Kamu ihaleleri, şeffaflık ve rekabeti sağlamak adına katı kurallara tabidir. Bu kurallardan biri de ihale sürecinde görev alan personelin yakınlarının ihaleye katılımını kısıtlayan hükümlerdir. Ancak bu kısıtlamaların hukuki sınırlarının doğru çizilmesi, hak kayıplarını önlemek adına hayati önem taşır. Benzeri ihale, sözleşme ve hakediş süreçlerinde karşılaşılan hukuki karmaşalarda Yaka Danışmanlık, taraflara yol göstererek sürecin doğru yönetilmesine katkı sağlamaktadır. Kamu İhale Kurulunun 09.07.2025 tarihli ve 2025/UY.II-1473 sayılı kararı, idarelerin akrabalık ilişkilerini yorumlarken sosyal tanımlar yerine hukuki tanımlara sıkı sıkıya bağlı kalmaları gerektiğini ortaya koyan önemli bir örnek teşkil etmektedir.
İdare, İstekliyi Komisyon Üyesinin Eniştesi Olduğu Gerekçesiyle Eledi
Bir büyükşehir belediyesi tarafından gerçekleştirilen yapım işi ihalesinde, bir isteklinin teklifi, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 11. maddesinin (e) bendine aykırı davrandığı gerekçesiyle değerlendirme dışı bırakılmıştır. İdareye göre, ihaleye teklif veren istekli, ihale komisyonunda görevli bir mimarın kız kardeşinin eşi, yani eniştesiydi. Bu durumun "ikinci dereceden kayın hısımlığı" oluşturduğunu ve ihaleye katılım yasağı kapsamına girdiğini savunan idare, isteklinin geçici teminatını da gelir kaydetmiştir. İstekli ise bu karara karşı çıkarak, aralarındaki ilişkinin hukuken kayın hısımlığı tanımına girmediğini, ihale komisyonu üyelerini önceden bilmelerinin mümkün olmadığını ve idarenin kanun metnini hatalı yorumladığını ileri sürmüştür.
Kayın Hısımlığı: Medeni Kanun ve Kamu İhale Kanunu Kapsamında Değerlendirme
Kamu İhale Kurulu, uyuşmazlığın çözümünde temel bir hukuki ilkeye başvurmuştur: Bir kanunda yer alan bir kavramın tanımı için, o kavramın asli olarak düzenlendiği temel kanuna bakılması gerekir. Kayın hısımlığı, kamu ihale mevzuatına özgü bir kavram olmayıp, temel tanımı Türk Medeni Kanunu'nda yapılmıştır.
Kurul, Türk Medeni Kanunu'nun 18. maddesini referans alarak yaptığı incelemede şu tespitte bulunmuştur: "Eşlerden biri ile diğer eşin kan hısımları, aynı tür ve dereceden kayın hısımları olur." Bu tanıma göre kayın hısımlığı, bir kişinin eşinin kan hısımlarıyla (annesi, babası, kardeşi vb.) kurduğu bir bağdır. Diğer bir deyişle, komisyon üyesi kadın ile kendi eşinin kan hısımları arasında veya istekli erkek ile kendi eşinin kan hısımları arasında kayın hısımlığı ilişkisi doğar.
Somut olayda ise durum farklıdır. Komisyon üyesi, isteklinin eşinin (kendi kız kardeşinin) kan hısmıdır. Ancak istekli, komisyon üyesinin eşinin kan hısmı değildir. Medeni Kanun'a göre, bir kişinin baldızı (eşinin kız kardeşi) ile arasında kayın hısımlığı varken, baldızının eşiyle (eniştesiyle) arasında bu tür bir hukuki bağ kurulmaz. Kurul, kararında bu ayrıma dikkat çekerek, ihale komisyonu üyesi Rengin Candanpolat'ın (anonimleştirilmiştir) eşinin kardeşinin, istekli Cemal Caner Küsin (anonimleştirilmiştir) ile kayın hısımı olabileceğini, ancak komisyon üyesinin kendisiyle istekli arasında Medeni Kanun anlamında bir kayın hısımlığı ilişkisi bulunmadığını net bir şekilde ortaya koymuştur.
Kurul Kararının Lafzi Yorum İlkesiyle Uyumu
Kurulun bu kararı, temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan veya kişilere belirli yasaklar getiren kanun hükümlerinin dar ve lafzi (sözel) olarak yorumlanması gerektiği ilkesiyle de uyumludur. 4734 sayılı Kanun'un 11. maddesi, ihalelere katılım hakkını kısıtlayan bir yasaklama hükmüdür. Bu tür hükümlerin, kanun koyucunun açıkça belirtmediği durumları da kapsayacak şekilde genişletici veya kıyas yoluyla yorumlanması, hukuki güvenlik ilkesini zedeler. Kurul, idarenin sosyal hayattaki "enişte" kavramından yola çıkarak yaptığı genişletici yorumu kabul etmemiş, bunun yerine Medeni Kanun'daki net ve teknik tanıma bağlı kalmıştır. Bu yaklaşım, ihaleye katılım gibi anayasal bir hak olan teşebbüs özgürlüğünün keyfi yorumlarla kısıtlanmasının önüne geçmektedir.
Analizin Sonucu ve Taraflar İçin Çıkarımlar
Kamu İhale Kurulunun bu kararı, hem idareler hem de istekliler için önemli dersler içermektedir.
İdareler için: İhaleye katılım yasakları gibi ağır sonuçlar doğuran hükümleri uygularken son derece titiz davranmalıdırlar. Özellikle akrabalık ilişkileri gibi hukuki tanımlara dayanan konularda, sosyal algı veya genel kabuller yerine, ilgili temel kanunlardaki (Medeni Kanun gibi) teknik tanımları esas almalıdırlar. Hatalı bir hukuki yorum, sadece ihalenin seyrini değiştirmekle kalmaz, aynı zamanda idareyi hukuki sorumluluk altına sokabilir ve kamu kaynaklarının verimsiz kullanılmasına yol açabilir.
İstekliler için: İdare tarafından alınan ve hukuki dayanağı zayıf görünen değerlendirme dışı bırakma kararlarına karşı yasal haklarını sonuna kadar kullanmaları önemlidir. Özellikle yasaklılık gibi teknik ve dar yoruma tabi konularda, idarenin yorumunun mevzuata uygunluğunu sorgulamak, hak kayıplarını önleyebilir. Bu karar, sosyal ilişkiler ile hukuki tanımlar arasındaki farkın, bir ihalenin kaderini nasıl değiştirebileceğini gösteren somut bir örnektir.
Sonuç olarak, Kurul, idarenin hatalı yorumuna "dur" diyerek, teklifin yeniden değerlendirmeye alınması yönünde düzeltici işlem belirlenmesine karar vermiştir. Bu karar, kamu ihale süreçlerinde hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerinin ne denli vazgeçilmez olduğunu bir kez daha teyit etmiştir.




Yorum Bırak