İhale Sürecinde Zaman Yönetimi ve Hukuki Belirsizlik
Kamu ihaleleri, baştan sona sıkı usul kurallarına ve sürelere bağlı süreçlerdir. Bu sürelerin en önemlilerinden biri "teklif geçerlilik süresi"dir. İsteklilerin teklif ettikleri fiyat ve şartlarla ne kadar süre bağlı kalacaklarını belirten bu süre, idareye teklifleri değerlendirme, ihale kararını alma ve sözleşme imzalama işlemleri için makul bir zaman tanır. Ancak, ihale sürecinde yaşanan uyuşmazlıklar, şikâyet başvuruları ve uzun süren mahkeme süreçleri, bu sürenin aşılmasına neden olabilir. Bu durum, hem idareyi hem de istekliyi hukuki bir belirsizlikle karşı karşıya bırakır: Teklif geçerlilik süresi dolduktan sonra ihale süreci nasıl devam edecektir? İstekli, süresi dolmuş bir teklifle sözleşme imzalamaya zorlanabilir mi?
Teklif Geçerlik Süresinin Bitiminden Sonra Sözleşmeye Davet Yazısı Gönderilmesi
İncelenen KİK kararına konu olan olayda, bir hizmet alımı ihalesinde, ihale süreci şikâyet ve mahkeme kararları nedeniyle oldukça uzamıştır. Mahkeme kararının idareye tebliği sonrasında idare, düzeltici işlem tesis ederek ihaleyi başlangıçta teklifi reddedilen bir istekli üzerinde bırakmıştır. Ancak bu aşamada, isteklinin daha önce uzatmayı kabul ettiği teklif geçerlilik süresi sona ermiştir. İdare, bu durumu göz ardı ederek, geçerlilik süresinin bitiminden yaklaşık bir hafta sonra istekliye "sözleşmeye davet" yazısı göndermiştir.
İstekli, hukuki bir ikilemle karşı karşıya kalmıştır. Bir yanda, süresi dolmuş bir teklifle sözleşme imzalamanın hukuki geçerliliği, diğer yanda ise sözleşmeyi imzalamaması durumunda geçici teminatının gelir kaydedilmesi ve ihalelerden yasaklanma gibi ağır yaptırımlarla karşılaşma riski bulunmaktadır. İstekli, bu belirsizliği gidermek amacıyla idareye şikâyet başvurusunda bulunarak durum hakkında bilgi talep etmiş, ancak idareden süresi içinde bir yanıt alamamıştır. Nihayetinde, olası yaptırımlardan kaçınmak amacıyla, kendisine tanınan sürenin son gününde sözleşmeyi imzalamıştır. Akabinde, teklif geçerlilik süresi dolduktan sonra sözleşmeye davet edilmesinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla Kamu İhale Kuruluna itirazen şikâyet başvurusunda bulunmuştur.
Kurul Kararının Hukuki Dayanakları ve Değerlendirmesi
Kamu İhale Kurulunun 27.08.2025 tarihli ve 2025/UH.I-1820 sayılı kararı, bu karmaşık hukuki durumu Kamu İhale Genel Tebliği'nin ilgili maddesi çerçevesinde açıklığa kavuşturmuştur. Kurul, Tebliğ'in "Teklif geçerlilik süresinin dolmasından sonra sözleşme yapılması" başlıklı 16.7'nci maddesine atıf yapmıştır. Bu düzenleme, ihale sürecinin uzaması nedeniyle teklif geçerlilik süresinin dolması durumunda, ekonomik açıdan en avantajlı teklif sahibi isteklinin sözleşmeyi imzalama zorunluluğunun bulunmadığını açıkça belirtmektedir.
Bu hükmün temel mantığı, istekliyi belirsiz bir süre boyunca teklifiyle bağlı kalmaktan korumaktır. İhale tarihinden aylar, hatta yıllar sonra piyasa koşulları, maliyetler ve ekonomik dengeler önemli ölçüde değişebilir. İstekliyi, verdiği ilk teklifle süresiz olarak bağlı tutmak, hem ticari hayatın gerçekleriyle bağdaşmaz hem de hakkaniyete aykırı olur.
Kurul, bu ilkeye dayanarak, teklif geçerlilik süresi sona erdiği için başvuru sahibinin sözleşmeyi imzalamak zorunda olmadığını tespit etmiştir. Dolayısıyla, eğer istekli sözleşmeyi imzalamayı reddetseydi, idarenin geçici teminatı gelir kaydetme veya yasaklama kararı alma gibi yaptırımları uygulama yetkisi bulunmayacaktı.
Ancak Kurul, kararın devamında önemli bir noktaya daha dikkat çekmiştir: İsteklinin sözleşme imzalama zorunluluğunun olmaması, sözleşmenin imzalanamayacağı anlamına gelmez. Tebliğ, isteklinin "kabul etmesi şartıyla" sözleşme imzalanabileceğini belirtmektedir. İncelenen olayda istekli, kendisine tanınan yasal sürenin sonunda idareye giderek sözleşmeyi imzalamıştır. Kurul, bu eylemi, isteklinin serbest iradesiyle teklifini geçerli hale getirdiği ve taahhüdünü sürdürme niyetini ortaya koyduğu şeklinde yorumlamıştır. İstekli, basiretli bir tacir olarak durumu değerlendirmiş ve sözleşmeyi imzalamanın kendi menfaatine olduğuna karar vermiştir. Bu iradi eylemle birlikte, idarenin sözleşmeye davet işlemi de hukuka uygun hale gelmiştir. Sonuç olarak Kurul, isteklinin iddialarını yerinde bulmamış ve itirazen şikâyet başvurusunu reddetmiştir.
Analizin Sonucu ve Taraflar İçin Çıkarımlar
Bu karar, benzer durumlarla karşılaşabilecek idareler ve istekliler için önemli dersler içermektedir.
İdareler Açısından: İdareler, özellikle hukuki süreçler nedeniyle uzayan ihalelerde teklif geçerlilik sürelerini titizlikle takip etmelidir. Sürenin dolması halinde, istekliye yapılan sözleşmeye davetin bir zorunluluk içermediğini, tamamen isteklinin kabulüne bağlı olduğunu açıkça belirtmelidir. İstekliden gelen ve hukuki durumu aydınlatmaya yönelik bilgi taleplerini yanıtsız bırakmak, süreci daha karmaşık hale getirmekte ve gereksiz uyuşmazlıklara yol açmaktadır. Şeffaflık ve hukuki belirlilik ilkeleri gereği, idareler bu tür durumlarda yönlendirici olmalıdır.
İstekliler Açısından: İstekliler, teklif geçerlilik sürelerinin kendileri için bir güvence olduğunu bilmelidir. Bu süre dolduğunda, sözleşme imzalama yükümlülükleri ortadan kalkar ve imzalamamaları halinde herhangi bir yaptırımla karşılaşmazlar. Bu noktada karar tamamen kendilerine aittir. Sözleşmeyi imzalamadan önce değişen piyasa koşullarını ve maliyetlerini yeniden değerlendirerek ticari bir karar vermelidirler. Eğer sözleşmeyi imzalamayı kabul ederlerse, bu eylemin tekliflerini yeniden geçerli kıldığını ve sözleşme hükümlerinin tamamıyla bağlı olacaklarını unutmamalıdırlar.




Yorum Bırak