Sayıştay'dan Tartışmalı 'Fiili Ödeme' Kararı: Para Bütçe Emanetindeyse Kamu Zararı Henüz Oluşmamıştır
Kamu muhasebe sisteminde, "harcamanın yapılması" ile "paranın kasadan çıkması" arasındaki fark, kamu zararı tartışmalarının merkezinde yer alır. Özellikle, gerçeğe aykırı belgelerle düzenlenen bir ödeme emri (tahakkuk) tamamlanmış ancak para henüz yükleniciye ödenmeyip "320 Bütçe Emanetleri" hesabında bekletiliyorsa, kamu zararı oluşmuş mudur? Bu tür karmaşık ihale, sözleşme ve hakediş sorunlarınızda, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için Yaka Danışmanlık uzmanlığından destek almak, muhasebe kayıtları ve hukuki süreçlerin kamu zararı sorumluluğuna etkisini doğru analiz etmenizi sağlar. Sayıştay Temyiz Kurulu'nun 23.11.2022 tarihli ve 52475 tutanak sayılı kararı, bu konuda çok tartışılacak bir içtihada imza atmıştır.
Kararın İlgili Kısmı
"...Yüklenici ... aleyhine Belediye tarafından icra takibi başlatıldığı ve konu ile ilgili menfi tespit davası açıldığı, İlam konusu tutarın 320 nolu bütçe emanetleri hesabına alındığı ancak henüz bütçeden fiili ödeme gerçekleştirilmediği anlaşılmış olup; ... yükleniciye fiilen Belediye bütçesinden bu tarihe kadar herhangi bir ödeme yapılmadığından, 5018 sayılı yasanın 71 inci maddesi bağlamında kamu zararına yol açılıp açılmadığı konularında tereddüt hasıl olmuştur."
Olayın Arka Planı: Sahte Belge, Teslim Alınmayan Mal
Bir belediye, "Çocuk Oyun Grupları ve Açık Alan Spor Aletleri" alımı için pazarlık usulü (21/b) ile ihale yapmıştır. Sayıştay denetimi ve bilirkişi raporları, olayın vahametini ortaya koymuştur:
- Yüklenici, sözleşme konusu malların hiçbirini teslim etmemiştir.
- Buna rağmen, mallar teslim alınmış gibi gerçeğe aykırı belgeler (Kabul Tutanağı, Taşınır İşlem Fişi) düzenlenmiştir.
- Bu sahte belgelere dayanarak ödeme emri düzenlenmiş ve tutar, yükleniciye ödenmek üzere "320 Bütçe Emanetleri" hesabına kaydedilmiştir.
- Olayla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmuştur.
Daire Kararı ve Karşı Oy Gerekçesi: "Kamu Zararı Sabittir"
Sayıştay Dairesi (ve Temyiz'deki karşı oy), olayı net bir kamu zararı olarak görmüştür:
- Mal alınmadan ödeme emri düzenlenmiştir.
- Tutarın 320 Bütçe Emanetleri hesabında olması bir savunma değildir. Muhasebe Yönetmeliği'ne göre bu hesaba "ödenemeyen tutarlar" (örn. nakit yetersizliği) alınır. Ödeme emrinin düzenlenmesiyle harcama süreci tamamlanmıştır.
- "Fiili ödeme yapılmadı" savunması, sahte belge düzenleme suçunu ve oluşan kamu zararını ortadan kaldırmaz.
Temyiz Kurulu'nun Çoğunluk Kararı: "Fiili Ödeme Yok, Dava Açılmış"
Temyiz Kurulu (çoğunluk oyuyla), Daire'nin tazmin hükmünü bozmuştur. Kurul'un bu kararı, Daire'nin aksine, paranın "fiilen" kasadan çıkıp çıkmadığına odaklanmıştır:
- Fiili Ödeme Yok: Kurul, sorumluların "bütçeden fiili ödeme gerçekleştirilmediği" yönündeki savunmasını kabul etmiştir. Para hala idarenin kontrolündeki 320 hesabındadır.
- İdare Hukuki Süreci Başlatmış: Daha da önemlisi, Belediye yönetimi, Yüklenici aleyhine icra takibi ve menfi tespit davası (borçlu olmadığının tespiti davası) açarak bu sahte alacağı aktif olarak engellemeye çalışmaktadır.
- Tereddüt Oluşmuştur: Kurul, bu iki durum (fiili ödeme olmaması + devam eden davalar) nedeniyle, 5018 sayılı Kanun anlamında bir kamu zararının "oluşup oluşmadığı" konusunda tereddüt yaşamıştır.
- Kurul, hukuk ve ceza yargılamasının sonucunun beklenmesi ve kamu zararının o sonuca göre değerlendirilmesi gerektiğine hükmederek dosyayı Daire'ye geri göndermiştir.
Analizin Sonucu
Bu karar, kamu zararı ve muhasebe uygulamaları arasındaki ilişkiye dair kritik bir içtihattır:
- Sayıştay Temyiz Kurulu, kamu zararının varlığı için "fiili ödeme" (paranın bütçeden çıkması) unsurunu, "gerçeğe aykırı belge düzenleme" eyleminin önünde tutma eğilimi göstermiştir.
- Bir harcamanın 320 Bütçe Emanetleri hesabında tutulması, Temyiz Kurulu'nun çoğunluk görüşüne göre, kamu zararının henüz oluşmadığı şeklinde yorumlanabilmektedir.
- İdarenin, haksız bir ödemeyi durdurmak için aktif olarak hukuki yollara (menfi tespit davası, icra takibi) başvurması, sorumlular lehine çok güçlü bir savunma argümanı oluşturmakta ve tazmin hükmünü bozabilmektedir.
- Karşı oyda belirtildiği gibi bu karar, "sahte belge düzenlense bile para kasadan çıkmadıkça sorun yoktur" gibi riskli bir algıya yol açma potansiyeli taşımaktadır.




Yorum Bırak