Yargıtay'dan Emsal Bozma: "Sayıştay Raporu Yoksa İhale Davası Hükmü Kurulamaz"

Kamu ihalelerine fesat karıştırma suçlamaları, genellikle karmaşık, teknik detaylar içeren ve çok sayıda ihale dosyasının incelenmesini gerektiren yargılamalardır. Bu tür davalarda, özellikle kamu zararının, usulsüzlüklerin ve faillerin sorumluluklarının net olarak tespiti için uzman bilirkişi raporları hayati önem taşır. Yargılamanın teknik yeterlilikten uzak yapılması, delillerin eksik toplanması veya hatalı hukuki değerlendirmeler, adil yargılanma hakkını ihlal edebilir. Bu tür karmaşık ihale, sözleşme ve ceza hukuku sorunlarınızda, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için Yaka Danışmanlık uzmanlığından destek almak, savunmanızın teknik ve hukuki temelini güçlendirecektir. Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 11.01.2024 tarihli ve E:2019/1408, K:2024/245 sayılı kararı, bu tür davalarda bilirkişi incelemesinin önemini ve eksik incelemenin sonuçlarını vurgulayan emsal bir karardır.

Kararın İlgili Kısmı

"...suça konu ihalelere ilişkin tüm evrakın eksiksiz olarak temini ile dosyanın tüm ekleri ile birlikte Sayıştay emekli uzman denetçilerinden oluşturulacak bilirkişi heyetine tevdi ile suça konu ihalelere ilişkin süreçte usulsüzlük bulunup bulunmadığı, ...kamu zararı meydana gelip gelmediği, kamu zararı bulunmakta ise her bir sanığın sorumluluğunu belirler nitelikte bilirkişi raporu alınarak, ...hasıl olacak sonuca göre sanıkların hukuki durumlarının ayrı ayrı takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeler sonucu yazılı şekilde hükümler kurulması..."

İhalelerde Fesat, Rüşvet ve Örgüt İddialarıyla Açılan Karmaşık Dava

Analize konu olayda, TOKİ, belediye, hastane, TRT, TEİAŞ ve YURTKUR gibi birçok farklı kamu kurumunun 2009-2010 yıllarında yaptığı çok sayıda yapım ve hizmet alımı ihalesine fesat karıştırıldığı, rüşvet alınıp verildiği ve bu suçların bir örgüt faaliyeti çerçevesinde işlendiği iddia edilmiştir. Çok sayıda sanık (hem kamu görevlileri hem de firma yetkilileri) hakkında TCK 235 (İhaleye Fesat), rüşvet ve örgüt kurma suçlarından dava açılmıştır.

Yerel Mahkeme Mahkumiyet ve Beraat Kararlarını Birlikte Verdi

Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi, yaptığı yargılama sonucunda, bazı ihaleler ve sanıklar yönünden mahkumiyet kararları (ihaleye fesat, örgüt kurma dahil), bazıları yönünden ise beraat kararları vermiştir. Karar, hem sanıklar hem de katılan idareler (Hazine, TRT, YURTKUR vb.) tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay Analizi: Kritik Eksiklik "Sayıştay Uzmanlarından" Bilirkişi Raporu Alınmamış

Yargıtay 5. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını "eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme" gerekçesiyle esastan bozmuştur. Yargıtay'ın tespit ettiği en önemli eksiklik, davanın teknik boyutunun aydınlatılmamış olmasıdır. Daire, şu tespitleri yapmıştır:

  1. Bilirkişi Zorunluluğu: Mahkemenin, tüm ihale evrakını (şartnameler, teklifler, komisyon kararları vb.) eksiksiz temin etmesi gerekirdi.
  2. Uzmanlık Şartı: Dosyanın, Sayıştay emekli uzman denetçilerinden oluşacak bir bilirkişi heyetine verilmesi gerekirdi.
  3. Raporun Kapsamı: Bu heyetin, "usulsüzlük olup olmadığı", "kamu zararı meydana gelip gelmediği" ve zarar varsa "her sanığın sorumluluğunun" ne olduğunu belirleyen ayrıntılı bir rapor hazırlaması gerekirdi.

Yargıtay, bu temel teknik analiz yapılmadan hüküm kurulmasını hukuka aykırı bulmuştur.

Hukuki Hata: Her İhale İçin Ayrı Ceza Verilmesi (Zincirleme Suç Atlanmış)

Yargıtay'ın bozma gerekçelerinden bir diğeri ise "zincirleme suç" hükümlerinin uygulanmamasıdır. Yerel mahkeme, bazı sanıkları birden fazla ihaleye fesat karıştırmaktan suçlu bulmuş ve her bir ihale için ayrı ayrı mahkumiyet hükmü kurmuştur. Yargıtay, sanıkların eylemlerinin, aralarında hukuki kesinti olup olmadığı değerlendirilerek, bir suç işleme kararı kapsamında "zincirleme biçimde tek ihaleye fesat karıştırma suçunu" oluşturup oluşturmadığının tartışılması gerektiğini belirtmiştir. Zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması, sanıklar aleyhine "fazla ceza tayin edilmesi" sonucunu doğurmuştur.

Delil Sorunu: Telefon Dinlemelerinin "Tesadüfi Delil" Niteliği Araştırılmalı

Yargıtay, rüşvet suçuna ilişkin delillerin çoğunun, ihaleye fesat ve örgüt suçları için alınan "iletişimin denetlenmesi" (telefon dinlemesi) kararları sırasında elde edildiğini tespit etmiştir. Bu delillerin, CMK'nın 138. maddesi uyarınca "tesadüfen elde edilen delil" niteliğinde olduğunu belirtmiştir. Bu tür delillerin hukuka uygun sayılabilmesi için, durumun "derhal Cumhuriyet savcılığına bildirilmesi" gibi usul şartları bulunmaktadır. Yargıtay, bu bildirimlerin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı araştırılmadan ve delillerin hukuki değeri tartışılmadan hüküm kurulmasını da bir bozma nedeni saymıştır.

Analizin Sonucu

  1. İhale Davasında Teknik Bilirkişi Şarttır: İhaleye fesat davaları, ceza hakimlerinin uzmanlık alanı dışında kalan teknik (4734 Sayılı Kanun, yaklaşık maliyet, yeterlik kriterleri vb.) konular içerir. Yargıtay, bu tür davalarda Sayıştay kökenli uzmanlardan rapor alınmasını zorunlu görmektedir.
  2. Zincirleme Suç Cezayı Azaltır: Birden fazla ihaleye fesat karıştıran bir sanık, her ihale için ayrı ayrı ceza almamalıdır. Eğer eylemler arasında hukuki kesinti (örn: yeni bir iddianame) yoksa, TCK'nın zincirleme suç hükümleri uygulanmalı ve sanığa tek bir suçtan artırımlı ceza verilmelidir. Bu durum, toplam cezayı ciddi oranda azaltır.
  3. Delillerin Hukuka Uygunluğu: Özellikle telefon dinlemeleri (tape'ler) gibi delillerin, soruşturma sırasında "tesadüfen" elde edilmesi halinde, CMK 138'deki usul kurallarına uyulup uyulmadığı titizlikle incelenmelidir. Hukuka aykırı deliller, hükme esas alınamaz.
  4. Özgü Suç Kavramı: Yargıtay, TCK 235'in "özel faillik niteliği" (ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi veya ihaleye katılan/katılmak isteyen kişi) taşıyanlarca işlenebileceğini, bu niteliği taşımayanların ancak "azmettiren" veya "yardım eden" (şerik) olabileceğini vurgulamıştır.