İhalenin İptali Kararlarına Karşı Başvuru Yolları

Kamu ihale süreçleri, idarelerin çeşitli nedenlerle ihaleyi iptal etme yetkisini de içerir. Ancak bu iptal kararlarına karşı izlenecek hukuki yol, iptalin hangi gerekçeyle ve hangi aşamada yapıldığına göre temelden farklılaşmaktadır. Kamu İhale Kanunu ve ilgili mevzuat, bu konuda net bir ayrım yapmıştır: Bir iptal kararı, bir adayın, isteklinin veya istekli olabilecek birinin usulüne uygun yaptığı bir "şikâyet başvurusu" üzerine mi alınmıştır, yoksa idare herhangi bir şikâyet olmaksızın kendi tespitiyle mi ihaleyi iptal etmiştir? Kamu İhale Kurulunun 15.10.2025 tarihli ve 2025/UH.IV-2214 sayılı kararı, bu ayrımın önemini ve Kurul’un kendi görev alanını nasıl belirlediğini gösteren kritik bir örnektir.

Şikayet Başvurusu ve Başvuru Ehliyeti

Bir ihaleye ilişkin hukuka aykırılık iddiasıyla idareye yapılan resmi başvuruya "şikâyet" adı verilir. Ancak bu başvuruyu herkes yapamaz. Mevzuat, şikâyet ehliyetini "aday, istekli veya istekli olabilecekler" ile sınırlandırmıştır. "İstekli olabilecek" tanımı ise, ihale konusu alanda faaliyet gösteren ve en önemlisi ihale dokümanını EKAP üzerinden indirmiş olan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Dokümanı indirmemiş bir firmanın veya ilgisiz bir kişinin idareye yaptığı bildirim, hukuken bir "şikâyet" niteliği taşımaz. Ayrıca, güncel mevzuat uyarınca şikâyet başvurularının Elektronik Kamu Alımları Platformu (EKAP) üzerinden e-imza ile yapılması zorunludur.

Kurul'un Görev Alanını Belirleyen Kriter: Geçerli Bir Şikâyet Varlığı

İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Tebliğ'in 8. maddesi, KİK'in görev alanını net bir şekilde çizmektedir. Buna göre, Kurul ancak bir şikâyet veya itirazen şikâyet başvurusu üzerine idare tarafından alınan iptal kararlarını inceleyebilir. Eğer idare, ortada usulüne uygun yapılmış hiçbir şikâyet başvurusu yokken, kendi tespit ettiği bir hata veya başka bir nedenle ihaleyi iptal ederse, bu karar "re'sen" (kendiliğinden) alınmış bir iptal kararıdır. Bu tür re'sen iptal kararlarına karşı KİK'e başvurulamaz; tek hukuki yol, kararın iptali için doğrudan idari yargı mercilerinde (idare mahkemelerinde) dava açmaktır.

Kurulun İncelemesi ve Görev Yönünden Ret Kararı

Analize konu olan kararda, bir hizmet alımı ihalesi idare tarafından "İdari Şartname'de hata tespit edildiği" gerekçesiyle iptal edilmiştir. İptal kararında, bu tespitin "şikâyet ve itiraz başvurusu sonucunda" yapıldığı belirtilmiştir. İhaleye teklif veren bir istekli ise bu iptal kararını, usule aykırı olduğu iddiasıyla Kurul’a taşımıştır.

Kurul, ön inceleme aşamasında ilk olarak kendi görev alanını belirlemek için iptal kararının gerçekten bir şikâyet üzerine alınıp alınmadığını araştırmıştır. EKAP kayıtları üzerinde yapılan incelemede şu hususlar tespit edilmiştir:

  1. İptale neden olan başvuruyu yapan firmanın, ihale dokümanını indirmediği ve dolayısıyla "istekli olabilecek" sıfatını taşımadığı görülmüştür. Bu nedenle, bu firmanın başvuru ehliyeti yoktur.
  2. Söz konusu başvuru, zorunlu olan EKAP üzerinden e-şikâyet yoluyla değil, fiziki ortamda yapılmıştır.

Bu iki temel tespitten hareketle Kurul, idareye yapılan başvurunun hukuken bir "şikâyet" olarak kabul edilemeyeceğine karar vermiştir. Hukuken geçerli bir şikâyet olmadığından, idarenin iptal kararı, metninde ne yazarsa yazsın, "re'sen" alınmış bir iptal kararı niteliğindedir. Re'sen alınan iptal kararları ise Kurul’un görev alanına girmediğinden, Kurul itirazen şikâyet başvurusunu esasa girmeden "görev yönünden" reddetmiştir.

Analizin Sonucu ve Taraflar İçin Çıkarımlar

Bu karar, ihale iptallerine karşı hukuki yol arayışında olan taraflar için kritik bir yol haritası sunmaktadır:

  • İdareler Açısından: İptal kararlarının gerekçesini açık ve doğru bir şekilde ortaya koymalıdırlar. Eğer iptal, doküman indirmemiş veya ehliyeti olmayan birinin bildirimi üzerine yapılıyorsa, bu kararın "re'sen" alındığının ve KİK denetimine tabi olmadığının bilincinde olmalıdırlar.
  • İstekliler Açısından: Bir iptal kararına karşı Kurul’a başvurmadan önce, iptalin temelinde usulüne uygun yapılmış bir şikâyet olup olmadığını dikkatle araştırmalıdırlar. Eğer ortada geçerli bir şikâyet yoksa ve iptal idarenin kendi inisiyatifiyle yapılmışsa, KİK'e başvurmak zaman kaybı olacaktır. Bu durumda izlenmesi gereken tek yol, süresi içinde idare mahkemesinde dava açmaktır.

Sonuç olarak, bu karar, KİK'in görev alanının sınırlarını net bir şekilde çizmekte ve bir ihale iptal kararının denetim merciini (KİK veya mahkeme) belirleyen temel unsurun, iptalden önce geçerli bir şikâyet başvurusunun varlığı olduğunu göstermektedir.