Fesih Gecikme Cezasının Tamamını Engeller mi? Yargıtay'ın "Feshedilemeyen Süre" Ayrımı
Yüklenicinin temerrüdü nedeniyle sözleşmenin iş sahibi (idare) tarafından feshedilmesi durumunda, idarenin hem fesih nedeniyle uğradığı zararları hem de işin gecikmiş olması nedeniyle gecikme cezasını aynı anda talep edip edemeyeceği, sözleşme hukukunun en tartışmalı alanlarından biridir. Bu tür karmaşık ihale, sözleşme ve hakediş sorunlarınızda, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için Yaka Danışmanlık uzmanlığından destek almak, fesih ve tasfiye süreçlerindeki mali haklarınızı korumanıza yardımcı olur. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 2019/3378 E., 2020/2914 K. sayılı kararı, bu ikileme önemli bir istisna getirmiştir.
Kararın İlgili Kısmı
"...yine taraflar arasındaki sözleşmede işin süresinde bitirilmemesi halinde yüklenicinin her gün için sözleşmede belirlenen oranda günlük ceza ödemesi kararlaştırılmış olup bu cezanın ifaya ekli ceza niteliğini taşıması nedeniyle sözleşmede aksine bir hüküm de bulunmadığından mahkemenin kabulünde olduğu gibi fesih halinde istenmesi mümkün değil ise de sözleşmenin 11. 1. maddesinde belirlenen 30 günlük feshedilemeyen süre için davacının gecikme cezası istemesi mümkün olduğundan mahkemece gecikme cezasının tümüyle reddi doğru olmamıştır."
Olayın Arka Planı: Feshedilen İnşaatta Ceza Talebi
Bir vakfa (iş sahibi/davacı) ait hanın inşası işini üstlenen yüklenici (davalı), inşaatı programın gerisinde kalarak temerrüde düşmüştür. İş sahibi, ihtarname çekerek sözleşmeyi feshetmiş ve yükleniciye yaptığı fazla ödemelerin iadesi ile birlikte, sözleşmede yer alan gecikme cezasının da tahsilini talep etmiştir.
Kural: Fesih Varsa İfaya Ekli Ceza Yoktur
Yerel mahkeme, yüklenicinin yaptığı fazla ödemelerin iadesine karar vermiş ancak gecikme cezası talebini reddetmiştir. Mahkemenin gerekçesi, Yargıtay'ın yerleşik içtihadına dayanmaktadır: Gecikme cezası, "ifaya ekli bir ceza"dır (yani sözleşmenin uygulanmaya devam etmesi ve işin geç de olsa bitirilmesi şartına bağlıdır). İş sahibi sözleşmeyi "feshederek" ifadan vazgeçmişse, artık ifaya bağlı olan gecikme cezasını talep edemez; sadece fesih nedeniyle uğradığı menfi zararları isteyebilir.
Yargıtay'ın İstisnası: Sözleşmedeki "Feshedilemeyen Süre" (İhtar Süresi) Cezası
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, kararı bu yönden bozmuştur. Yargıtay, yerel mahkemenin "fesih halinde ifaya ekli ceza istenemez" şeklindeki ana kuralının doğru olduğunu teyit etmiştir.
Ancak Yargıtay, incelenen sözleşmenin 11.1 maddesinde özel bir hüküm tespit etmiştir: Bu hüküm, idareye fesih öncesi vermesi gereken 30 günlük bir ihtar süresi (feshedilemeyen süre) tanımakta ve bu süre için de gecikme cezası öngörmektedir. Yargıtay, sözleşmenin feshinden sonraki dönem için gecikme cezası istenemeyecek olsa da, sözleşmede açıkça "feshedilemeyen süre" olarak tanımlanan bu 30 günlük ihtar süresi için kararlaştırılan cezanın, fesihten bağımsız olarak istenebileceğine hükmetmiştir.
Bu nedenle, mahkemenin gecikme cezasını tümüyle reddetmesini hatalı bulmuş ve 30 günlük süre için cezanın hesaplanmasını istemiştir.
Analizin Sonucu
- Ana Kural: Sözleşme (özellikle YİGŞ dışındaki özel/eser sözleşmeleri) feshedildiğinde, iş sahibi artık ifayı beklemediği için, kural olarak ifaya bağlı "gecikme cezasını" talep edemez.
- İstisna (Sözleşme Hükmü): Eğer sözleşme, fesih öncesindeki ihtar süresi (Yargıtay'ın "feshedilemeyen süre" dediği dönem) için ayrıca ve açıkça bir ceza öngörmüşse, bu ceza fesihten etkilenmez ve talep edilebilir.
- Firmalar İçin Öneri: Yükleniciler, sözleşme feshinde "gecikme cezası istenemez" kuralına güvenmemeli, sözleşmede ihtar süreleri için özel bir ceza olup olmadığını mutlaka kontrol etmelidir.




Yorum Bırak