Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'ndan Muvazaa Tespitine Fren: "Özel Kanun Varsa Asıl İş İhale Edilebilir"
Kamu kurumlarında asıl işlerin (temizlik, güvenlik harici) alt işverenlere ihale edilmesi, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca "muvazaa" (danışıklı işlem) iddialarının temelini oluşturmaktadır. Muvazaa tespiti, alt işveren işçilerinin baştan itibaren asıl işverenin işçisi sayılmasına ve o kurumdaki Toplu İş Sözleşmesi (TİS) haklarından (ikramiye, sosyal yardım, ilave tediye) yararlanmasına yol açar. Ancak, idarenin "asıl işini" ihale etmesine izin veren özel bir kanun varsa, durum değişmektedir. Bu tür karmaşık ihale, sözleşme ve muvazaa sorunlarınızda, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için Yaka Danışmanlık uzmanlığından destek almak, kurumunuzun yasal statüsünün doğru analiz edilmesini sağlar. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.04.2023 tarihli ve E:2022/9-1012, K:2023/365 sayılı kararı, bu konudaki en üst merciin görüşünü yansıtmaktadır.
Kararın İlgili Kısmı
"Her ne kadar İş Kanunu İş Hukukuyla ilgili temel hükümler getirmekte ise de öncesinde 4628 sayılı Kanun ve sonrasında ise 6446 sayılı Kanun davalı AAAAA AŞ yönünden özel hükümler içermektedir. Bu nedenle İş Kanunu’nun 2 nci maddesinden önce özel kanun hükümlerinin uygulanması gerekir... Alt işverenlik sözleşmeleri bu kanunlara yani kanuni yetkiye uygun olarak yapılmış ise İş Kanunu’nda öngörülen ... sınırlandırma hükümlerinin burada aranması mümkün olmadığından bu sözleşmeler geçerli kabul edilmelidir."
Olayın Arka Planı: HES İşletmesinde Muvazaa İddiası
Davacı işçi, davalı AAAAA AŞ'ye (Devlet kurumu, HES işletmecisi) ait bir baraj işyerinde, asıl iş olan "işletme, bakım ve onarım" işlerini, alt işveren firmaların (CCCCC Ltd. ve BBBBB Ltd.) işçisi olarak göstermek suretiyle yapmıştır. İşçi, bu ilişkinin muvazaalı olduğunu, baştan beri AAAAA AŞ işçisi sayılması gerektiğini ve bu nedenle AAAAA AŞ'nin taraf olduğu Toplu İş Sözleşmesi'nden doğan fark alacaklarının (ikramiye, sosyal yardım, ilave tediye) ödenmesini talep etmiştir. Davacı, daha önce açtığı bir davada 22.05.2014 tarihine kadarki dönem için muvazaa tespitinin Yargıtay'dan geçerek kesinleştiğini de delil olarak sunmuştur.
İlk Değerlendirme: Mahkeme Direndi, 9. Daire "Özel Kanuna Bak" Diye Bozdu
Ankara 14. İş Mahkemesi, hem kesinleşen önceki muvazaa kararını hem de "asıl işin bölünemezliği" ilkesini esas alarak ilişkinin muvazaalı olduğuna karar verdi ve TİS fark alacaklarını kabul etti. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, bu kararı "eksik inceleme" gerekçesiyle bozdu. 9. Daire, davalı AAAAA AŞ'nin sıradan bir işveren olmadığını, 4628 ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunlarına tabi olduğunu; bu özel kanunların kuruma "üretim, işletme ve bakım-onarım" gibi asıl işlerini ihale etme yetkisi verdiğini belirtti. Özel kanun varken genel kanun olan İş Kanunu'na dayalı muvazaa tespiti yapılamayacağını, mahkemenin bu özel kanunlara uygunluk denetimi yapması gerektiğini söyleyerek kararı bozdu. Mahkeme, ilk kararında direndi.
Üst Merci Analizi (YHGK): "Özel Kanun Genel Kanundan Önce Gelir"
Direnme kararı üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na (YHGK) geldi. YHGK, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin bozma kararını haklı bularak direnme kararını bozdu. YHGK'nın gerekçesi şu ilkelere dayandı:
- Özel Kanunun Önceliği (Lex Specialis): Davalı AAAAA AŞ, elektrik piyasasını düzenleyen 4628 ve 6446 sayılı özel kanunlara tabidir. Bu kanunlar, kuruma asıl işi olan "işletme ve bakım-onarım" işlerini hizmet alımı yoluyla yaptırma yetkisi vermektedir.
- İş Kanunu Sınırlaması Uygulanamaz: İş Kanunu (Md. 2) "asıl iş bölünemez" dese de, özel kanun (4628/6446) bu yasağa bir istisna getirmiştir. Özel kanun, genel kanundan (İş Kanunu) önce gelir.
- Muvazaa Tespiti İçin Yeni Kriter: Bu durumda mahkeme, "iş asıl iş mi, yardımcı iş mi?" diye bakamaz. Bakması gereken şudur: "İhale, 4628/6446 sayılı kanunlara ve EPDK (Kurul) kararlarına uygun yapılmış mıdır?" Eğer ihaleler bu özel kanunlara uygunsa, ilişki geçerlidir ve muvazaa yoktur.
- Kesinleşmiş Kararın Etkisi: YHGK ayrıca, "Bir ihale dönemi için verilen muvazaa kararı, sonraki ihale dönemleri için otomatik olarak muvazaa kabulünü gerektirmez. Her ihale dönemi kendi şartlarında ayrı ayrı değerlendirilmelidir" diyerek yerel mahkemenin "kesinleşmiş karar var" gerekçesini de çürütmüştür.
Analizin Sonucu
- "Asıl İş = Muvazaa" Formülü Her Zaman Geçerli Değildir: Bu YHGK kararı, "asıl iş" alt işverene verildiyse "ilişki muvazaalıdır" şeklindeki otomatik kabulü kırmıştır.
- Özel Kanun Yetkisi Hayati Önemde: Muvazaa davalarında (özellikle kamu idarelerine karşı), idarenin tabi olduğu özel bir kanun (Enerji, Sağlık, Ulaşım vb.) olup olmadığına ve bu kanunun idareye "asıl işini" ihale etme yetkisi verip vermediğine bakılmalıdır.
- Geçerlilik Kriteri: Eğer özel bir kanuni yetki varsa, muvazaa tespiti ancak genel muvazaa şartları (İş Kanunu dışındaki, örn: işçilerin emirleri asıl işverenden alması, ekipmanların asıl işverence sağlanması vb.) veya ihalenin o özel kanuna aykırı yapıldığının ispatı halinde mümkündür.
- İdareler ve Alt İşverenler İçin Sonuç: Özel kanunla yetkilendirilmiş kurumlarda (Enerji, Sağlık Bakanlığı, KİT'ler vb.) asıl işi yürüten alt işverenler, bu YHGK kararı uyarınca muvazaa davalarına karşı daha güçlü bir hukuki savunmaya sahip olmuşlardır.




Yorum Bırak