İdare Mahkeme Kararıyla Feshetti: Yüklenicinin Menfi Zararı Nasıl Hesaplanmalı?
Kamu ihalelerinde sözleşme imzalanıp işe başlandıktan sonra dahi, ihaleye katılan üçüncü bir firmanın açtığı dava sonucunda KİK veya İdare Mahkemesi kararıyla ihalenin iptal edilmesi ve idarenin sözleşmeyi zorunlu olarak "tasfiye etmesi" sık rastlanan bir risktir. Bu durumda yüklenici, kâr kaybını (müspet zarar) isteyemese de, o işe güvenerek yaptığı masrafları (menfi zarar) idareden talep etme hakkına sahiptir. Ancak, işin bir kısmını tamamlayıp bedelini almışsa, bu menfi zararın nasıl hesaplanacağı kritik bir teknik detaydır. Bu tür karmaşık ihale, sözleşme ve tazminat sorunlarınızda, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için Yaka Danışmanlık uzmanlığından destek almak, tasfiye sürecindeki mali haklarınızı doğru hesaplamanızı sağlar. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 26.05.2025 tarihli ve E:2024/2011, K:2025/2202 sayılı kararı, bu hesaplamanın nasıl yapılması gerektiğini netleştirmiştir.
Kararın İlgili Kısmı
"6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 136/I' inci maddesi gereğince sözleşme davalı iş sahibinin sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hale gelmiş olduğundan aynı Kanunun 112' nci maddesi gereğince fesihte davalının kusursuz olduğunun kabulü gerekir. ...davacı yüklenicinin sözleşme nedeniyle uğradığı menfi zararları karşılamakla yükümlüdür... davacının menfi zarar kapsamında talep ettiği şantiye giderinin ödenmesi gerekir. Ancak ödenecek bu bedelden davalı tarafından ödenen imalât bedeli oranında indirim yapılması gerekir... bilirkişi raporunda şantiye giderleri olarak belirlenen 316.000 TL'den imâlat bedeli olarak ödenen bedele ilişkin olarak % 6,08 oranında indirim yapılmak suretiyle..."
Olayın Arka Planı: KİK Kararıyla Tasfiye Edilen Yol İşi
Davacı yüklenici, Karayolları Genel Müdürlüğü (İdare) ile 2012 yılında bir yol yapım işi sözleşmesi imzalamıştır. Yüklenici işe başlamış ve işin %6,08'lik kısmını tamamlayarak hakedişini almıştır. Bu sırada, ihaleyi kaybeden başka bir firmanın açtığı dava sonucunda İdare Mahkemesi ihaleyi iptal etmiş, KİK de "düzeltici işlem" kararı almıştır. Bu kararlara uymak zorunda olan İdare, 2013 yılında davacı yüklenicinin sözleşmesini tasfiye etmiştir. Davacı yüklenici, idarenin kusurlu olduğunu iddia ederek menfi (şantiye masrafları vb.) ve müspet (kâr kaybı) zararlarının tazminini istemiştir.
İlk Değerlendirme ve Bozma Süreci
Yargılama süreci, davacının kâr kaybı (müspet zarar) isteyemeyeceği, ancak menfi zarar isteyebileceği yönünde Bölge Adliye Mahkemesi kararıyla şekillenmiştir. Yerel Mahkeme, bozma sonrası yaptığı yargılamada, 5 kişilik bilirkişi heyetinden rapor almıştır. Bu raporda davacının ispat edebildiği menfi zararı 110.946,00 TL olarak hesaplanmış, ancak şantiye gideri talebi "kanıtlayıcı belge yok" diye reddedilmiştir. Mahkeme, bu rapora uyarak davayı kısmen kabul etmiştir.
Yargıtay Analizi: "İdare Kusursuzdur, Menfi Zarar Orantılı Ödenir"
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, hem davacının hem de davalının temyizi üzerine kararı bozmuştur:
- İdarenin Kusuru Yoktur (Kusursuz İmkansızlık): Yargıtay, idarenin KİK ve Mahkeme kararları sonucu "zorunlu olarak" sözleşmeyi tasfiye ettiğini belirtmiştir. Bu durum, TBK 136/1 uyarınca idarenin sorumlu tutulamayacağı bir "subjektif imkânsızlık" halidir. İdare fesihte kusursuzdur.
- Talep Hakkı "Menfi Zarar"dır: TBK 136/2 uyarınca, idare kusursuz olduğu için kâr kaybından (müspet zarar) sorumlu değildir. Ancak yüklenicinin sözleşmeye güvenerek yaptığı ve ispatladığı "menfi zararlarını" (örn: şantiye kurma/sökme gideri) ödemekle yükümlüdür.
- Menfi Zarar Hesabındaki Hata: Yargıtay, bilirkişi raporlarında bir şantiye gideri (316.000 TL) belirlendiğini ancak mahkemenin bunu reddetmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. Ancak, bu 316.000 TL'lik şantiye giderinin tamamının da ödenemeyeceğini vurgulamıştır.
- Orantılı İndirim Gerekir: Yüklenici, işin %6,08'lik kısmını yapmış ve bu kısmın bedelini (kârı dahil) almıştır. 316.000 TL'lik toplam şantiye gideri (menfi zarar) ise işin tamamı (%100) içindir. Yüklenici, bedelini aldığı %6,08'lik iş için yaptığı şantiye masrafını tekrar talep edemez. Bu nedenle, toplam şantiye giderinden (316.000 TL) işin tamamlanan kısmına düşen payın (%6,08) indirilmesi ve kalan tutara (296.787,20 TL) hükmedilmesi gerekirdi.
Analizin Sonucu
- KİK İptali Kusursuz Fesihtir: İdarenin, yargı veya KİK kararlarına uyarak yaptığı sözleşme tasfiyeleri "haksız fesih" değil, "kusursuz ifa imkansızlığı" (TBK 136) sayılır.
- Kâr Kaybı İstenemez: İdare kusursuz olduğundan, yüklenici müspet zarar (kâr kaybı) talep edemez.
- Menfi Zarar (Masraflar) İstenir: Yüklenici, sadece sözleşmeye güvenerek yaptığı (damga vergisi, teminat masrafı, şantiye kurma/sökme gideri vb.) menfi zararları talep edebilir.
- Menfi Zararda Mahsup Kuralı: Eğer yüklenici işin bir kısmını tamamlayıp bedelini (kârıyla birlikte) almışsa, talep ettiği toplam menfi zarardan (örn: toplam şantiye gideri), yaptığı işin oranına isabet eden kısmın mahsup edilmesi (indirilmesi) gerekir.




Yorum Bırak