Yargıtay'dan Kritik 'Edimin İfası' Yorumu: Kesin Kabul Yapılmadıysa TCK 236 Değil, TCK 257 (Görevi Kötüye Kullanma) Değerlendirilir

Kamu ihalelerinde, ihaleyi kazanmaktan daha kritik bir aşama, işin sözleşmeye uygun olarak teslimi ve idare tarafından kabulüdür. Bu kabul aşamasında yapılan usulsüzlükler, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) "Edimin İfasına Fesat Karıştırma" (TCK 236) suçu olarak tanımlanmıştır. Ancak bu suçun ne zaman oluştuğu, özellikle "kabul" ibaresinden geçici kabulün mü yoksa kesin kabulün mü anlaşılması gerektiği, kritik bir hukuki ayrımdır. Bu tür karmaşık ihale, sözleşme ve hakediş sorunlarınızda, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için Yaka Danışmanlık uzmanlığından destek almak, kabul süreçlerindeki cezai risklerinizi yönetmenizi sağlar. Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin 24.04.2025 tarihli ve 2023/11070 E., 2025/5654 K. sayılı kararı, bu suçun oluşumu için "kesin kabul" işlemini şart koşarak emsal bir tespitte bulunmuştur.

Kararın İlgili Kısmı

"...kabul ibaresinin ... Yapım İşleri Muayene ve Kabul Yönetmeliğinin 11 ve devamı maddelerinde detayına yer verilen kesin kabul işlemi olarak anlaşılması gerektiği, dava konusu ihalelere ilişkin kesin kabul işleminin yapılmaması nedeniyle yüklenen edimin ifasına fesat karıştırma suçunun yasal unsurlarının gerçekleşmediği..."

Olayın Arka Planı: Edimin İfasına Fesat Suçlaması ve Beraat Kararı

Kamu görevlisi ve kamu görevlisi olmayan sanıklar hakkında, bir yapım işi ihalesinde usulsüzlük yaptıkları iddiasıyla "Edimin İfasına Fesat Karıştırma" (TCK 236) suçundan kamu davası açılmıştır.

Yerel mahkeme (Asliye Ceza Mahkemesi), yaptığı yargılama sonucunda sanıkların beraatine karar vermiştir.

Yargıtay'ın TCK 236 Yorumu: "Kabul" Nedir?

Beraat kararının temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesi, suçun yasal unsurları açısından kritik bir analiz yapmıştır:

Suçun Şartı "Kabul"dür: TCK 236/2 maddesi, edimin ifasına fesat karıştırma eylemlerinin, "kabul" işlemi sırasında veya sonrasında gerçekleşmesini arar.

"Kabul" Ne Anlama Gelir?: Yargıtay, bu "kabul" ibaresinin ne anlama geldiğini netleştirmiştir. Karara göre bu ibare, "Yapım İşleri Muayene ve Kabul Yönetmeliği"nin 11. ve devamı maddelerinde detaylıca düzenlenen "kesin kabul işlemi" olarak anlaşılmalıdır.

Kesin Kabul Yoksa Edimin İfasına Fesat Suçu da Yok

Yargıtay, bu tespiti yaptıktan sonra somut olayı incelemiştir. Davaya konu olan ihalelere ilişkin "kesin kabul işlemi" henüz yapılmamıştır.

Bu durumda Yargıtay, "edimin ifasına fesat karıştırma" suçunun yasal unsurlarının gerçekleşmediği (oluşmadığı) sonucuna varmıştır. Bu açıdan, yerel mahkemenin beraat kararı (farklı bir gerekçeyle de olsa) bu suç tipi için doğru bir sonuçtur.

Suçun Yeniden Vasıflandırılması: Görevi Kötüye Kullanma (TCK 257)

Ancak Yargıtay'ın analizi burada bitmemiştir. Daire, eylem "edimin ifasına fesat" suçunu oluşturmasa bile, ortada bir usulsüzlük olduğu tespitini yapmıştır.

Karara göre; sanık kamu görevlilerine isnat edilen eylemlerin, sübutu (kanıtlanması) halinde "görevi kötüye kullanma" (TCK 257/1) suçunu oluşturması muhtemeldir.

Kamu görevlisi olmayan sanıkların eylemleri ise bu suça "iştirak" (yardım etme/azmettirme) olarak değerlendirilmelidir.

Sonuç: Bozma ve Zamanaşımı Nedeniyle Düşme

Yargıtay, "edimin ifasına fesat" suçundan beraat verilmesini doğru bulmuş ancak eylemin "görevi kötüye kullanma" suçunu oluşturup oluşturmadığının değerlendirilmemesini bir eksiklik olarak görmüştür.

Ancak, Yargıtay bu yeni vasıflandırma üzerinden dosyayı bozup geri göndermemiştir. Çünkü "görevi kötüye kullanma" suçunun (TCK 66/1-e uyarınca) 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi olduğunu tespit etmiştir.

Dosyadaki zamanaşımını kesen son işlem (sanık sorgusu) 24.11.2010 tarihlidir. İnceleme gününe kadar bu 8 yıllık süre (ve hatta ilaveli süreler) dolmuştur.

Bu nedenle Yargıtay, yerel mahkemenin beraat hükmünü BOZMUŞ, ancak yeniden yargılama gerekmeyen bu durumda, eylemin "görevi kötüye kullanma" suçuna dönüştüğünü ve bu suçun da zamanaşımı sebebiyle DÜŞMESİNE karar vermiştir.

Analizin Sonucu

Bu Yargıtay kararı, özellikle yapım işi ve hizmet alımı kabul süreçlerinde görev alan kamu görevlileri ve firma yetkilileri için hayati önemdedir:

TCK 236 İçin "Kesin Kabul" Şarttır: "Edimin İfasına Fesat Karıştırma" gibi ağır bir suçlamanın (ihaleye fesatla aynı maddede düzenlenir) oluşması için, işin kesin kabulünün yapılmış olması gerekir. Kesin kabulden önceki (örn: geçici kabuldeki) usulsüzlükler, genellikle bu suçun kapsamına girmez.

TCK 257 (Görevi Kötüye Kullanma) Riski: Ancak, kesin kabul yapılmamış olması, eylemin suç olmadığı anlamına gelmez. Kesin kabul öncesi (hakediş, geçici kabul vb.) süreçlerde yapılan usulsüzlükler, kamu görevlileri için "görevi kötüye kullanma" (TCK 257) suçunu oluşturur.

Hukuki Fark: Bu ayrım, hem suçun unsurları hem de uygulanacak ceza ve zamanaşımı süreleri açısından kritik bir fark yaratmaktadır.