Emsal Karar: Diğer Sanığın Beraati, Kesinleşen Mahkûmiyeti Bozar mı? "Yeni Delil" Tartışması
Kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyeti, ceza hukukunun en son aşaması gibi görünse de, sonradan ortaya çıkan bazı olağanüstü durumlar bu hükmü sarsabilir. Özellikle, aynı ihale veya kabul sürecinde yer alan ve benzer fiillerle suçlanan kişilerden birinin farklı bir yargılamada beraat etmesi, "yargılamanın yenilenmesi" (iade-i muhakeme) kurumunu gündeme getirir. Bu tür karmaşık ihale, sözleşme ve hakediş sorunlarınızda, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için Yaka Danışmanlık uzmanlığından destek almak, lehinize olan olağanüstü kanun yollarını dahi tespit ederek haklarınızı sonuna kadar korumanızı sağlar.
Bu analizde, Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin 30.11.2023 tarihli ve 2023/9523 E., 2023/11739 K. sayılı kararı incelenmiştir. Karar, "yeni delil" kavramının nasıl yorumlanması gerektiğine ve bir beraat kararının, kesinleşmiş başka bir mahkûmiyeti nasıl etkileyebileceğine ışık tutmaktadır.
Kararın İlgili Kısmı
"...aynı eylem nedeniyle mahkumiyetlerine karar verilen muayene ve kabul komisyonu başkan ve üyesi olan sanıklar yönünden 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/837 esas, 2022/121 sayılı kararı ve bu dosya kapsamında aldırılan bilirkişi raporunun yeni delil olarak nitelendirilmesi gerektiği... 5271 sayılı Kanun'un 311/1-e maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi sebebi olabileceği nazara alınarak, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule şayan olduğuna karar verilmesi gerektiği..."
Olayın Arka Planı: Şartnameye Aykırı Asfalt Teslimatı ve Kesinleşen Mahkûmiyet
Bir belediyenin asfalt alım ihalesinde, muayene ve kabul komisyonu başkanı ve üyeleri, teknik şartnamede açıkça "Tüpraş A.Ş. ürünü olacaktır" hükmü bulunmasına rağmen, Tüpraş ürün çıktı belgesi olmayan asfaltı kabul etmekle suçlanmıştır.
Yapılan yargılama sonucunda Ağır Ceza Mahkemesi, komisyon başkanı ve üyelerini "edimin ifasına fesat karıştırma" (TCK 236) suçundan mahkûm etmiş ve bu karar Yargıtay onamasından geçerek kesinleşmiştir.
Süreçteki Kritik Gelişme: Diğer Komisyon Üyesi Yargılanıyor ve Beraat Ediyor
Kesinleşen bu mahkûmiyet kararının ardından, ilk davada yargılanmayan ancak hakkında sonradan suç duyurusunda bulunulan bir diğer muayene kabul komisyonu üyesi hakkında aynı eylem nedeniyle (Tüpraş ürünü olmayan malı kabul etme) yeni bir dava açılmıştır.
Bu ikinci davada (Asliye Ceza Mahkemesi), yeni bir bilirkişi raporu alınmıştır. Bu raporda, "teslim edilen malın Tüpraş ürünü olmadığına dair bir tespitin bulunmadığı", yüklenicinin malı Tüpraş'tan alım yapan başka bir bayiden temin ettiği ve şartnamede "Tüpraş'tan alınma zorunluluğu" değil "Tüpraş ürünü olma" zorunluluğu bulunduğu, bu nedenle malın Tüpraş malı olarak değerlendirilebileceği belirtilmiştir. Bu yeni rapora dayanan mahkeme, bu sanık hakkında beraat kararı vermiş ve bu karar da kesinleşmiştir.
İlk Mahkûmların "Yargılamanın Yenilenmesi" Talebi ve Reddedilmesi
İlk davada mahkûmiyeti kesinleşen sanıklar, sonradan alınan bu bilirkişi raporunu ve verilen beraat kararını "yeni delil" (CMK 311/1-e) olarak göstererek yargılamanın yenilenmesini talep etmişlerdir. Ancak mahkeme bu talebi reddetmiş, itirazları da bir üst mahkemece reddedilmiştir.
Yargıtay'dan (Kanun Yararına Bozma) Net Yorum: "Yeni Delil"dir, Talep Kabul Edilmeliydi
Adalet Bakanlığı'nın "kanun yararına bozma" talebi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesi, talebi reddeden mahkeme kararlarını hukuka aykırı bulmuştur.
Yargıtay'a göre:
- Hakkında beraat kararı verilen diğer sanığın davasında alınan ve "malların Tüpraş ürünü olarak değerlendirilebileceğini" belirten bilirkişi raporu, ilk mahkûmiyet kararından sonra ortaya çıkmıştır.
- Bu rapor, ilk mahkûmiyete dayanak olan "mallar şartnameye aykırıdır" tespitini doğrudan çürütme potansiyeline sahiptir.
- CMK 311/1-e maddesi, "Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar... sanığın beraatini... gerektirecek nitelikte olursa" yargılamanın yenileneceğini düzenler.
- Bu yeni bilirkişi raporu ve dayanak olduğu beraat kararı, tam da bu madde kapsamında "yeni delil" niteliğindedir.
Yargıtay, bu gerekçelerle, yerel mahkemenin yargılamanın yenilenmesi talebini "kabule şayan" bularak yeniden yargılama yapması gerekirken talebi reddetmesini bozmuştur.
Analizin Sonucu
Bu karar, kesinleşmiş hükümlere karşı olağanüstü bir yol olan yargılamanın yenilenmesi kurumunun sınırlarını belirlemesi açısından büyük önem taşımaktadır:
- Kesin Hüküm Dokunulmaz Değildir: Maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, kesin hükümden daha üstün bir ilkedir.
- Yeni Delilin Kapsamı: "Yeni delil", sadece ilk davada hiç sunulmamış bir belge değil, aynı zamanda ilk davadan sonra açılan bağlantılı bir davada alınan ve ilk mahkûmiyeti sarsacak nitelikteki bir bilirkişi raporu veya beraat kararı da olabilir.
- Aynı Eylemden Farklı Kararlar: Kamu görevlilerinin (özellikle kabul komisyonu üyeleri gibi) aynı eylemden dolayı farklı mahkemelerde yargılanıp çelişkili kararlar alması durumunda, sonradan alınan lehe karar (beraat), önceden alınan aleyhe karar (mahkûmiyet) için "yargılamanın yenilenmesi" sebebi sayılır.




Yorum Bırak