Organik Bağı Olan Şirketler Arasındaki Sözleşme ve Faturalar Özel Sektör İş Deneyim Belgesi Olabilir mi?

Mal alımı ihalelerinde özel sektöre gerçekleştirilen işlere ilişkin iş deneyiminin tevsiki, sözleşme ve bu sözleşmeye dayalı olarak düzenlenen faturalarla sağlanmaktadır. Ancak, bu belgelerin gerçek bir ticari ilişkiyi yansıtıp yansıtmadığı, özellikle de alıcı ve satıcı firmalar arasında organik bir bağ bulunduğunda, sıkça uyuşmazlık konusu olmaktadır. Kamu İhale Kurulunun 03.09.2025 tarihli ve 2025/UM.II-1862 sayılı kararı, tam da bu konuyu ele alarak, ortaklık yapısı aynı olan iki şirket arasındaki mal satışına dayalı bir iş deneyim belgesinin geçerliliğini değerlendirmiştir. Bu analiz, Kurulun kararını temel alarak, organik bağlı şirketler arasındaki ticari işlemlerin muvazaa iddiası karşısındaki durumunu, iş deneyim belgelerinin teyidinde izlenen prosedürleri ve bu konunun taraflar açısından doğurduğu sonuçları incelemektedir.

Yasal Dayanak ve İlgili Düzenlemeler

Mal Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği'nin 46. maddesi, özel sektöre gerçekleştirilen işlerde iş deneyiminin nasıl belgelendirileceğini düzenler. Bu maddeye göre, işe ilişkin sözleşme ve bu sözleşmenin uygulanmasına yönelik olarak Vergi Usul Kanunu çerçevesinde düzenlenen fatura örnekleri, iş deneyimini gösteren temel belgelerdir. Mevzuat, bu belgelerin gerçek bir mal veya hizmet alımını yansıtmasını esas alır.

Muvazaa (danışıklı işlem) iddiası ise, tarafların gerçekte yapmayı düşünmedikleri bir hukuki işlemi, sırf dışarıya karşı bir sonuç doğurmak amacıyla yapmış gibi görünmeleri durumunda ortaya çıkar. İhale hukukunda muvazaa, genellikle yeterlik şartlarını sağlamak amacıyla, gerçek bir ticari faaliyete dayanmayan belgeler düzenlenmesi şeklinde kendini gösterir.

Ancak, Türk Ticaret Kanunu'na göre her bir şirket ayrı bir tüzel kişiliğe sahiptir. Aynı ortaklara veya yöneticilere sahip olmaları, bu şirketlerin "şirketler topluluğu" içinde yer almasını sağlasa da hukuki olarak ayrı varlıklar oldukları gerçeğini değiştirmez. Bu şirketler arasında yapılan ticari işlemler, yasal defter ve belgelere uygun şekilde kaydedildiği ve vergi beyanlarına yansıdığı sürece, hukuken geçerli kabul edilir.

Kurulun Değerlendirmesi

Somut olayda, bir CTP boru alımı ihalesini kazanan istekli, yeterlik kriteri olan iş deneyimini, ortakları ve yöneticileri kendisiyle tamamen aynı olan bir başka şirkete yaptığı satışla tevsik etmiştir. İtirazda bulunan başvuru sahibi, bu iki şirket arasındaki organik bağa dikkat çekerek, işlemin sırf ihalede gerekli iş deneyim şartını sağlamak amacıyla yapılmış muvazaalı bir işlem olduğunu, gerçek bir ticari faaliyeti yansıtmadığını ve bu nedenle iş deneyim belgesinin geçersiz sayılması gerektiğini iddia etmiştir. Hatta alıcı şirketin, satıştan sadece birkaç ay önce çok düşük bir sermaye ile kurulmuş olması da bu iddiayı güçlendirmek için kullanılmıştır.

Kurul, muvazaa iddiasının ciddiyetini dikkate alarak, konuyu re'sen araştırma yetkisi çerçevesinde incelemiştir. Bu kapsamda, satıcı firmanın bağlı bulunduğu Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne resmi bir yazı göndererek, iş deneyimine dayanak teşkil eden faturanın geçerli olup olmadığı, bu faturaya ilişkin bir iade veya iptal kaydının bulunup bulunmadığı hakkında bilgi ve belge talep etmiştir.

Vergi Dairesi'nden gelen cevabi yazıda, söz konusu e-faturanın sistemde geçerli olduğu, herhangi bir iptal ya da itiraz kaydının bulunmadığı ve alıcı firma tarafından satıcı firma adına düzenlenmiş bir iade faturasının da olmadığı resmi olarak teyit edilmiştir.

Bu resmi teyit üzerine Kurul, şu sonuca varmıştır: İki şirketin ortaklarının ve yöneticilerinin aynı kişiler olması, yani aralarında organik bir bağ bulunması, tek başına aralarındaki ticari işlemin muvazaalı olduğu sonucunu doğurmaz. Her iki şirket de ayrı tüzel kişiliklere sahiptir ve aralarındaki ticari işlem, Vergi Dairesi kayıtlarıyla doğrulanmış geçerli bir faturaya dayanmaktadır. Resmi kayıtlarla teyit edilen bu ticari işlemin, sırf taraflar arasındaki organik bağ nedeniyle geçersiz kabul edilmesi hukuken mümkün değildir. Kurul, bu gerekçelerle başvuru sahibinin iddialarını yerinde bulmamış ve itirazen şikâyet başvurusunu reddetmiştir.

Analizin Sonucu ve Taraflar İçin Çıkarımlar

Kurulun bu kararı, organik bağlı şirketler arasındaki işlemlerin ihale yeterlik değerlendirmesindeki statüsünü netleştiren önemli bir emsal teşkil etmektedir.

İdareler için: İdareler, benzer muvazaa iddialarıyla karşılaştıklarında, sadece firmalar arasındaki ortaklık veya yöneticilik ilişkisine bakarak karar vermemelidir. İddianın ciddiye alınması ve Kurulun yaptığı gibi, işlemin resmi kayıtlardaki durumunun (fatura geçerliliği, iptal/iade durumu vb.) ilgili kamu kurumları (özellikle vergi daireleri) nezdinde araştırılması en doğru yaklaşımdır. Eğer resmi kayıtlar işlemi doğruluyorsa, organik bağ iddiası tek başına belgeyi geçersiz kılmak için yeterli bir gerekçe oluşturmayacaktır.

İstekliler için: Bu karar, şirketler topluluğu içinde faaliyet gösteren firmalar için bir yol haritası sunmaktadır. Holding veya grup şirketleri arasında yapılan ve tüm yasal gerekliliklere (sözleşme, fatura, sevk irsaliyesi, muhasebe kayıtları vb.) uygun olarak gerçekleştirilen mal satışları veya hizmet sunumları, geçerli birer iş deneyimi olarak kabul edilebilir. Ancak bu işlemlerin her aşamasının usulüne uygun olarak belgelendirilmesi kritik öneme sahiptir. Diğer yandan, muvazaa iddiasında bulunacak isteklilerin, iddiayı sadece organik bağ gibi yüzeysel bilgilere değil, işlemin gerçek olmadığını gösteren daha somut kanıtlara (örneğin, malın aslında hiç teslim edilmediğine dair kanıtlar gibi) dayandırmaları gerekmektedir. Aksi takdirde, resmi kayıtlarla desteklenen bir ticari işlemi sadece organik bağ iddiasıyla çürütmek mümkün olmayacaktır. Bu karar, ihale hukukunun, şekli şartlar ve resmi kayıtların geçerliliği ilkesine ne kadar önem verdiğini bir kez daha göstermektedir.