Danıştay’dan Emsal Karar: İhalede Bilmeden Sahte Teminat Kullanmak Yasaklamadan Kurtarmaz!
Kamu ihalelerinde sunulan geçici teminatların (kefalet senedi veya teminat mektubu) sahte olduğunun tespit edilmesi, 4734 sayılı Kanun'un 17. maddesi kapsamında ağır bir "yasak fiil" olarak değerlendirilmektedir. Ancak, yüklenicinin bu belgenin sahte olduğunu bilmediği, kendisinin de aracılar tarafından dolandırıldığı ve "iyi niyetli" olduğu yönündeki savunmalarının, idari yaptırım olan yasaklama kararını engelleyip engellemeyeceği önemli bir hukuki tartışma konusudur. Bu tür karmaşık ihale, sözleşme ve hakediş sorunlarınızda, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için Yaka Danışmanlık uzmanlığından destek almak, teminat belgelerinden kaynaklı hukuki riskleri minimize etmenizi sağlar. Danıştay 13. Dairesi’nin 18/12/2024 tarihli E:2023/2499, K:2024/3818 sayılı kararı, bu konudaki tartışmalara son noktayı koyarak "objektif sorumluluk" ilkesini vurgulamıştır.
Kararın İlgili Kısmı
"4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 17. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde sahte belge düzenlemek, kullanmak veya bunlara teşebbüs etmek fiilleri yasak fiiller olarak belirlenmiş olup, Kanun'da söz konusu fiillerin kasten işlenip işlenmediği konusunda bir ayrım yapılmadığı görülmektedir. Buna göre, kasıtsız olarak kullanılmış olsa dahi, ihalede sahte belge kullanan kişiler hakkında 4734 sayılı Kanun'un 58. maddesi uyarınca yasaklama işlemi tesis edileceği açıktır."
Olayın Arka Planı: Sahte Olduğu Anlaşılan Kefalet Senedi
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen bir yapım işi ihalesine katılan davacı şirketin içinde bulunduğu iş ortaklığı, geçici teminat olarak bir sigorta şirketi tarafından düzenlenmiş 300.000 EURO tutarında kefalet senedi sunmuştur. İdare, senedin geçerliliğinden şüphelenmiş ve yaptığı incelemede, senedi düzenleyen şirketin Türkiye Sigorta Birliği üyesi olmadığını ve ruhsatsız faaliyet gösterdiğini tespit etmiştir. Bu tespit üzerine, 4734 sayılı Kanun'un 17(c) bendi (sahte teminat kullanmak) uyarınca davacı şirket 2 yıl süreyle ihalelerden yasaklanmıştır.
Mahkemelerin "Kast" İkilemi: İptal ve Gerekçeli Onama
- İlk Derece Mahkemesi (İptal): Mahkeme, davacının lehindeki delillere (aracı şirkete ve sigorta şirketine prim ödemesi yapılması, poliçenin bir web sitesinde "aktif" görünmesi) dayanarak teminatın sahte olduğunun net olarak ortaya konulamadığı gerekçesiyle yasaklama işlemini iptal etmiştir.
- Bölge İdare Mahkemesi (Gerekçeli Onama): BİM, İlk Derece Mahkemesi'nin kararını sonuç olarak doğru bulmuş (iptali onamış) ancak gerekçesini tamamen değiştirmiştir. BİM, belgenin sahte olduğunu (web sitesinin klon olduğunu, şirketin ruhsatsız olduğunu) kabul etmiştir. Ancak BİM, davacının sahte belgeyi "bilerek kullandığına" veya "düzenlediğine" dair somut bir delil bulunmadığı, aksine davacının prim ödeyerek ve suç duyurusunda bulunarak dolandırıcılığın mağduru olduğunu belirttiği için kast unsurunun oluşmadığı gerekçesiyle iptal kararını onamıştır.
Danıştay'dan Net Karar: Kast Aranmaz!
Danıştay 13. Dairesi, BİM'in "kast" unsuruna dayalı yorumunu kesin bir dille reddederek kararı bozmuş ve yasaklama işlemini hukuka uygun bulmuştur. Danıştay'ın kararının dayandığı temel noktalar şunlardır:
- Objektif Sorumluluk: 4734 sayılı Kanun'un 17(c) maddesi, "sahte belge kullanmak" fiilini yasaklamıştır. Kanun, bu fiilin "kasten" veya "bilerek" işlenmesi gerektiğine dair bir ayrım yapmamıştır.
- Kasıtsız Kullanım Yeterlidir: Belgenin sahte olduğu (BİM tarafından da kabul edildiği gibi) idari ve teknik incelemelerle sabittir. Bu sahte belgenin ihalede kullanılmış olması, yasaklama yaptırımı için yeterlidir.
- İyi Niyet Kurtarmaz: Yüklenicinin iyi niyetli olması, prim ödemiş olması veya kendisinin de dolandırılmış olması, "sahte belge kullanma" fiilinin idari sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
- Danıştay'a göre, BİM'in "davacının bilerek sahte belge kullandığı hususunun somut olarak ortaya konulamadığı" yönündeki gerekçesi, kanunun lafzına aykırıdır. Fiilin kasıtsız olarak işlenmiş olması dahi yasaklama için yeterlidir.
Analizin Sonucu
- 4734 sayılı Kanun'un 17. maddesinin (c) bendi kapsamında "sahte belge veya sahte teminat kullanmak" fiili için kast (intent) şartı aranmamaktadır.
- Bir belgenin sahte olduğunun idarece tespiti ve bu belgenin ihalede kullanılmış olması, yüklenicinin iyi niyetli olup olmadığına veya durumu bilip bilmediğine bakılmaksızın, 58. madde uyarınca yasaklama kararı verilmesi için yeterlidir.
- Yükleniciler, teminat mektubu veya kefalet senedi aldıkları aracı kurumların ve sigorta şirketlerinin yetkilerini (Türkiye Sigorta Birliği vb. resmi kanallardan) teyit etmekle yükümlüdür. Aracı kurumlar tarafından dolandırılmış olmak, idari yaptırım sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.




Yorum Bırak