Muhammen Bedel Aşıldı Diye İhale Onaylanmak Zorunda Değil! Danıştay'dan İta Amirinin İptal Yetkisine Onay

2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'na tabi satış ihalelerinde, muhammen bedelin üzerinde bir teklif verilmesi ve rekabet koşullarının oluşması, ihalenin mutlaka onaylanacağı anlamına gelmez. Kanun'un 31. maddesi, ita amirine (vali, belediye başkanı vb.) "ihale kararını onaylama veya iptal etme" konusunda geniş bir takdir yetkisi tanımıştır. Danıştay 13. Dairesi'nin 29/01/2025 tarihli E:2024/3479, K:2025/411 sayılı kararı, bu takdir yetkisinin sınırlarını ve hangi koşullarda "keyfilik" olarak değerlendirilemeyeceğini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu tür karmaşık ihale, sözleşme ve idari takdir yetkisinin sınırlarına ilişkin sorunlarınızda, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için Yaka Danışmanlık uzmanlığından destek almak, idarenin takdir yetkisine karşı hukuki pozisyonunuzu güçlendirecektir.

Kararın İlgili Kısmı

"İhale konusu taşınmazın yüksek bir bedelle satılması kamunun yararına olacağından, muhammen bedelin aşılmış olduğu durumlarda dahi, taşınmazın daha yüksek bir fiyata satılabileceğinin ita amirince anlaşılması ve kamu yararı dışında subjektif nedenlerle hareket edildiğinin davacı tarafından ortaya koyulamaması durumunda takdir yetkisinin ihalenin onaylanmaması yolunda kullanılmasının hukuka aykırı sayılamayacağı açıktır."

Muhammen Bedelin Üzerindeki Teklifin İta Amiri Tarafından İptali

Bir belediye, mülkiyetindeki bir taşınmazı 2886 sayılı Kanun uyarınca açık teklif usulüyle satışa çıkarmıştır. Taşınmazın muhammen bedeli 114.774,30-TL olarak belirlenmiştir. İhaleye dört istekli katılmış ve rekabet sonucunda en yüksek teklif 130.000,00-TL olarak davacı tarafından verilmiştir. İhale komisyonu, ihaleyi davacı üzerinde bırakmıştır.

Ancak ihale komisyonu kararı onay için ita amirine (Belediye Başkanı) sunulduğunda, ita amiri 2886 sayılı Kanun'un 31. maddesine dayanarak "teklifi yeterli görmediğinden" (hadde layık bulmadığından) ihale kararını onaylamamış ve ihaleyi iptal etmiştir.

İdare Mahkemesi: "İptal Kararı Keyfidir"

Davacı, bu iptal işlemine karşı dava açmıştır. İlk Derece Mahkemesi, davacıyı haklı bularak idarenin iptal işlemini iptal etmiştir. Mahkemenin gerekçesi; ihaleye dört isteklinin katıldığı, rekabet koşullarının oluştuğu ve muhammen bedelin üzerinde bir fiyata ulaşıldığıdır. Mahkemeye göre, idare, taşınmazın "daha yüksek bir bedelle ihale edilebileceğini gösteren somut bir bilgi veya belge" sunamamış, bu nedenle ita amirinin takdir yetkisini keyfi kullandığı sonucuna varmıştır.

Danıştay: "İta Amirinin Yetkisi Sadece Usul Değil, Yerindelik Denetimidir"

Davalı idarenin temyizi üzerine Danıştay 13. Dairesi, İdare Mahkemesi kararını bozmuş ve davayı reddetmiştir (yani idarenin iptal işlemini hukuka uygun bulmuştur). Danıştay'ın bu kararı, 2886 sayılı Kanun'un ruhunu yansıtan önemli gerekçelere dayanmaktadır:

  1. Md. 31 Geniş Bir Takdir Yetkisidir: Danıştay, ita amirine tanınan bu yetkinin sadece bir "hukuka uygunluk denetimi" olmadığını, aynı zamanda "yerindelik denetimi" (işin özelliklerini, piyasa şartlarını ve Hazine menfaatini) kapsadığını vurgulamıştır.
  2. Muhammen Bedelin Aşılması Yeterli Değildir: Muhammen bedelin aşılmış olması, ita amirinin takdir yetkisini ortadan kaldırmaz. İta amiri, bu bedelin "piyasa şartlarına uygun olup olmadığını" en iyi bilebilecek durumdadır.
  3. İdarenin Somut Gerekçesi (Emsal Bedeller): İdare Mahkemesi'nin "somut belge yok" tespitinin aksine Danıştay, idarenin savunmasındaki önemli bir noktaya dikkat çekmiştir: İdare, aynı ihale kapsamında satılan, yüz ölçümü bakımından daha küçük olan emsal bir taşınmazın 765.000,00-TL gibi çok daha yüksek bir bedelle ihale edildiğini belirtmiştir.
  4. Takdir Yetkisi Hukuka Uygundur: Bu emsal satış bedeli, davacının 130.000 TL teklif verdiği taşınmaz için "yeterli teklif bedeline ulaşılmadığı" yönündeki idari takdiri somutlaştıran ve destekleyen bir delildir.
  5. İspat Yükü: Davacının, idarenin kamu yararı dışında (sübjektif, keyfi) nedenlerle hareket ettiğini ortaya koyması gerekir. Olayda idare, emsal bedellere dayanarak kamu yararını gözettiğini savunmuş ve bu takdir yetkisi hukuka uygun bulunmuştur.

Analizin Sonucu

Danıştay'ın bu kararı, 2886 sayılı Kanun kapsamındaki satış ihaleleri için hem idarelere hem de isteklilere net mesajlar vermektedir:

  • İdareler İçin: İta amirleri, Md. 31'i kullanırken "teklifi yeterli bulmadım" gibi soyut gerekçelere dayanmamalıdır. Kararlarını, "emsal satış bedelleri", "piyasa araştırmaları" veya "bölgedeki değer artışları" gibi somut verilere dayandırarak, takdir yetkisinin keyfi değil, kamu yararına kullanıldığını ispatlayabilmelidir.
  • İstekliler İçin: Bir satış ihalesinde muhammen bedelin üzerinde en yüksek teklifi vermek, ihaleyi kazanmayı garanti etmez. İta amiri, Hazine menfaati gereği ihaleyi (özellikle düşük kalan tekliflerde) iptal etme hakkına daima sahiptir.
  • Md. 31'in Sınırı: İta amirinin iptal yetkisi geniştir ancak sınırsız değildir. Sınırı, "kamu yararı" ve "hizmet gerekleri"dir. Emsal bedellere dayalı bir iptal, kamu yararı kapsamında görülürken; somut hiçbir gerekçeye dayanmayan bir iptal "keyfilik" olarak değerlendirilebilir.