İş Önceden Bitti, İhale Sonradan Yapıldı: Yargıtay'ın TCK 235 ve TCK 257 Ayrımı

Kamu alımlarında, özellikle acil durumlarda veya usulsüz uygulamalarda, bir işin ihalesiz olarak yaptırılması ve ödeme evrakını tamamlamak için sonradan "formalite icabı" veya "şeklen" bir ihale düzenlenmesi sıkça rastlanan bir durumdur. Bu fiili durumun "ihaleye fesat karıştırma" (TCK 235) suçunu oluşturup oluşturmadığı, ceza yargılamalarının temel tartışma konularından biridir. Bu tür karmaşık ihale, sözleşme ve hakediş sorunlarınızda, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için Yaka Danışmanlık uzmanlığından destek almak, eylemlerinizin cezai nitelendirmesini doğru analiz ederek sizi ağır yaptırımlardan korur.

Bu analizde, Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin 13.06.2023 tarihli ve 2023/1157 E., 2023/7437 K. sayılı kararı incelenmektedir. Karar, "şeklen ihale"nin "ihaleye fesat" suçunu oluşturmayacağını, ancak eylemin cezasız kalmayıp "görevi kötüye kullanma" olarak değerlendirileceğini vurgulamaktadır.

Kararın İlgili Kısmı

"İhaleye fesat karıştırma suçunun oluşabilmesi için kanunlarda öngörülmüş ihale usullerinden biriyle yapılmış ya da yapılacak bir ihale ve iş olmasının zorunlu olduğu, ihalenin şeklen yapılıp ihaleye konu işin daha önceden icra edildiğinin anlaşılması halinde... fiili durumu hukukileştirmeye çalışan kamu görevlilerinin... görevi kötüye kullanma suçunun işlendiğinin kabul edilmesi gerekeceği..."

Olayın Arka Planı: İhale Tarihinden Önce Biten İş İddiası

Simav Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği'nin yaptığı çeşitli ihalelerle ilgili olarak kamu görevlileri ve firma yetkilileri hakkında "ihaleye fesat karıştırma" suçundan dava açılmıştır.

Soruşturma sırasında alınan 03.12.2015 tarihli bilirkişi raporu ve polis raporları, kritik bir tespitte bulunmuştur: Bir ihalede (2012/20002 kayıt numaralı), işin bittiğine dair 17.02.2012 tarihli mahalli gazete nüshaları bulunmuştur. Ancak ihalenin resmi tarihi bu tarihten sonradır. Bu durum, işin fiili bitim tarihi ile ihale tarihi arasında bir uyumsuzluk olduğunu ve ihalenin "şeklen" (formaliteden) yapılmış olabileceği şüphesini doğurmuştur.

Cumhuriyet savcısı, bu hususun (işin önceden yapılıp yapılmadığının) tespiti için mahkemenin "keşif" yaparak yeni bir teknik bilirkişi raporu alması gerektiğini, bu yapılmadan beraat kararı verilmesinin "eksik inceleme" olacağını belirterek temyiz talebinde bulunmuştur.

Yargıtay'ın Suç Vasfı Değerlendirmesi ve Zamanaşımı Kararı

Yerel mahkeme, tüm sanıklar hakkında beraat kararı vermiştir. Temyiz üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesi, savcının "eksik inceleme" itirazını haklı bulmakla birlikte, davanın esasına ilişkin çok daha önemli bir hukuki nitelendirme yapmıştır:

  1. "Şeklen İhale" TCK 235 Değildir: Yargıtay, yerleşik içtihadına göre, TCK 235 (ihaleye fesat) suçunun varlığı için "gerçek" bir ihale sürecinin olması gerektiğini belirtmiştir. Eğer iş ihaleden önce bitmişse ve ihale sadece ödeme yapmak için kâğıt üzerinde yapılmışsa (şeklen ihale), ortada fesat karıştırılacak "gerçek" bir ihale süreci yoktur.
  2. Doğru Nitelendirme (TCK 257): Bu eylem, yani fiili durumu hukukileştirmeye çalışmak, kamu görevlileri açısından "görevi kötüye kullanma" (TCK 257/1) suçunu oluşturur.
  3. Diğer İhaleler (TCK 235/3-b): Yargıtay, dosyadaki diğer ihalelerde de (17.02.2012 ve 11.07.2012 tarihli) "kurum zararı oluşmadığını" tespit etmiştir. Bu eylemler de (eğer sabitse) kamu zararı olmayan haller için düzenlenen TCK 235/3-b kapsamındadır.
  4. Ortak Zamanaşımı: Hem TCK 257 (görevi kötüye kullanma) hem de TCK 235/3-b (kamu zararı olmayan fesat) suçları, TCK 66/1-e uyarınca 8 yıllık olağan dava zamanaşımı süresine tabidir.
  5. Sonuç: Yargıtay, son kesici işlem olan "sorgu" tarihinin 2014 olduğunu, inceleme tarihi olan 2023'e kadar 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin "gerçekleşmiş olduğunu" tespit etmiştir.

Bu nedenle Yargıtay, yerel mahkemenin "beraat" kararını bozmuş, ancak yeniden yargılama yapılmasına gerek görmeden, davaların zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar vermiştir.

Analizin Sonucu

Bu karar, ihaleye fesat davalarında "işin başlama ve bitiş tarihi" ile "ihale tarihi" arasındaki ilişkinin kritik önemini vurgulamaktadır:

  • Zamanaşımı Avantajı: Bir eylemin "şeklen ihale" (TCK 257) veya "kamu zararı olmayan fesat" (TCK 235/3-b) olarak nitelendirilmesi, sanıklar lehine 8 yıllık (veya 12 yıllık olağanüstü) daha kısa bir zamanaşımı süresi getirir.
  • Ağır Ceza Riski Azalır: "Şeklen ihale" savunmasının kabulü, sanıkları TCK 235'in (kamu zararı olan haldeki) ağır hapis cezalarından korur.
  • Beraat Kararı Dahi Bozulabilir: Yerel mahkeme beraat kararı vermiş olsa bile, Yargıtay suç vasfının TCK 257 olduğunu tespit edip (beraatı bozarak) davayı "zamanaşımından düşürebilir". Bu durum, sanıkların "aklanma" (beraat) yerine "zamanaşımı" (düşme) kararı almasına yol açar, ancak cezai sonucu (ceza almamak) değiştirmez.