Yüklenici Covid'i Bahane Etti, Yargıtay "İmkansızlık Yok, Uyarlama İste" Dedi
Covid-19 salgını, kamu ihale sözleşmelerinde yüklenicilerin en sık başvurduğu "mücbir sebep" gerekçesi olmuştur. Peki, sözleşmenizde "salgın hastalık" mücbir sebep olarak açıkça yazıyorsa, bu durum size otomatik olarak sözleşmeyi feshetme ve teminatınızı geri alma hakkı verir mi? Bu tür karmaşık ihale, sözleşme ve hakediş sorunlarınızda, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için Yaka Danışmanlık uzmanlığından destek almak, mücbir sebep ve aşırı ifa güçlüğü gibi teknik konularda idareye karşı doğru adımları atmanızı sağlar. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 27.02.2025 tarihli ve 2025/386 E., 2025/764 K. sayılı kararı, bu sorunun cevabının "hayır" olduğunu net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Kararın İlgili Kısmı
"...taraflar arasındaki sözleşmede salgın hastalığın mücbir sebep olarak sayılmasının doğrudan mücbir sebebin varlığını kabul etmeyi gerektirmediği... fiyat artışları öngörülemez sınırlarda gerçekleşmiş ve edim dengesi aşırı ölçüde bozulmuş ise TBK 'nın 138. madde kapsamında aşırı ifa güçlüğü söz konusu olabilir ise de bunun için de mahkemeden uyarlama talebinde bulunulabilecek iken davacının bu yola gitmeksizin doğrudan sözleşmeyi feshettiğini belirterek edimlerini yerine getirmediğinden davanın reddine karar verilmesi..."
Olayın Arka Planı: Covid-19 ve Tek Taraflı Fesih
Bir hazır yemek hizmet alımı yüklenicisi, 17.05.2019 tarihli sözleşmesini, 11.03.2020'de başlayan Covid-19 salgını nedeniyle "mücbir sebep" oluştuğu gerekçesiyle 30.03.2020 tarihinde tek taraflı olarak feshetmiştir. Yüklenici, salgının malzeme tedariğini güçleştirdiğini, gıda fiyatlarını artırdığını ve sözleşmede "genel salgın hastalığın" mücbir sebep olarak sayıldığını belirterek, 2.225.127,45 TL'lik teminat mektubunun iadesi için dava açmıştır.
İstinafın Tespiti: "Mücbir Sebep" ile "Aşırı İfa Güçlüğü" Farkı
İlk Derece Mahkemesi yükleniciyi haklı bulsa da, Bölge Adliye Mahkemesi bu kararı kaldırmış ve davayı reddetmiştir. İstinaf mahkemesinin (ve Yargıtay'ın onadığı) gerekçesi şu ayrıma dayanmaktadır:
Mücbir Sebep (İfa İmkansızlığı): Salgının sözleşmede yazması, onun otomatik olarak mücbir sebep sayılmasını gerektirmez. Mücbir sebep, borcun ifasını imkansız hale getirmelidir. Oysa davalı idare, aynı dönemde 56 farklı firmanın hazır yemek hizmetini "aksaksız" yürüttüğünü belirtmiştir. Bu durum, ifanın imkansız olmadığını göstermektedir.
Aşırı İfa Güçlüğü (TBK 138): Yüklenicinin asıl şikayeti "ifa imkansızlığı" değil, "fiyatların aşırı artmasıdır". Bu durum, hukuken "mücbir sebep" değil, Türk Borçlar Kanunu'nun 138. maddesindeki aşırı ifa güçlüğü (sözleşmenin uyarlanması) kapsamına girer.
Yargıtay'ın Onama Gerekçesi: Fesih, İlk Değil Son Çaredir
Yargıtay, İstinaf mahkemesinin bu yorumunu hukuka uygun bularak kararı onamıştır. Karara göre; yüklenici, fiyat artışları nedeniyle edim dengesi aşırı ölçüde bozulmuşsa, doğrudan sözleşmeyi feshetmek yerine, önce mahkemeden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını (TBK 138) talep etmeliydi. Bu yola gitmeden doğrudan fesih yolunu seçmesi, feshin haksız olduğu anlamına gelmektedir.
Analizin Sonucu
Yükleniciler İçin: Sözleşmenizde "salgın" veya "ekonomik kriz" gibi ifadelerin mücbir sebep olarak yazılması size otomatik bir çıkış kapısı sağlamaz. İdareye veya mahkemeye, bu durumun işinizi yapmayı fiilen imkansız hale getirdiğini (örn: sokağa çıkma yasağı, fabrikanın yanması) ispatlamalısınız. Eğer şikayetiniz artan maliyetler ise, bu mücbir sebep değil, "aşırı ifa güçlüğü"dür ve bunun için fesih değil, uyarlama davası açmanız gerekir.
İdareler İçin: Yüklenicinin mücbir sebep iddiasıyla fesih talebini, "İfa imkansız mı?" süzgecinden geçirin. Eğer diğer yükleniciler benzer işleri yapabiliyorsa veya yüklenicinin asıl derdi maliyet ise, bu bir "ifa imkansızlığı" değildir. Fesih talebini reddetmeniz ve teminatı elde tutmanız (Yargıtay kararlarına göre) hukuken güçlü bir pozisyondur.




Yorum Bırak