Yargıtay'dan Fiyat Artışı Uyarısı: Mücbir Sebep Değil 'Aşırı İfa Güçlüğü'! (Fesih ve Uyarlama Farkı)

Pandemi ve sonrasında yaşanan yüksek enflasyon, kamu ihalelerindeki maliyetleri öngörülemez düzeyde artırmıştır. Birçok yüklenici, bu durumu "mücbir sebep" olarak ileri sürüp sözleşmeleri feshetme yoluna gitmiştir. Ancak yargı, "maliyet artışı" ile "ifa imkansızlığı" arasında net bir ayrım yapmaktadır. Bu tür karmaşık ihale, sözleşme ve hakediş sorunlarınızda, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için Yaka Danışmanlık uzmanlığından destek almak, fesih veya uyarlama gibi kritik kararlarda doğru hukuki zemini belirlemenizi sağlar. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 03.02.2025 tarihli ve 2025/117 E., 2025/297 K. sayılı kararı, bu ayrımın sonuçlarını net bir şekilde ortaya koymuştur.

Kararın İlgili Kısmı

"coronavirüs salgınının mücbir sebep sayılabilmesi için yemek hizmeti verilmesine ilişkin borcun sözleşmeye uygun olarak ifasına engel oluşturması gerektiği, burada mücbir sebebin varlığı ve buna bağlı olarak tam veya kısmi ifa imkansızlığı bulunduğundan söz edilemeyeceği... fiyat artışları öngörülemez sınırlarda gerçekleşmiş... ise TBK 138. madde kapsamında aşırı ifa güçlüğü söz konusu olabilir... mahkemeden uyarlama talebinde bulunulabilecek iken davacının bu yola gitmeksizin doğrudan sözleşmeyi feshettiğini..."

Olayın Arka Planı: Mücbir Sebep Gerekçesiyle Fesih ve Teminat İadesi Talebi

Bir yemek hizmeti yüklenicisi, Covid-19 salgınını mücbir sebep (4735 S.K. Md. 10) göstererek sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmiştir. Yüklenici, feshin haklı olduğunun tespiti ve idare tarafından haksız yere nakde çevrilen teminat mektubu bedelinin iadesi için dava açmıştır.

İlk Derece Mahkemesi, yükleniciyi haklı bulmuştur. Mahkeme, sözleşmede "salgın hastalık" halinin mücbir sebep olarak açıkça sayıldığını, bu nedenle feshin haklı olduğunu ve teminatın iade edilmesi gerektiğini belirterek davayı kabul etmiştir.

 

Bölge Adliye Mahkemesi: "Bu Mücbir Sebep Değil, Aşırı İfa Güçlüğü"

Davalı idarenin istinafı üzerine dosyayı inceleyen Bölge Adliye Mahkemesi (BAM), kararı kaldırmış ve davayı reddetmiştir. BAM'ın gerekçesi, mücbir sebep ile aşırı ifa güçlüğü arasındaki farka dayanmaktadır:

İfa İmkansızlığı Yok: Sözleşmede salgın hastalığın mücbir sebep sayılması, otomatik olarak fesih hakkı vermez. Covid-19, "yemek hizmeti verilmesine" (işin yapılmasına) engel olmamıştır. Dolayısıyla ortada bir ifa imkansızlığı yoktur.

Sorun Fiyat Artışı: Yüklenicinin asıl sorunu, işin yapılamaması değil, artan maliyetler (fiyat artışları) nedeniyle ifanın aşırı zorlaşmasıdır.

Doğru Hukuki Zemin (TBK 138): Bu durum, mücbir sebep (4735 S.K. Md. 10) değil, "aşırı ifa güçlüğü" (Türk Borçlar Kanunu Md. 138) kapsamındadır.

Yanlış Hukuki Yol (Fesih): Aşırı ifa güçlüğü durumunda yüklenicinin hakkı, doğrudan sözleşmeyi feshetmek değil, öncelikle mahkemeden sözleşmenin uyarlanmasını istemektir.

Sonuç: Yüklenici, uyarlama yoluna gitmeksizin doğrudan fesih yolunu seçerek haksız duruma düşmüştür.

 

Yargıtay'ın Onama Kararı

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, yüklenicinin temyiz talebini reddederek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin "bu durum mücbir sebep değil, aşırı ifa güçlüğüdür ve fesih değil uyarlama gerektirir" şeklindeki ret kararını ONAMIŞTIR.

 

Analizin Sonucu

Bu karar, artan maliyetlerle boğuşan yükleniciler için hayati bir yol ayrımını göstermektedir:

Maliyet Artışı Mücbir Sebep (İfa İmkansızlığı) Değildir: Yargı, fiyatların artmasını, ifayı imkansız kılan bir mücbir sebep olarak değil, ifayı aşırı zorlaştıran bir durum olarak görmektedir.

Aşırı İfa Güçlüğü (TBK 138) Nedir? Yüklenicinin öngörmediği ve öngörmesinin beklenemediği olağanüstü bir durum (pandemi, hiperenflasyon vb.) nedeniyle sözleşmedeki edimler dengesi aşırı bozulmuşsa, bu durum "aşırı ifa güçlüğü"dür.

Fesih En Son Çaredir: TBK 138'e göre, yüklenicinin bu durumda öncelikli hakkı mahkemeden uyarlama (fiyatların veya koşulların güncellenmesi) talep etmektir. Doğrudan fesih yoluna gitmek, feshin haksız bulunmasına ve teminatın yanmasına neden olabilir.