Yargıtay'dan Yargılamada Usul Hatası Kararı: İddianamede "Görevi Kötüye Kullanma" Varsa, "İhaleye Fesat" Suçundan Ceza Verilemez
Kamu ihalelerinde yaşanan usulsüzlükler, hem kamu görevlileri hem de firma yetkilileri için ciddi cezai riskler barındırmaktadır. Bu süreçlerde, savcılık tarafından hazırlanan iddianamenin (suçlamanın) kapsamı, yargılamanın sınırlarını belirler. Mahkemenin, iddianamede belirtilmeyen bir suçtan dolayı ceza vermesi, "davasız yargılama olmaz" (CMK 225) ilkesinin ihlalidir. Bu tür karmaşık ihale, sözleşme ve hakediş sorunlarınızda, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için Yaka Danışmanlık uzmanlığından destek almak, ceza hukuku risklerinizi en aza indirmenize yardımcı olur. Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin 22.01.2025 tarihli ve 2024/11830 E., 2025/1157 K. sayılı kararı, bu temel usul kuralının önemini vurgulayan bir bozma kararıdır.
Kararın İlgili Kısmı
"sanıklar hakkında ihaleye fesat karıştırma suçundan usulüne uygun açılmış bir kamu davasının bulunmadığının kabulü gerekmektedir... davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı gözetilmeden, ihaleye fesat karıştırma suçundan yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması isabetsizdir."
Olayın Arka Planı: Görevi Kötüye Kullanma İddianamesi, İhaleye Fesat Mahkumiyeti
Bir belediyenin bina yapım işi ihalesinde, sanıklar (kamu görevlileri) hakkında bir dava açılmıştır.
İddianame (Suçlama): Savcılık, 30.04.2012 tarihli iddianamede, sanıkların ihaleyi en avantajlı teklifi sunan firmaya değil, en avantajlı ikinci teklifi sunan firmaya vererek kamuyu zarara uğrattıklarını belirtmiştir. İddianamede sanıklara yöneltilen suçlama "görevi kötüye kullanma" (TCK 257) olmuştur.
Mahkeme Kararı (Hüküm): Yargılamayı yapan Asliye Ceza Mahkemesi, sanıkları "görevi kötüye kullanma" suçundan değil, "ihaleye fesat karıştırma" (TCK 235) suçundan mahkum etmiştir. Mahkeme, bu değişikliği yaparken sanıkların "ihaleye katılma yeterliğine sahip kişilerin ihaleye katılmalarını engelleme" fiilini işlediklerini kabul etmiştir.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi, ilk incelemesinde bu mahkumiyet kararını onamıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının İtirazı
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Dairenin onama kararına itiraz etmiştir. Başsavcılık, eylemin (ihaleyi ikinciye vermek) "ihaleye fesat karıştırma" suçunun hile unsurunu taşımadığını, bu eylemin olsa olsa "görevi kötüye kullanma" olarak değerlendirilebileceğini (ki bu suç da zamanaşımına uğramıştı) belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Yargıtay'ın İtirazı Kabulü: "Davasız Yargılama Olmaz" (CMK 225)
İtiraz üzerine dosyayı yeniden inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesi, Başsavcılığın itirazını "değişik bir gerekçeyle" kabul etmiş ve kendi onama kararını kaldırarak Asliye Ceza Mahkemesi'nin mahkumiyet hükmünü BOZMUŞTUR.
Yargıtay'ın bozma gerekçesi, Başsavcılığın "suçun unsurları oluşmadı" gerekçesinden daha temel bir usul hatasına dayanmaktadır:
İddianame Esastır: İddianamede sanıklara yöneltilen suçlama "görevi kötüye kullanma"dır.
Farklı Suçtan Ceza Verildi: Mahkeme ise "ihaleye fesat karıştırma" suçundan (ve bu suçun "engelleme" şeklindeki seçimlik hareketinden) ceza vermiştir.
Anlatım Yokluğu: İddianamede, sanıkların "birilerinin ihaleye girmesini engellediğine" dair hiçbir anlatım veya iddia bulunmamaktadır. İddianamedeki tek iddia, ihalenin ikinciye verilmesidir.
CMK 225 İhlali: Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 225. maddesi, "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir" der. Yani, bir fiil hakkında dava açılmamışsa, o fiilden (veya suçtan) hüküm kurulamaz.
Sonuç: Mahkeme, iddianamede dava konusu edilmeyen bir eylemden (engelleme) ve dava açılmayan bir suçtan (ihaleye fesat karıştırma) hüküm kurarak CMK 225'i ihlal etmiştir. Sanıklar hakkında "ihaleye fesat karıştırma" suçundan usulüne uygun açılmış bir kamu davası bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle Yargıtay, mahkumiyet kararını bozarak dosyayı yeniden yargılama yapılması için mahkemesine geri göndermiştir.
Analizin Sonucu
Bu karar, ceza yargılamasının temel bir prensibini vurgulamaktadır:
İddianame Sınırdır: Mahkemeler, savcının iddianamesi ile bağlıdır. İddianamede anlatılan fiilin hukuki niteliğini (vasfını) değiştirebilirler (örn: "görevi kötüye kullanma" değil "zimmet" diyebilirler) ancak iddianamede hiç anlatılmayan, dava konusu yapılmayan yeni bir fiil veya suç icat edemezler.
Savunma Hakkı: Bu kural, sanığın "savunma hakkı" ile doğrudan ilgilidir. Sanık, iddianamede yazan suça (görevi kötüye kullanma) göre savunma yaparken, hiç haberi olmayan, hakkında iddia bulunmayan bir başka suçtan (ihaleye fesat) ceza alamaz.
Sonuç: İhaleyi en avantajlı ikinci teklife vermek, "görevi kötüye kullanma" suçlamasının konusudur. Mahkemenin bu eylemi, iddianamede hiç yer almayan "ihaleye katılımı engelleme" fiili olarak yorumlayıp "ihaleye fesat" suçundan mahkumiyet kurması, Yargıtay tarafından temel bir usul ihlali olarak değerlendirilmiş ve bozulmuştur.




Yorum Bırak