Hizmet Alımlarında Fiyat Farkı Hesaplamaları ve Gizli Maliyet Düşüşleri
Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarında asgari ücret artışları ve buna bağlı fiyat farkı hesaplamaları, idareler ile yükleniciler arasında sıkça ihtilaf yaratmaktadır. Özellikle devletin sağladığı prim teşvikleri veya vergi istisnaları nedeniyle işveren maliyetinin düştüğü durumlarda, bu düşüşün hakedişe yansıtılıp yansıtılmayacağı kritik bir konudur. Hatalı hesaplamalar doğrudan kamu zararı doğurabilir. Bu tür mali ve teknik hesaplamalarda Yaka Danışmanlık uzmanlığından faydalanmak, denetimlerde karşılaşılacak riskleri minimize eder. Bu analiz, Sayıştay Temyiz Kurulu’nun 17.04.2024 tarihli ve 56739 tutanak sayılı kararı esas alınarak hazırlanmıştır.
Kararın İlgili Kısmı
"Brüt ücretlerdeki artış dolayısıyla yemek prim istisna tutarının artması nedeniyle yemek ücreti üzerinden ödenen prim tutarında meydana gelen düşüşlerin fiyat farkı hesabında dahil edilmesi gerekmekte iken, sigorta priminde meydana gelen söz konusu düşüşler dikkate alınmadan, yükleniciye fiyat farkı ödemesi yapılarak kamu zararına neden olunduğu görülmektedir."
Brüt Ücret Artarken Prim Maliyetinin Düşmesi
İncelenen belediye hizmet alımı işinde, asgari ücret artışlarına bağlı olarak personele ödenen brüt ücretler artmıştır. Normal şartlarda brüt ücret arttığında işveren sigorta prim maliyetinin de artması beklenir. Ancak, ilgili dönemde yemek bedelleri gibi bazı kalemlerdeki prim istisna tutarlarının yükselmesi, yüklenicinin SGK'ya ödediği fiili prim tutarında düşüşe neden olmuştur. İdare, asgari ücret fiyat farkını hesaplarken sadece ücret artışını dikkate almış, ancak prim istisnasından kaynaklanan bu maliyet azalışını hesaplamaya dahil etmemiştir. Yani yükleniciye, cebinden çıkmayan bir prim tutarı "fiyat farkı" adı altında ödenmeye devam edilmiştir.
Sorumluların 'Emanet Hesap' Savunması
Sorumlu idare yetkilileri, Sayıştay denetimi sırasında konunun fark edildiğini ve söz konusu tutarların yüklenicinin sonraki hakedişlerinden kesilerek "bütçe emanetleri" hesabına alındığını belirtmişlerdir. Ayrıca, yapılan işlemlerde kasıt olmadığını, hesaplama hatası veya mevzuatın karmaşıklığından kaynaklandığını ifade ederek tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmişlerdir. Yükleniciden kesinti yapılıp emanete alınmasının kamu zararını fiilen ortadan kaldırdığı savunulmuştur.
Sayıştay Temyiz Kurulu'nun 'Maliyet Azalışı İdareye Yansıtılmalı' Kararı
Sayıştay Temyiz Kurulu, fiyat farkının mantığının "yüklenicinin cebinden çıkan ilave maliyeti karşılamak" veya "maliyet azaldıysa bunu düşmek" olduğunu belirtmiştir. Eğer yasal düzenlemelerle (yemek istisnası vb.) yüklenicinin ödemesi gereken sigorta primi düşüyorsa, bu avantajın yüklenicide kalması değil, kamuya yansıtılması gerekir. İdarenin, yüklenicinin ödemediği bir primi fiyat farkı olarak ödemesi kamu zararıdır. Kurul, sorumluların "emanet hesabına aldık" savunmasını, paranın tahsil edildiğini gösterdiği için olumlu karşılamış ancak işlemin mevzuata aykırılığını değiştirmemiştir. Sonuç olarak, prim azalışlarının fiyat farkından düşülmemesi nedeniyle oluşan kamu zararı kararı tasdik edilmiştir (tahsilat yapıldığı için infazın buna göre yapılmasına karar verilmiştir).
Analizin Sonucu
- Fiyat Farkı Mantığı: Fiyat farkı tek yönlü değildir; maliyet artışları ödendiği gibi, yasal düzenlemelerden kaynaklı maliyet azalışları (prim istisnaları vb.) da hakedişten kesilmelidir.
- İstisnaların Takibi: İdareler, yemek, yol gibi ödemelerdeki SGK istisna tutarlarındaki değişiklikleri anlık takip etmeli ve hakediş programlarına yansıtmalıdır.
- Tahsilat ve Yargılama: Denetim sırasında paranın emanete alınması veya tahsil edilmesi, yargılamayı durdurmaz ancak hükmün infazını (ödemeyi) sağlar.
- Otomatik Hesaplama Riski: Paket hakediş programlarına körü körüne güvenmek yerine, mevzuat değişikliklerinin parametrelere işlenip işlenmediği kontrol edilmelidir.




Yorum Bırak