"Sözleşmeden Doğan Haklarım Dışında Talep Yok" İfadesi Menfi Zarardan Feragat Anlamına Gelir mi?

Kamu ihalelerinde sözleşmelerin mücbir sebepler (doğal afet, kamulaştırma sorunları vb.) nedeniyle tasfiye edilmesi durumunda, tarafların hak ve yükümlülüklerinin nasıl belirleneceği önemli bir konudur. Yüklenicinin işi yapabilmek için sözleşme imzalanmadan önce veya hemen sonrasında yaptığı hazırlık masraflarının (menfi zarar) akıbeti, özellikle tasfiye sırasındaki beyanlar ışığında karmaşıklaşabilir. Bu tür karmaşık ihale, sözleşme ve hakediş sorunlarınızda, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için Yaka Danışmanlık uzmanlığından destek almak, tasfiye süreçlerinde "feragat" anlamına gelebilecek beyanlardan kaçınarak haklarınızı korumanızı sağlar. Bu analizde, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 14.10.2020 tarihli, 2019/3562 E. ve 2020/2779 K. sayılı kararı incelenmiştir.

Kararın İlgili Kısmı

"Menfi zarar diye nitelendirilen imalât ve harcamalar taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmasa idi yapılmayacak olan masraf ve imalâtlar olduğundan sözleşmeden doğan hak ve alacaklar kapsamındadır."

Mücbir Sebeple Tasfiye ve Yüklenicinin "Feragat" Benzeri Beyanı

Davacı yüklenici, bir köprü yapım işini üstlenmiş ve fiilen işe başlamıştır. Ancak ifa hazırlıkları yapılırken yöredeki arazi sahiplerinin işe karşı çıkması nedeniyle işe devam edilememiştir. Bu durum (arazi sahiplerinin karşı çıkması) taraflarca mücbir sebep olarak kabul edilmiş ve yüklenicinin talebi üzerine 4735 sayılı Kanun'un 23. maddesi uyarınca sözleşme tasfiye edilerek kesin teminatı iade edilmiştir. Yüklenici, idareye verdiği 14.08.2018 tarihli tasfiye talep dilekçesinde, "sözleşmeden doğan hakları ve teminatı dışında hiçbir maddi ve manevi hak talep etmediğini" beyan etmiştir. İdare, bu beyana dayanarak yüklenicinin tüm haklarından feragat ettiğini düşünmüştür.

Yüklenici Talebi: Sözleşme İçin Yapılan Hazırlık Masraflarının (Menfi Zarar) İstenmesi

Tasfiyeden sonra yüklenici, sözleşmenin ifası için yaptığı (şantiye kurulumu, personel giderleri vb.) ve sözleşme olmasaydı yapmayacağı masrafların, yani "menfi zararının" tazmini için dava açmıştır. Yerel mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi, yüklenicinin dilekçesindeki beyanını "feragat" olarak yorumlamış ve menfi zararların "sözleşmeden doğan hak" kapsamında kalmadığını belirterek davayı reddetmiştir.

Yargıtay: Menfi Zarar "Sözleşmeden Doğan Hak" Kapsamındadır

Yargıtay, bu kararı bozmuştur. Yüksek Mahkeme'ye göre:

  1. Mücbir Sebeple Tasfiyede Menfi Zarar İstenir: Akdi ilişkinin taraflara kusur yüklenemeyecek bir mücbir sebeple sonlandırılması halinde, taraflar kâr kaybı (müspet zarar) talep edemezler. Ancak, ifa için yapılan masraflar olan "menfi zararlarını" talep edebilirler.
  2. Menfi Zarar Nedir? Yargıtay, menfi zararı "sözleşme ilişkisi kurulmamış olması halinde yapılmayacak olan masraflar" olarak tanımlamıştır.
  3. Feragat Yoktur: Yüklenicinin "sözleşmeden doğan haklarım..." ifadesi, tam da bu menfi zararları kapsamaktadır. Çünkü bu masraflar, sözleşme ilişkisi olmasaydı yapılmayacaktı; dolayısıyla bu talebin kaynağı sözleşmedir. Mahkemenin, menfi zararı "sözleşmeden doğan hak" kapsamı dışında görerek feragat kabulü yapması hatalıdır.

Analizin Sonucu

Yargıtay, yüklenicinin menfi zarar talep etme hakkından feragat etmediğine ve kusursuz tasfiye durumunda dahi bu masrafları talep etme hakkı bulunduğuna karar vermiştir. Karar, menfi zararların hesaplanması için bozulmuştur.

  • İdareler için ders: Tasfiye tutanaklarında yükleniciden alınan "başka bir hak talep etmiyorum" şeklindeki beyanlar, menfi zararları her zaman kapsamayabilir. Menfi zarardan da feragat istendiği açıkça ve "menfi zarar" ifadesi kullanılarak belirtilmelidir.
  • Yükleniciler için ders: Mücbir sebeple tasfiye durumunda, "kâr kaybı" talep edilemese de, sözleşmeye güvenilerek yapılan hazırlık masrafları (menfi zarar) talep edilebilir. Tasfiye dilekçesi verirken, "sözleşmeden doğan haklarım" ifadesi bu hakkı korur.