Hak Arama Hürriyetinin Sınırı: Somutlaştırma Yükümlülüğü

Kamu ihale mevzuatı, ihale sürecinde hak kaybına uğradığını veya uğrama ihtimali olduğunu düşünen kişilere geniş bir hak arama yolu tanımıştır. Ancak bu hak, sınırsız ve keyfi bir şekilde kullanılamaz. Başvuru hakkını kullananların, iddialarını somutlaştırma, yani hangi işlemin hangi hukuki nedene dayanarak yanlış olduğunu açıkça belirtme yükümlülüğü bulunmaktadır. Sadece genel ve soyut ifadelerle yapılan, herhangi bir delil veya gerekçe sunulmayan başvurular, hem idarelerin hem de Kamu İhale Kurumunun zamanını israf etmekte hem de hak arama mekanizmasının amacına hizmet etmemektedir. Kamu İhale Kurulunun 03.09.2025 tarihli ve 2025/UH.IV-1840 sayılı kararı, bu somutlaştırma yükümlülüğünün ne kadar önemli olduğunu ve yerine getirilmemesi durumunda başvurunun esasa girilmeden nasıl reddedileceğini net bir şekilde göstermektedir.

Uyuşmazlık Konusu: Gerekçesiz "Usulsüzlük" İddiası

Bir il milli eğitim müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen öğrenci taşıma hizmet alımı ihalesi sonrasında, ihaleye katılan bir firma idareye şikayet başvurusunda bulunmuştur. Ancak firma, şikayet dilekçesinin "Şikâyet konusu işlem ve şikâyet nedenleri" başlıklı bölümüne sadece "…ihale numaralı … işi hakkında yapılan ihalenin usulsüz olduğu kanatindeyiz." şeklinde tek bir cümle yazmıştır. Dilekçede, ihalenin hangi aşamasının, hangi kararının veya hangi uygulamasının neden usulsüz olduğuna dair hiçbir somut bilgi, belge, gerekçe veya delil sunulmamıştır.

İdarenin bu başvuruyu reddetmesi üzerine firma, Kamu İhale Kurumuna itirazen şikayet başvurusunda bulunmuştur. Kuruma sunulan dilekçede de benzer şekilde, "… şikâyetimiz reddinden dolayı dosyanın tekrar incelenmesini istiyoruz." ifadesine yer verilmiş, yine herhangi bir somut iddia veya hukuki gerekçe ileri sürülmemiştir.

Kurulun Değerlendirmesi: Başvurunun Konusu ve Sebepleri Belirtilmelidir

Kamu İhale Kurulu, başvuruyu ön inceleme aşamasında değerlendirmiş ve şekil kurallarına uygun olmadığı gerekçesiyle reddetmiştir. Kurul, kararını 4734 sayılı Kanun'un 54. maddesi ile İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmelik'in 8. maddesine dayandırmıştır.

Bu mevzuat hükümleri, şikayet ve itirazen şikayet dilekçelerinde "başvurunun konusu, sebepleri ve dayandığı delillerin" açıkça belirtilmesini zorunlu kılmaktadır. Kamu İhale Genel Tebliği'nde de bu husus pekiştirilmiş ve "İşlemin hangi unsurlarının hangi gerekçelerle hukuka aykırı olduğu belirtilmeksizin sadece mevzuata aykırı olduğu gibi soyut ve mesnetsiz iddialara yer verilmesi halinde" başvurunun reddedileceği açıklanmıştır.

Kurul, başvuru sahibinin hem idareye hem de Kuruma sunduğu dilekçelerin bu temel şartı karşılamadığını tespit etmiştir. Dilekçeler, somut bir hukuka aykırılık iddiası içermemekte, sadece genel bir "usulsüzlük" kanısından ve dosyanın yeniden incelenmesi talebinden ibarettir. Hukuki denetim yapacak olan Kurumun, hangi işlemi hangi yönden inceleyeceğini bilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, somut bir iddia içermeyen başvuru, incelenebilir nitelikte değildir ve şekil yönünden reddedilmesi zorunludur.

Analizin Sonucu ve Taraflar İçin Çıkarımlar

Bu karar, kamu ihalelerinde şikayet hakkını kullanmak isteyenler için temel bir ders niteliğindedir: Hak aramak, gerekçelendirmeyi gerektirir.

  • İstekliler İçin Çıkarımlar: İdareye veya Kuruma şikayet başvurusunda bulunurken, dilekçenin en önemli bölümünün "konu, sebepler ve deliller" kısmı olduğu unutulmamalıdır. Başvurucular, "ihale komisyonunun X kararı, mevzuatın Y maddesine şu nedenlerle aykırıdır" veya "ihale üzerinde bırakılan isteklinin sunduğu Z belgesi, şartnamenin şu şartını karşılamamaktadır" gibi net, somut ve gerekçeli iddialar ortaya koymalıdır. Mümkünse bu iddialar belgelerle desteklenmelidir. Genel ve yuvarlak ifadelerle yapılan, adeta bir "balık avı" niteliğindeki başvurular, usulden reddedilmeye ve hak kaybına yol açmaya mahkumdur.
  • İdareler İçin Çıkarımlar: İdareler, kendilerine yapılan şikayet başvurularının da bu somutluk ilkesini taşıyıp taşımadığını değerlendirmelidir. Gerekçesiz ve soyut iddialar içeren bir başvuruya karşı, idare de başvurunun şekil yönünden uygun olmadığına dair bir karar alabilir. Bu yaklaşım, hem idarenin gereksiz yere detaylı bir inceleme yapmasını önler hem de başvuru mekanizmasının amacına uygun kullanılmasını teşvik eder.