Adi Ortaklığın Açtığı Dava Yargıtay'dan Döndü: Kritik "Dava Ehliyeti" Hatası

İş ortaklıkları (adi ortaklıklar), kamu ihalelerinde sıkça karşılaşılan bir yapıdır. Ancak adi ortaklığın "tüzel kişiliği" bulunmadığı için, alacak davalarında kimin dava açacağı kritik bir usul sorunudur. Ortaklardan sadece biri, tüm ortaklık adına dava açabilir mi? Bu tür karmaşık ihale, sözleşme ve hakediş sorunlarınızda, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için Yaka Danışmanlık uzmanlığından destek almak, dava açarken "dava ehliyeti" gibi temel usul şartlarını doğru bir şekilde yerine getirmenizi sağlar. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 16.04.2025 tarihli ve 2025/532 E., 2025/1516 K. sayılı kararı, bu konuda yapılan ve milyonlarca liralık bir davayı bozan kritik bir hatayı ortaya koymaktadır.

Kararın İlgili Kısmı

"Adi ortaklıkta davanın, tüm ortaklar tarafından birlikte açılması zorunlu olduğundan, mahkemece, davacıya davada yer almayan adi ortağın davaya muvafakatinin sağlanması için süre verilmesi, muvafakat sağlanamazsa davacının davayı açmakta dava ehliyeti bulunmadığından HMK'nın 114/1-d ve 115/2. maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir."

 

Olayın Arka Planı: Üç Ayrı Sözleşme, Tek Bir Dava

Bir güvenlik şirketi (davacı), idareden üç ayrı özel güvenlik hizmet alımı sözleşmesinden kaynaklanan 4735 S.K. Md. 24/son (%80 kuralı) kâr kaybı alacağı için dava açtı. Ancak Yargıtay incelemesinde iki büyük sorun tespit edildi:

Sorun (Sözleşme 1 ve 3): Davaya konu olan iki sözleşme, davacı firma tarafından tek başına değil, başka güvenlik şirketleriyle kurulan adi ortaklıklar (iş ortaklıkları) adına imzalanmıştı. Ancak dava, sadece ortaklardan biri tarafından açılmıştı.

Sorun (Sözleşme 2): Davacının tek başına imzaladığı diğer sözleşme için ise, işin sonunda idare ile "tasfiye tutanağı" imzalanmış ve taraflar "birbirlerinden herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunmayacaklarını" kabul etmişlerdi.

İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi, bu iki sorunu da göz ardı ederek davanın kabulüne ve yükleniciye 938.950,88 TL ödenmesine karar verdi.

 

Yargıtay'ın Bozma Gerekçesi 1: Adi Ortaklık Adına Tek Başına Dava Açılamaz

Yargıtay, kararı net bir usul hatası nedeniyle bozdu. Gerekçesi "mecburi dava arkadaşlığı" ilkesine dayandı:

Adi ortaklığın (iş ortaklığı) tüzel kişiliği yoktur.

Sözleşmeden doğan haklar, ortaklığa değil, ortakların tamamına "elbirliği mülkiyeti" (TMK 701) esasına göre aittir.

Bu nedenle, ortaklık adına açılacak davaların tüm ortaklar tarafından birlikte açılması zorunludur (HMK 60). Buna "mecburi dava arkadaşlığı" denir.

Eğer dava ortaklardan sadece biri tarafından açıldıysa, mahkemenin davacıya süre vererek diğer ortakların davaya "muvafakat" (onay) vermesini sağlaması gerekir.

Eğer diğer ortaklar muvafakat vermezse, davanın "dava ehliyeti" (HMK 114/1-d) yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi gerekir.

 

Yargıtay'ın Bozma Gerekçesi 2: "Tasfiye Tutanağı" İmzalandıysa Dava Açılamaz

Yargıtay ayrıca, 2. sözleşme için de kararı bozdu. Gerekçesi, 24.02.2015 tarihli "tasfiye tutanağı" idi. Bu tutanakta taraflar, birbirlerinden hiçbir hak ve alacakları kalmadığını beyan ederek sözleşmeyi tasfiye etmişlerdir. Bu tutanak, hukuken bir "ibra" (borçtan kurtarma) niteliğindedir. Davacı, imzaladığı bu tutanakla o sözleşmeden doğan tüm haklarından feragat etmiş sayılır ve sonradan aynı sözleşmeye dayanarak dava açamaz.

 

Analizin Sonucu

Yükleniciler (İş Ortaklıkları) İçin: Eğer bir iş ortağı (adi ortaklık) olarak sözleşme imzaladıysanız, idareye karşı açacağınız alacak davalarını mutlaka tüm ortaklar birlikte açın. Eğer tek başınıza açacaksanız, diğer ortaklardan noter onaylı "muvafakatname" alıp dava dosyasına sunmanız şarttır. Aksi halde davanız, daha esasına bile girilmeden "usulden" reddedilecektir.

Tüm Yükleniciler İçin: İdare ile "tasfiye tutanağı", "ibra" veya "hak ve alacak talebinde bulunmayacağına dair" bir belge imzalarken çok dikkatli olun. Bu imzalar, o sözleşmeyle ilgili gelecekte dava açma hakkınızı tamamen ortadan kaldırır.