Elektronik Kamu Alımları Platformu'nun (EKAP) yaygınlaşmasıyla birlikte, ihalelerdeki dijital izler ve teknik veriler, hukuki uyuşmazlıkların çözümünde giderek daha merkezi bir rol oynamaktadır. Bu dijital izlerden biri olan IP (İnternet Protokolü) adresi, isteklilerin eylemlerinin ardındaki potansiyel bağlantıları ortaya çıkarmada önemli bir delil haline gelmiştir. Kamu İhale Kurulunun 27.08.2025 tarihli ve 2025/UM.II-1816 sayılı kararı, aynı IP adresini kullanmanın sonuçlarını ve bu durumun kısmi teklife açık ihalelerdeki özgün yorumunu ele alması bakımından emsal niteliğindedir. Analizimiz, kararın sadece sonuca etki eden en temel hukuki sorunu olan "aynı IP adresinden doküman indirmenin rekabeti etkileme karinesi ve bu karinenin ihalenin kısımları bazında nasıl farklılaştığı" konusuna odaklanacaktır.
Aynı IP'den Doküman İndirme Yasak Fiil ve Davranış mıdır?
Bir mal alımı ihalesinde idare, teklif veren iki isteklinin ihale dokümanını EKAP üzerinden aynı IP adresini kullanarak indirdiğini tespit etmiştir. Bu tespiti, 4734 sayılı Kanun'un 17. maddesinde tanımlanan "rekabeti veya ihale kararını etkileyecek davranışlarda bulunmak" şeklindeki yasak fiilin ihlali olarak yorumlamıştır. Sonuç olarak idare, bu iki istekliden biri olan başvuru sahibinin, teklif verdiği iki kısımda da teklifini değerlendirme dışı bırakmış ve kısımlardan birini geçerli teklif kalmadığı gerekçesiyle iptal etmiştir. Başvuru sahibi ise söz konusu durumun teknik altyapıdan kaynaklandığını, firmalar arasında organik bir bağ bulunmadığını ve tekliflerin farklı IP adreslerinden bağımsız olarak sunulduğunu belirterek Kurul’a başvurmuştur. Uyuşmazlığın temelinde, dijital bir verinin, yani ortak IP adresi kullanımının, tek başına yasak fiilin varlığını ispatlamaya yetip yetmeyeceği ve bu durumun kısmi teklife açık bir ihalede nasıl yorumlanması gerektiği sorusu yatmaktadır.
Kurul'un "Kuvvetli Karine" Yaklaşımı
Kurul, kararında öncelikle IP adresinin teknik niteliğine vurgu yapmıştır. IP adresinin, internete bağlı her bir cihaz için benzersiz bir kimlik numarası olduğunu belirten Kurul, birbirleriyle rekabet etmesi beklenen iki ayrı tüzel kişiliğin, ihale sürecinin en kritik adımlarından biri olan "istekli olabilecek" sıfatını kazanma eylemini aynı cihaz veya ağ üzerinden gerçekleştirmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu değerlendirmiştir.
Bu noktada Kurul, yerleşik içtihatlarında da benimsediği "kuvvetli karine" yaklaşımını kullanmaktadır. Buna göre, iki rakip isteklinin aynı IP adresini kullanması, bu isteklilerin birbirlerinin teklif bilgilerinden haberdar olabileceğine, aralarında bir koordinasyon bulunduğuna ve dolayısıyla 4734 sayılı Kanun'un temel ilkelerinden olan rekabet ve gizliliğin zedelendiğine dair güçlü bir varsayım oluşturur. Bu karine, aksini ispat etme yükümlülüğünü, sadece teknik bir altyapı sorunu olduğunu iddia eden isteklilere yükler. Somut olayda Kurul, başvuru sahibinin soyut iddialarını bu kuvvetli karineyi çürütmek için yeterli görmemiştir.
Kısmi Teklife Açık İhalelerde Karinenin Sınırlandırılması
Kararın en dikkat çekici ve hukuki açıdan en önemli yönü, söz konusu "kuvvetli karine"nin uygulanma sınırlarını kısmi teklife açık ihaleler özelinde çizmesidir. Kurul, kısmi teklife açık ihalelerde her bir kısmın bağımsız bir ihale gibi değerlendirilmesi gerektiği ilkesinden hareket etmiştir. Bu ilke, yasak fiil ve davranışların etkisinin de her bir kısım özelinde ayrıca incelenmesini zorunlu kılmaktadır.
Kurul bu doğrultuda, başvuruya konu iki kısmı ayrı ayrı ele almıştır:
- Her İki İsteklinin de Teklif Verdiği Kısım: İhalenin 6. kısmında, aynı IP adresinden doküman indiren her iki istekli de fiilen teklif sunarak birbirlerine rakip olmuştur. Bu durumda Kurul, rekabeti etkileme potansiyelinin fiiliyata döküldüğünü ve "kuvvetli karine"nin geçerli olduğunu kabul etmiştir. Dolayısıyla, bu kısımda idarenin başvuru sahibinin teklifini değerlendirme dışı bırakma işlemini hukuka uygun bulmuştur.
- Sadece Başvuru Sahibinin Teklif Verdiği Kısım: İhalenin 8. kısmında ise aynı IP’yi kullanan diğer istekli teklif vermemiştir. Bu kısımda başvuru sahibi ile diğer istekli arasında fiili bir rekabet ortamı hiç oluşmamıştır. Kurul, bu durumu “rekabeti ve ihale kararını etkileyebilecek davranışta bulunduklarından söz edilemeyeceği” şeklinde yorumlamıştır. Yani, potansiyel bir yasak fiil şüphesi olsa dahi, bu şüphe ilgili kısımda fiili bir rekabet ihlaline yol açmamıştır. Bu nedenle Kurul, idarenin bu kısımda başvuru sahibini elemesinin yerinde olmadığına karar vererek düzeltici işlem belirlenmesine hükmetmiştir.
Analizin Sonucu ve Taraflar İçin Çıkarımlar
Kamu İhale Kurulunun bu kararı, dijital delillerin yorumlanmasında katı ve şekilci bir yaklaşımdan ziyade, her olayın kendi özgün koşulları içinde ve ihalenin temel ilkeleri üzerindeki fiili etkisi üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.
İdareler için, bu karar, özellikle kısmi teklife açık ihalelerde yasak fiil tespitlerinde daha dikkatli olmaları gerektiği anlamına gelmektedir. Aynı IP adresinden doküman indirilmesi gibi bir durum tespit edildiğinde, bu durumun ihalenin tüm kısımları için otomatik bir eleme sebebi olarak görülmemesi, bunun yerine her bir kısım için bu isteklilerin fiilen rakip olup olmadığının ayrıca kontrol edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde verilen bir eleme kararı, hukuka aykırı bulunarak düzeltici işlemle geri alınabilir.
İstekliler için ise bu karar, teknik altyapı ve dijital hijyenin ne denli kritik olduğunu bir kez daha teyit etmektedir. Ortak ofis alanları, halka açık internet ağları veya aynı IP bloğunu paylaşan sanal ağ hizmetleri kullanmak, herhangi bir kötü niyet olmasa bile "kuvvetli karine" nedeniyle ciddi bir elenme riski taşımaktadır. İsteklilerin, ihale süreçlerinde kullandıkları bilişim altyapısının tamamen bağımsız ve kendilerine özgü olduğundan emin olmaları, bu tür uyuşmazlıkları en baştan önlemek için hayati önemdedir. Karar, masumiyet karinesine rağmen, dijital dünyadaki bir şüphenin ispat yükünü nasıl tersine çevirebildiğinin de somut bir örneğidir.




Yorum Bırak