Hizmet Alımlarında Kısmi Zamanlı ve Tam Zamanlı Personel Ayrımı
Kamu idarelerinde, özellikle eğitim ve kültür hizmetlerinde "ders saati ücreti" karşılığı personel çalıştırılması yaygındır. Bu personelin, kadrolu veya tam zamanlı taşeron işçilerle aynı sendikal haklardan (ikramiye, yakacak yardımı, ücret zammı vb.) yararlanıp yararlanmayacağı hukuki bir tartışma konusudur. İdarelerin "eşitlik ilkesi" gereği ödeme yapma eğilimi, Sayıştay denetimlerinde kamu zararı riski oluşturabilir. Bu hassas dengede mevzuata uygun hareket etmek için Yaka Danışmanlık tecrübesine başvurmanız, kurumunuzu mali risklerden koruyacaktır. Bu analiz, Sayıştay Temyiz Kurulu’nun 17.04.2024 tarihli ve 56739 tutanak sayılı kararı esas alınarak hazırlanmıştır.
Kararın İlgili Kısmı
"Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı olarak kabulü mümkün olmayan ve buna bağlı olarak toplu iş sözleşmesi kapsamında olmayan saatlik ücret ödenenler için Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklı ücret farkı, sosyal yardım ve ikramiye ödemesinde bulunulması mümkün değildir."
Eğitmenlere TİS Kapsamında Ödeme Yapılması
Olayda, bir belediye "Personel Hizmet Alımı" ihalesi kapsamında 80 adet tam zamanlı işçinin yanı sıra, ders saati başı ücretle çalışan öğretmenler de istihdam etmiştir. İdare, tam zamanlı işçiler için geçerli olan Toplu İş Sözleşmesi (TİS) hükümlerini, ders ücretli öğretmenlere de uygulamış; onlara da ücret farkı, sosyal yardım ve ikramiye ödemiştir.
İdarenin 'Eşit Davranma İlkesi' Savunması
Sorumlular, İş Kanunu'nun 5. maddesindeki "Eşit Davranma İlkesi"ne atıfta bulunarak, işverenin kısmi süreli çalışan ile tam süreli çalışan arasında ayrım yapamayacağını savunmuştur. Ayrıca, bu öğretmenlerin aslında tam zamanlı gibi çalıştıkları, ders saati ücreti ödemenin idare lehine olduğu, tam zamanlı gösterilselerdi maliyetin iki katına çıkacağı iddia edilmiştir. Dolayısıyla yapılan ödemelerin kamu zararı değil, personelin hakkı olduğu belirtilmiştir.
Sayıştay Temyiz Kurulu'nun 'Statü ve Kapsam' Ayrımı
Sayıştay Temyiz Kurulu, Kamu İhale Genel Tebliği ve 6552 sayılı Kanun hükümlerine dikkat çekmiştir. "Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı" tanımında, personelin çalışma saatlerinin tamamının idare için kullanılması şartı vardır. Sadece ders saatlerinde gelen ve saat başı ücret alan personel, bu tanıma (ve dolayısıyla bu kapsamdaki TİS hükümlerine) teknik olarak girmez.
Ancak kararda önemli bir karşı oy/azınlık görüşü ve hukuki nüans da tartışılmıştır: İş Kanunu'na göre kısmi süreli çalışanlar, "bölünebilir menfaatlerden" (yakacak, yol, ikramiye vb.) çalıştıkları süreyle orantılı (kıstelyevm) olarak yararlanmalıdır. Sayıştay çoğunluk görüşü ise, ihale dokümanında ve sözleşmede bu kişilerin "saatlik" olarak tanımlandığını, TİS kapsamındaki "tam zamanlı işçi" statüsünde olmadıklarını, dolayısıyla TİS kaynaklı fiyat farklarının ve tam zamanlı sosyal hakların bunlara ödenemeyeceğini belirterek kamu zararı kararını tasdik etmiştir. Yani, kısmi zamanlıya "tam zamanlıymış gibi" tam ikramiye ödenmesi her halükarda kamu zararıdır.
Analizin Sonucu
- Statü Farkı: İhale dokümanında "ders saati ücretli" olarak tanımlanan personel, "personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı" kapsamındaki tam zamanlı işçi statüsünde değildir.
- TİS Kapsamı: Tam zamanlı işçiler için imzalanan TİS'ten kaynaklanan fiyat farkları, doğrudan kısmi zamanlı personele ödenemez.
- Orantılılık İlkesi: İş Kanunu eşitliği emretse de, bu "mutlak eşitlik" değildir. Kısmi zamanlı çalışana, tam zamanlı çalışana verilen sosyal yardımın aynısı (tamamı) verilemez; verilse bile ancak çalışma süresine orantılı olabilir (Azınlık görüşü bu yöndedir, ancak çoğunluk ödemeyi tamamen reddetmiştir).
- Mevzuat Uyumu: İdareler, iyi niyetle personeli korumak istese bile, ihale ve sözleşme sınırlarını aşan ödemeler Sayıştay tarafından tazmin konusu yapılır.




Yorum Bırak