Yargıtay Kararı: İhaleye Fesat Suçu "Görevi Kötüye Kullanma"ya Dönüşünce Zamanaşımı Kurtarır mı?

Kamu ihalelerinde yapılan usul hataları, özellikle 4734 sayılı Kanun’un temel ilkelerine aykırılıklar, kamu görevlileri için ciddi cezai sorumluluklar doğurmaktadır. İhaleye fesat karıştırma (TCK 235) ile görevi kötüye kullanma (TCK 257) suçları arasındaki ayrım, hem cezanın ağırlığı hem de zamanaşımı süreleri bakımından kritik öneme sahiptir. Hangi eylemin hangi suçu oluşturduğunun tespiti, ceza yargılamasının akıbetini doğrudan belirlemektedir. Bu tür karmaşık ihale, sözleşme ve ceza hukuku sorunlarınızda, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için Yaka Danışmanlık uzmanlığından destek almak, hukuki risklerinizi en aza indirecektir. Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 05.07.2023 tarihli ve E:2018/6181, K:2023/7908 sayılı kararı, bu iki suç arasındaki ince çizgiyi ve zamanaşımı faktörünün etkisini net bir şekilde ortaya koymaktadır.

Kararın İlgili Kısmı

"...4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun (4734 sayılı Kanun) 5 inci maddesi gereğince açık ihale usulüne göre yapılması gereken ihalelerin aynı Kanun'un 21 inci maddesine göre pazarlık usulü ile yapılması, bir kısım ihalelerde yaklaşık maliyetin ne şekilde hesaplandığına dair açıklayıcı ve dayanak belge olmaması veya yaklaşık maliyetin hiç tespit edilmemesi... şeklinde iddia olunan eylemlerin sübutu halinde icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı, bu suç kapsamında... 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin öngörüldüğü... son ihalenin yapıldığı 21.11.2008 tarihinden, temiz incelemesi tarihine kadar, 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir."

İdare Görevlilerinin İhalelerdeki Usulsüzlük İddiaları

Analize konu olayda, bir kamu kurumunda görev yapan sanıklar hakkında ihaleye fesat karıştırma (TCK 235) suçlamasıyla kamu davası açılmıştır. İddianamede yer alan temel suçlamalar; 4734 sayılı Kanun’un temel ilkelerine aykırı olarak, açık ihale usulü yerine pazarlık usulünün (Md. 21) tercih edilmesi, bazı ihalelerde yaklaşık maliyetin hiç tespit edilmemesi veya dayanak belgelerinin eksik olması ve kiralamalarda eski kiracılara avantaj sağlanması gibi eylemlere dayanmaktadır.

Yerel Mahkeme "İhaleye Fesat" Suçundan Beraat Verdi

Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi, yaptığı yargılama sonucunda sanıkların TCK 235 kapsamında ihaleye fesat karıştırma suçunu işlediklerine dair yeterli delil bulamamış ve tüm sanıkların beraatine karar vermiştir. Katılan (Hazine) vekili bu beraat kararını temyiz ederek dosyayı Yargıtay'a taşımıştır.

Yargıtay Analizi: Eylem "İhaleye Fesat" Değil, "Görevi Kötüye Kullanma"dır

Yargıtay 5. Ceza Dairesi, dosyayı incelerken öncelikle eylemlerin hukuki vasfını (niteliğini) yeniden değerlendirmiştir. Yargıtay, iddianamede belirtilen eylemlerin (pazarlık usulünün keyfi tercihi, yaklaşık maliyetin usulsüzlüğü vb.) TCK 235'te sayılan ihaleye fesat karıştırmanın seçimlik hareketlerini (örn: gizliliği ihlal, cebir/tehdit, sahte belge, anlaşma) tam olarak karşılamadığını tespit etmiştir.

Daire, bu eylemlerin sübut bulması halinde dahi, TCK 235 (İhaleye Fesat) değil, ancak TCK 257 kapsamında "icrai davranışla görevi kötüye kullanma" suçunu oluşturabileceğine hükmetmiştir. Bu tespit, davanın kaderini tamamen değiştirmiştir.

Suç Vasfı Değişse de Dava "Zamanaşımı" Nedeniyle Düştü

Yargıtay, eylemi TCK 257 (Görevi Kötüye Kullanma) olarak yeniden vasıflandırdıktan sonra, bu suç için öngörülen zamanaşımı sürelerini incelemiştir. Görevi kötüye kullanma suçu için TCK 66. ve 67. maddeler uyarınca 8 yıllık olağan ve 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresi öngörülmektedir.

Kararda, iddiaya konu son eylemin (son ihale) tarihinin 21.11.2008 olduğu, Yargıtay'ın inceleme tarihine (05.07.2023) kadar bu 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle, Yargıtay, yerel mahkemenin beraat kararını bozmuş, ancak yeniden yargılama yapılmasına gerek görmeyerek, 1412 sayılı Kanun’un 322. maddesi uyarınca kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE karar vermiştir.

Analizin Sonucu

  1. Suç Vasfının Önemi: İhale süreçlerindeki her usulsüzlük otomatik olarak "ihaleye fesat karıştırma" (TCK 235) suçu değildir. İhalenin temel ilkelerine aykırı davranmak, yaklaşık maliyeti eksik belirlemek veya pazarlık usulünü hatalı seçmek gibi eylemler, daha çok "görevi kötüye kullanma" (TCK 257) kapsamında değerlendirilmektedir.
  2. Zamanaşımı Stratejisi: Bu karar, ceza davalarında suç vasfının değişmesinin, zamanaşımı sürelerini nasıl doğrudan etkilediğini göstermektedir. TCK 235'ten yargılanan kamu görevlileri için, eylemin TCK 257 olarak yeniden nitelendirilmesi, daha kısa olan zamanaşımı süreleri nedeniyle davanın düşmesini sağlayabilir.
  3. İdareler İçin Ders: Kamu görevlileri, 4734 sayılı Kanun’daki usul kurallarına (özellikle açık ihale, yaklaşık maliyet tespiti) titizlikle uymalıdır. Bu kurallara uyulmaması, TCK 235 olmasa bile TCK 257 kapsamında cezai sorumluluk doğurur.
  4. Beraat ve Düşme Farkı: Yargıtay, beraat kararını bozmuş ancak zamanaşımından düşme kararı vermiştir. Sanıklar ceza almaktan kurtulmuş olsa da, beraat (suçsuz bulunma) yerine düşme (suçun zamanaşımına uğraması) kararı verilmesi, sicil ve manevi tatmin açısından farklı sonuçlar doğurur.