Uyuşmazlığın Temeli: Usulsüz Fesih ve Kamu Zararı Talebi
Kamu ihaleleri ve sözleşme yönetimi, hem idareler hem de yükleniciler için katı usul kurallarına tabi, karmaşık hukuki süreçler içerir. Bu süreçlerde ortaya çıkan uyuşmazlıklarda, profesyonel destek almak kritik önem taşır. Yaka Danışmanlık, ihale, sözleşme ve hakediş süreçlerinizde karşılaştığınız sorunlarda size destek sunmaktadır. İncelenen karara konu olan uyuşmazlık, bir mal alım ihalesi kapsamında, yüklenicinin teslim ettiği ürünlerin teknik şartnameye uygun olmadığı iddiasıyla başlamıştır. İdare, yükleniciye ürünleri uygun olanlarla değiştirmesi için iki günlük bir süre tanımış ve bu sürenin sonunda, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 20/a maddesi ve sözleşmenin ilgili maddelerinde öngörülen asgari ihtar sürelerine uymaksızın sözleşmeyi feshetmiştir. Feshin ardından idare, işin aciliyeti nedeniyle yeniden ihaleye çıkmış ve iki ihale bedeli arasındaki farkı "kamu zararı" olarak niteleyerek ilk yükleniciden tazminat talep etmiştir.
Sözleşme ve Kanunda Belirtilen Fesih Sürelerinin Önemi
4735 sayılı Kanun ve bu kanuna dayanılarak hazırlanan tip sözleşmeler, sözleşmenin feshedilmesi için idareye belirli bir prosedür izleme yükümlülüğü getirir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi'nin 09/05/2019 tarihli ve 2017/2607 E., 2019/946 K. sayılı kararında vurgulandığı üzere, taraflar arasındaki tip sözleşmenin 34. ve 35. maddeleri ile 4735 sayılı Kanun'un 20/a maddesi, idarenin fesih işleminden önce yükleniciye en az 20 günlük bir ihtar süresi vermesini zorunlu kılmaktadır. Bu süre, yükleniciye sözleşmeye aykırı durumu düzeltmesi için bir fırsat tanıma amacı güder ve hukuki güvenlik ilkesinin bir gereğidir.
İdare savunmasında, ihale konusunun okullar için kışlık yakacak olması ve mevsimin kış olması nedeniyle işin ivediliğinin kısa süreli ihtar verilmesini zorunlu kıldığını iddia etmiştir. Ancak mahkeme bu iddiayı kabul etmemiştir. Kararda, sözleşme ve kanun hükümlerinin emredici nitelikte olduğu, işin aciliyetinin bu emredici hükümlerin göz ardı edilmesi için bir gerekçe oluşturamayacağı belirtilmiştir. İdarenin, sözleşmeyi feshetmeden önce kanunla belirlenmiş asgari sürelere uyması, feshin hukuken geçerli olabilmesi için bir ön şarttır.
Usule Aykırı Feshin Hukuki Sonuçları
Mahkeme, idarenin kanun ve sözleşmede belirtilen asgari 20 günlük ihtar süresine riayet etmeden yaptığı feshin, "sözleşmeye aykırı" ve "haksız" bir fesih olduğuna karar vermiştir. Feshin kendisi hukuka aykırı olduğunda, bu fesihten kaynaklanan sonuçlara dayanarak yükleniciden herhangi bir hak talep edilemez. Bu bağlamda, idarenin haksız feshin ardından yaptığı ikmal ihalesi sonucu ortaya çıktığını iddia ettiği zarar, yükleniciye atfedilebilecek bir zarar olmaktan çıkar. Yüklenicinin bir tazminat sorumluluğundan bahsedebilmek için, öncelikle feshin hukuka ve sözleşmeye uygun, yani "haklı" bir nedene dayanması ve usulüne uygun olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Usulüne uyulmadan yapılan bir fesih, idarenin tazminat talebinin temelini ortadan kaldırmaktadır.
Analizin Sonucu ve Taraflar İçin Çıkarımlar
Bu karar, kamu ihale sözleşmelerinin feshinde usul kurallarının ne kadar hayati olduğunu göstermektedir.
İdareler İçin Çıkarımlar: İdareler, yüklenicinin sözleşmeye aykırı davranması durumunda fesih hakkını kullanmadan önce, 4735 sayılı Kanun ve ilgili tip sözleşmelerde öngörülen tüm prosedürleri eksiksiz olarak yerine getirmelidir. Özellikle fesih öncesi verilmesi gereken ihtar sürelerine harfiyen uyulmalıdır. İşin aciliyeti veya ivediliği gibi gerekçeler, kanunun emredici hükümlerini bertaraf etmez. Aksi takdirde, yapılan fesih haksız sayılarak idarenin kamu zararı ve diğer tazminat talepleri mahkemelerce reddedilecektir.
Yükleniciler İçin Çıkarımlar: Yükleniciler, idareden bir fesih ihtarı aldıklarında, bu ihtarın sadece esasına (iddia edilen aykırılığa) değil, aynı zamanda usulüne (verilen süre, tebligat şekli vb.) de dikkat etmelidir. İdarenin usule aykırı bir fesih işlemi yapması durumunda, bu durum yüklenici lehine önemli bir hukuki savunma argümanı oluşturabilir. Feshin haksız olduğunun tespiti, yükleniciyi hem teminatının irat kaydedilmesinden hem de olası bir kamu zararı tazminatından kurtarabilir.




Yorum Bırak