İdare Tahsis Edemediği Yerin İhalesini Yaparsa: Yargıtay'dan "Ortak Kusur" Kararı

Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli gibi uzun vadeli projelerde, projenin uygulanacağı yerin (arazinin) hukuki durumunun net olması ve gerekli tahsislerin yapılmış olması hayati önem taşır. Peki, idare henüz tahsisini almadığı bir yerin ihalesini yapar ve sonrasında bu tahsis imkansız hale gelirse ne olur? Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 14.01.2020 tarihli ve 2019/2332 E., 2020/61 K. sayılı kararı, bu durumda hem idarenin hem de "durumu bilerek" sözleşme imzalayan yüklenicinin "ortak kusurlu" olduğuna ve bu kusurun tazminat taleplerini etkileyeceğine hükmetmiştir. Bu tür karmaşık ihale, sözleşme ve hakediş sorunlarınızda, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için Yaka Danışmanlık uzmanlığından destek almak, özellikle YİD projelerindeki yüksek riskleri analiz ederek hukuki pozisyonunuzu güçlendirmenizi sağlar.

Kararın İlgili Kısmı

"...davalı idarenin sözleşmeye konu tesisin yapılacağı alanın tahsisi yapılmadan ihaleye çıkması nedeniyle kusurlu olduğu, davacının da bu durumu bilmesine rağmen sözleşmeyi yaptığı ve yine bu durumu bilerek bir kısım masrafları yapmış olması nedeniyle kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla sözleşmenin ifa edilememesi ve feshinde hem davacı hem davalının kusurlu olduğu, ortak kusurun bulunduğu anlaşılmaktadır."

Tahsis İmkansızlığı Nedeniyle Fesih

Davalı idare (bir birlik), "hafriyat toprağı ve inşaat yıkıntı atıkları depolama sahası" kurulması ve 10 yıllığına işletilmesi için (2886 sayılı Kanuna göre) ihale yapmıştır. Sözleşmede, asıl tesisin kurulacağı alanın Orman Genel Müdürlüğü tarafından belediyeye tahsis edileceği belirtilmiştir. Ancak bu tahsis işlemi, 2 yıl beklenmesine rağmen gerçekleşmemiş ve Orman Genel Müdürlüğü'nün tahsisi yapmayacağı anlaşılmıştır. Bunun üzerine, davacı yüklenicinin talebiyle sözleşme idare encümeni tarafından feshedilmiştir. Yüklenici, bu süreçte geçici sahada yaptığı masraflar ve uğradığı zarar için tazminat davası açmıştır.

Yargıtay'ın "Ortak Kusur" Tespiti

Yerel mahkemeler yüklenici lehine tazminata hükmederken, Yargıtay bu değerlendirmeyi değiştirerek "ortak kusur" tespiti yapmıştır:

  1. İdarenin Kusuru: Davalı idare, sözleşmeye konu tesisin yapılacağı asıl alanın tahsisi henüz yapılmadan ihaleye çıkması nedeniyle kusurludur.
  2. Yüklenicinin Kusuru: Davacı yüklenici de, bu durumu (tahsisin henüz alınmadığını) bilmesine rağmen sözleşmeyi imzalaması ve bu belirsizliğe rağmen masraf yapmaya başlaması nedeniyle kusurludur.

Ortak Kusurun Sonuçları: Tazminat Yok, Masraflar Var

Yargıtay, sözleşmenin ifa edilememesinde "ortak kusur" bulunmasının hukuki sonuçlarını net bir şekilde ortaya koymuştur:

  • Tazminat İstenemez: Ortak kusur halinde taraflar, birbirlerinden (kâr kaybı gibi) tazminat isteyemez.
  • Fiili Masraflar İstenir: Ancak yüklenici, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre "verdiklerinin iadesini ve yapmış oldukları imalâtların bedelini" talep edebilir.
  • Talep Edilebilecek Kalemler: Yüklenicinin yaptığı fiili imalat bedeli (yapıldığı yıl piyasa fiyatlarına göre), ödediği kira bedeli ve sözleşme imzalanması için yaptığı masraflara hükmedilmelidir.

Yargıtay ayrıca, yerel mahkemenin "kamyon ve iş makinası kira bedeli" ile "akaryakıt bedelini" de hükme eklemesini hatalı bulmuştur. Bu bedeller, zaten "imalat bedeli" hesaplanırken dikkate alınması gereken maliyetler olduğundan, bunları ayrıca hüküm altına almak mükerrer ödeme (çift ödeme) anlamına gelecektir.

Analizin Sonucu

  • İdareler, hukuki veya fiili olarak tahsisi/izni alınmamış yerler için YİD veya kira sözleşmesi ihalesine çıkmamalıdır; çıkarsa kusurlu sayılırlar.
  • Yükleniciler, bir yerin tahsisinin belirsiz olduğunu bilerek (bu durumu bilerek) sözleşme imzalarlarsa, "ortak kusurlu" kabul edilirler ve projenin imkansız hale gelmesi durumunda kâr kaybı gibi tazminat haklarını kaybederler.
  • Ortak kusur durumunda, yüklenici sadece fiilen yaptığı imalatların bedelini ve sözleşme için yaptığı doğrudan masrafları geri isteyebilir.