Kamu ihalelerine katılım, isteklilerin belirli yeterlik kriterlerini sağlamasının yanı sıra, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda belirtilen yasaklılık durumlarından herhangi birine sahip olmamasını da gerektirir. Bu yasaklardan biri olan "mesleki faaliyetlerinden dolayı yargı kararıyla hüküm giymek", yorum farklılıklarına ve uyuşmazlıklara neden olabilen hassas bir konudur. İdarelerin ve isteklilerin bu tür durumlarda mevzuatı doğru yorumlaması, hak kayıplarının önlenmesi açısından büyük önem taşır. Yaka Danışmanlık, ihale, sözleşme ve hakediş süreçlerinde karşılaşılan bu gibi karmaşık hukuki durumlarda, güncel mevzuat ve Kurul kararları ışığında profesyonel destek sunarak sürecin doğru yönetilmesine yardımcı olmaktadır. Kamu İhale Kurulunun 16.07.2025 tarihli ve 2025/UY.I-1519 sayılı kararı, mesleki faaliyetten kaynaklı bir mahkumiyetin, ek bir meslekten men cezası olmasa dahi ihaleye katılım engeli teşkil ettiğini netleştiren önemli bir emsaldir.
Mahkumiyet Kararı ve İdarenin Değerlendirmesi
Bir yapım işi ihalesinde, ekonomik açıdan en avantajlı teklif sahibi olarak belirlenen iş ortaklığı, sözleşme imzalamaya davet edilmiştir. Ancak sözleşme aşamasında idare, pilot ortağın tek ortağı ve yetkilisinin adli sicil kaydını incelemiştir. İnceleme sonucunda, bu kişinin daha önce şantiye şefi olarak görev yaptığı bir altyapı projesinde, gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almaması nedeniyle bir yaralanma olayına sebebiyet verdiği ve bu nedenle "taksirle yaralama" suçundan asli kusurlu bulunarak adli para cezası ile cezalandırıldığı tespit edilmiştir. İdare, bu mahkumiyetin kişinin mesleki faaliyetinden kaynaklandığı gerekçesiyle 4734 sayılı Kanun'un 10. maddesinin dördüncü fıkrasının (e) bendi uyarınca isteklinin ihaleye katılım yeterliği bulunmadığına karar vererek teklifi değerlendirme dışı bırakmış ve geçici teminatı gelir kaydetmiştir.
İsteklinin Savunması ve Kurulun Değerlendirmesi
İstekli, itirazında mahkeme kararının hüküm fıkrasına dikkat çekmiştir. Mahkeme, sanığa adli para cezası verirken, Türk Ceza Kanunu'nun 53/6. maddesinin (belli bir meslek veya sanatın icrasının yasaklanması) uygulanmasına "taktiren yer olmadığına" karar vermiştir. İstekli, bu durumu, mahkemenin mesleki faaliyetlerin sürdürülmesinde bir engel görmediği şeklinde yorumlayarak, ihale dışı bırakılma kararının haksız olduğunu savunmuştur.
Kamu İhale Kurulu ise bu yorumu kabul etmemiştir. Kurul, öncelikle Kamu İhale Genel Tebliği'nin ilgili maddesinin Danıştay tarafından iptal edilmesi sonrası yapılan değişikliğe dikkat çekmiştir. Mevcut düzenlemeye göre, bir mahkumiyetin ihaleye katılım engeli oluşturup oluşturmadığının değerlendirilmesindeki tek kriter, mahkumiyetin "mesleki faaliyetin yürütülmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığıdır". Tebliğ'in önceki halinde yer alan ve TCK'nin 53. maddesine atıf yaparak ek olarak meslekten men cezası aranması şartı, Danıştay kararı sonrası kaldırılmıştır.
Bu çerçevede Kurul, iki temel sorunun cevabını aramıştır:
- Mahkumiyet, mesleki bir faaliyetten mi kaynaklanmaktadır?
- Mahkumiyet kararı, ihale tarihinden önceki beş yıl içinde mi kesinleşmiştir?
Somut olayda, mahkumiyet kararının gerekçesinde, kişinin "şantiye şefi" olarak görev yaptığı sırada "iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili önlemleri almaması" nedeniyle asli kusurlu bulunduğu açıkça belirtilmiştir. Bu durum, suçun şüpheye yer bırakmayacak şekilde mesleki faaliyetin icrası sırasında ve bu faaliyetin gerektirdiği yükümlülüklerin ihlali sonucu işlendiğini göstermektedir. Ayrıca, suç ve karar tarihleri, ihale tarihinden önceki beş yıllık yasal süre içindedir.
Kurul, mahkemenin TCK'nin 53/6. maddesini uygulamamış olmasının, 4734 sayılı Kanun açısından bir anlam ifade etmediğini vurgulamıştır. Zira TCK 53/6, ceza hukuku kapsamında takdire bağlı bir "güvenlik tedbiri" iken, 4734 sayılı Kanun'un 10. maddesi ise kamu ihale hukukuna özgü bir "yeterlik kuralı" ve "yasaklılık" durumudur. Birinin uygulanmaması, diğerinin uygulanmasına engel teşkil etmez. Önemli olan, mahkumiyetin kaynağıdır.
Analizin Sonucu ve Taraflar İçin Çıkarımlar
Bu karar, mesleki faaliyetten kaynaklı mahkumiyetlerin ihale süreçlerindeki etkisine dair önemli bir netlik getirmektedir.
İdareler için: Bir isteklinin veya yöneticisinin adli sicil kaydını incelerken, sadece cezanın türüne değil, mahkumiyete neden olan fiilin niteliğine odaklanmalıdırlar. Eğer mahkumiyet kararı, kişinin mesleğini (mühendislik, şantiye şefliği, doktorluk vb.) icra ederken işlediği bir suçtan kaynaklanıyorsa ve karar ihale tarihinden önceki beş yıl içinde kesinleşmişse, 4734 sayılı Kanun'un 10/e maddesi uyarınca isteklinin ihale dışı bırakılması gerekmektedir. Mahkemenin ayrıca meslekten men cezası verip vermemesi bu değerlendirmeyi değiştirmez.
İstekliler için: Özellikle yönetici ve ortaklarının, mesleki faaliyetlerinden kaynaklı herhangi bir adli sicil kaydı olup olmadığını ihale öncesinde dikkatle kontrol etmeleri gerekmektedir. Taksirle işlenen suçlar dahi olsa, eğer suç mesleki bir ihmalden kaynaklanıyorsa, bu durum beş yıl süreyle kamu ihalelerine katılım için bir engel teşkil edecektir. Mahkeme kararında meslekten men cezası verilmemiş olması, ihale yasağı açısından bir güvence sağlamamaktadır.
Sonuç olarak Kurul, mahkumiyetin mesleki faaliyetten kaynaklandığı açık olduğundan, idarenin istekliyi ihale dışı bırakma kararını yerinde bularak itirazen şikayet başvurusunu reddetmiştir.




Yorum Bırak