların "tazmin" hükmüyle karşılaşmasını önlemek adına hayati önem taşımaktadır.