Yargı Kararı Nedeniyle Sözleşmesi Feshedilen Yüklenici, İdareden Kâr Kaybı Tazminatı Alabilir mi?
Kamu ihalelerinde, sözleşme imzalandıktan sonra dahi devam eden itiraz süreçleri ve yargı kararları, mevcut sözleşmelerin geleceğini belirsizliğe sürükleyebilmektedir. İdarenin, bir mahkeme veya KİK kararına uyarak sözleşmeyi feshetmek (tasfiye etmek) zorunda kalması halinde, yüklenicinin uğradığı kâr kaybını kimin tazmin edeceği önemli bir hukuki sorundur. Bu tür karmaşık ihale, sözleşme ve hakediş sorunlarınızda, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için Yaka Danışmanlık uzmanlığından destek almak, hukuki imkânsızlık gibi durumlarda haklarınızı net bir şekilde belirlemenizi sağlar. Bu analizimizde, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 25.09.2019 tarihli, 2019/688 E. ve 2019/3626 K. sayılı kararına odaklanacağız.
Kararın İlgili Kısmı
"...yargı kararı sonucu davacı yüklenici ile yapılan sözleşmenin uygulama imkânı kalmamış, ifası imkânsız hale gelmiş ve hukuki imkânsızlık doğmuştur. ... idari yargı kararı nedeniyle davalı iş sahibince sözleşmenin fiilen uygulama imkânı kalmadığından işin durdurulması ve tasfiyeye gidilmesinde iş sahibine kusur yükletilmesi mümkün değildir."
İdare Mahkemesi Kararı ve Sözleşmenin Tasfiyesi
Bir okul inşaatı ihalesi, davacı yüklenici ile imzalanan sözleşme ile sonuçlanmıştır. Ancak, ihaleye katılan başka bir firma, Kamu İhale Kurulu'na (KİK) başvurmuş, başvurusu reddedilince konuyu İdare Mahkemesi'ne taşımıştır. İdare Mahkemesi, KİK kararının yürütmesini durdurmuş ve 4734 sayılı Kanun uyarınca "düzeltici işlem belirlenmesine" karar vermiştir. Bu mahkeme kararı üzerine KİK, önceki kararını iptal ederek yeni bir düzeltici işlem kararı almıştır. Davalı idare, bu yargı ve KİK kararlarına uymak zorunda kalarak, davacı yüklenici ile olan sözleşmenin ifasını durdurmuş ve tasfiye sürecini başlatmıştır.
Yüklenici: "Sözleşme Feshedildi, Kâr Kaybımı İsterim"
Sözleşmesi tasfiye edilen davacı yüklenici, bu feshin haksız olduğunu ileri sürerek idareye karşı dava açmıştır. Yüklenici, ihaleye katılma ve sözleşme masraflarının yanı sıra, işin tamamını yapamadığı için mahrum kaldığı "kâr kaybının" da kendisine ödenmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, yüklenicinin kâr kaybı talebini kısmen kabul etmiştir.
Yargıtay: "İdarenin Kusuru Yok, Fesih İradesi Değil, Zorunluluk Var"
Yargıtay, uyuşmazlığın temelinin "mahkeme kararına dayalı sözleşmeyi sona erdirmenin haksız fesih sayılıp sayılmayacağı" olduğunu belirtmiştir. Yüksek Mahkeme, davalı idarenin sözleşmeyi feshetme yönünde bir iradesi veya beyanı bulunmadığını, aksine İdare Mahkemesi ve KİK kararlarına uymak zorunda kaldığını vurgulamıştır. Bu durumda, yargı kararı nedeniyle sözleşmenin "uygulama imkânı kalmamış", yani "hukuki imkânsızlık" doğmuştur. İdareye, yargı kararına uyması nedeniyle bir kusur yüklenemeyeceği için, ortada idarenin kusuruna dayalı haksız bir fesih yoktur.
Analizin Sonucu
Yargıtay, kâr kaybının ancak "iş sahibinin kusuru nedeniyle sözleşmenin feshi halinde" istenebileceğine hükmetmiştir. Olayda idarenin bir kusuru olmayıp, hukuki imkânsızlık nedeniyle sözleşme sona erdiğinden, yüklenicinin kâr kaybı talebinin reddedilmesi gerektiğine karar vermiştir.
- İdareler için ders: İdareler, KİK veya mahkeme kararlarını uygulamakla yükümlüdür. Bu kararlar neticesinde bir sözleşme tasfiye edilirse, bu durum idarenin kusurlu bir feshi olarak değerlendirilmez ve idareye karşı kâr kaybı davası açılamaz.
- Yükleniciler için ders: Bir sözleşme, yargı kararları veya KİK'in düzeltici işlem kararları gibi "hukuki imkânsızlık" yaratan sebeplerle tasfiye edilirse, yüklenicinin kâr kaybı talep etme hakkı bulunmamaktadır. Ancak yüklenici, sözleşme nedeniyle yaptığı masrafları (karar pulu, harç vb.) ve yatırdığı teminatları geri isteme hakkına sahiptir.




Yorum Bırak