Tazmin Kararından Sonra Gelen Tahsilat Sorumluluğu Kaldırır mı? Sayıştay Yanıtladı
İdare gelirlerinin tahakkuk ve tahsil süreçlerindeki hatalar, özellikle gecikme cezalarının eksik hesaplanması veya hiç hesaplanmaması, Sayıştay denetimlerinde sıklıkla kamu zararı tespitine yol açmaktadır. Sorumluların, bu tespitten sonra ancak Daire kararı çıkmasının ardından ilgili tutarı tahsil etmesi ise, sorumluluğun kalkıp kalkmadığına dair önemli bir hukuki sorunu gündeme getirir. Bu tür karmaşık ihale, sözleşme ve hakediş sorunlarınızda, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için Yaka Danışmanlık uzmanlığından destek almak, denetim süreçleri ile mali sorumluluk arasındaki kritik zamanlamayı doğru yönetmenizi sağlar. Sayıştay Temyiz Kurulu'nun 21.09.2022 tarihli ve 52315 tutanak sayılı kararı, bu konuya açıklık getirmektedir.
Kararın İlgili Kısmı
"Ancak, yapılan tahsilatların muhasebeleştirilmesine ilişkin yukarıda sözü edilen belgenin tarihi, hüküm tarihi olan 22.09.2020 tarihinden sonradır. ... hükümden sonra yapılan bu tahsilat, ilam hükmünün infazı mahiyetinde olduğundan; bu hususta Kurulumuzca YAPILACAK İŞLEM OLMADIĞINA..."
Olayın Arka Planı: Eksik Gecikme Cezası ve Savunma
Bir üniversite yapım işinde, denetçiler işin süresinde tamamlanmaması nedeniyle kesilmesi gereken gecikme cezasının eksik hesaplandığını tespit etmiştir. İdarenin alması gereken geliri (gecikme cezası) eksik alması, 5018 sayılı Kanun'un 71. maddesi uyarınca "idare gelirlerinin tarh, tahakkuk veya tahsil işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yapılmaması" kapsamında kamu zararı olarak değerlendirilmiş ve sorumlular adına tazmin hükmü verilmiştir.
Sorumlular temyiz dilekçelerinde, söz konusu kamu zararının 14.03.2019 tarihli son hakedişte dikkate alınarak kesintisinin yapıldığını ve yükleniciden tahsil edildiğini belirterek, zararın ortadan kalktığını iddia etmişlerdir.
Temyiz Kurulu'nun Analizi: Hüküm Tarihi Milattır
Sayıştay Temyiz Kurulu, Daire'nin tazmin hükmünü tasdik etmiştir. Kurul'un kararı, tıpkı aynı dosyada incelenen diğer maddelerde olduğu gibi, tamamen tahsilatın zamanlamasına odaklanmıştır:
- Daire Kararının İncelenmesi: Kurul, sorgu aşamasında sorumluların "tahsil edildi" beyanına Daire'nin neden itibar etmediğini incelemiştir. Daire, savunma ekinde "kesinti" kaleminin yer aldığını ancak bu kesintinin yapıldığına dair kesinleşmiş bir muhasebe işlem fişi veya ödeme emri belgesi görmediği için kamu zararının varlığına hükmetmiştir.
- Temyiz Aşamasında Sunulan Belge: Sorumlular, temyiz aşamasında eksik olan bu belgeyi sunmuş ve 07.06.2021 tarihli bir muhasebe işlem fişi ile tahsilatın gerçekleştiğini kanıtlamışlardır.
- Zamanlama Kontrolü: Temyiz Kurulu bu noktada kritik bir karşılaştırma yapmıştır:
- Dairenin Hüküm (Karar) Tarihi: 22.09.2020
- Tahsilatın Muhasebeleştiği Tarih: 07.06.2021
Kurul, Daire'nin karar verdiği 22.09.2020 tarihinde, ortada henüz resmiyet kazanmış bir tahsilat belgesi bulunmadığını, dolayısıyla o tarih itibarıyla kamu zararının (alınmamış idare geliri) mevcut olduğunu tespit etmiştir. Bu nedenle Daire'nin tazmin kararı doğrudur.
Sorumluların temyizde sunduğu 2021 tarihli tahsilat belgesi ise, hüküm tarihinden sonra gerçekleştiği için, Daire kararının yanlış olduğunu değil, o kararın infaz edildiğini (yerine getirildiğini) gösterir. Bu nedenle Kurul, bu tahsilatın esasa etkili olmadığına ve "yapılacak işlem olmadığına" karar vermiştir.
Analizin Sonucu
Bu karar, kamu zararı sorumluluğunda olan idareciler ve görevliler için hayati bir uyarı niteliğindedir:
- Sayıştay denetiminde bir kamu zararı tespiti (sorgu) ile karşılaşıldığında, bu zararı gidermek (tahsil etmek) için derhal harekete geçilmelidir.
- Ancak bu tahsilatın hukuki olarak sorumluluğu kaldırması için, işlemin mutlaka Sayıştay Dairesi'nin tazmin hükmünü verdiği tarihten önce tamamlanmış ve resmi muhasebe kayıtlarına (muhasebe işlem fişi vb.) yansımış olması şarttır.
- Daire kararı çıktıktan sonra yapılan tahsilat, sorumluları tazmin hükmü almaktan kurtarmaz. Bu tahsilat, yalnızca haklarındaki o tazmin hükmünün infazı, yani borcun ödenmesi, anlamına gelir.
- "Kesin hesapta düzelttik" veya "son hakedişten kestik" gibi beyanlar, bu işlemlerin kesinleştiğini gösteren resmi muhasebe belgeleriyle desteklenmediği sürece Sayıştay Daireleri tarafından dikkate alınmayacaktır.




Yorum Bırak