Yargıtay Uyardı: Gelir Kaydedilen Teminat Bir Cezadır, İdarenin Alacağından Mahsup Edilemez!
Kamu ihale sözleşmelerinde yüklenicinin, 4735 sayılı Kanun'un 25. maddesinde sayılan "yasak fiil ve davranışlarda" (örn: hileli malzeme kullanma, fen ve sanata aykırı, kusurlu imalat yapma) bulunması, en ağır yaptırımları beraberinde getirir. İdare, Md. 20/b uyarınca sözleşmeyi feshederek kesin teminatı gelir kaydeder. Peki, idarenin bu ayıplı imalat nedeniyle uğradığı (fazla ödeme iadesi, yıkım bedeli gibi) diğer zararlar ne olacaktır? İdarenin gelir kaydettiği teminat, bu zararlardan mahsup mu edilmeli, yoksa teminat bunlardan bağımsız bir ceza mıdır? Bu tür karmaşık ihale, sözleşme ve hakediş sorunlarınızda, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için Yaka Danışmanlık uzmanlığından destek almak, feshin hukuki niteliğini (ayıp, yasak fiil vb.) doğru tespit ederek haklarınızı ve yükümlülüklerinizi netleştirir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 2016/3842 E., 2018/665 K. sayılı kararı, bu konuya açıklık getirmiştir.
Kararın İlgili Kısmı
"Bu halde, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 20. maddesinin son cümlesi uyarınca davacı iş sahibi kendisinde kalan kesin teminatı irat kaydetmekte haklı olup iş sahibi alacağından mahsup edilmesi mümkün değildir."
Olayın Arka Planı: Ayıplı İmalat Yıkıldı, İdare Teminatı Aldı ve Zararını İstedi
Bir yapım işinde, yüklenicinin yaptığı imalatların (malzeme ve işçilik yönünden) ayıplı olduğu ve fen kurallarına aykırı yapıldığı, bu nedenle de proje değerlerinin altındaki bir yağışta dahi yıkıldığı bilirkişi raporuyla tespit edilmiştir. İdare (davacı), bu ayıplı ifa nedeniyle sözleşmeden dönmüş (feshetmiş) ve yükleniciye ödediği bedelin iadesi ile enkaz kaldırma bedelinin tahsili için dava açmıştır. İdare, ayrıca yüklenicinin kesin teminat mektubunu da "yasak fiil ve davranış" (4735 S.K. Md. 25/c) nedeniyle gelir kaydetmiştir.
Mahkemenin Hatası: Teminatı Alacaktan Mahsup Etmek
Yerel mahkeme, idarenin alacak talebini (ödeme iadesi + enkaz bedeli) kabul etmiş, ancak bilirkişi raporu doğrultusunda, idarenin zaten gelir kaydetmiş olduğu kesin teminat bedelini idarenin toplam alacağından düşerek (mahsup ederek) kalan kısma hükmetmiştir. Yani mahkeme, teminatı bir "tazminat avansı" gibi görmüştür.
Yargıtay Kararı: Teminat "Yaptırım/Ceza"dır, Tazminattan Düşülmez
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, bu mahsup işleminin hatalı olduğunu belirterek kararı bozmuştur. Yüksek Mahkeme'nin gerekçesi şu şekildedir:
- Yasak Fiil Tespiti: Yüklenicinin "fen ve sanat kurallarına aykırı, eksik, kusurlu imalat yapması", 4735 S.K. Md. 25/c kapsamında "yasak fiil ve davranış" teşkil eder.
- Yaptırım Olarak Teminat: 4735 S.K. Md. 20/b, bu yasak fiillerin tespiti halinde idareye, "protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminat ve ek kesin teminatların gelir kaydedileceği" hakkını verir.
- Teminat ≠ Tazminat: Teminatın gelir kaydedilmesi, yüklenicinin idareye verdiği zararın tazmini (veya bundan mahsubu) için değildir. Bu, yasak fiili işlemenin cezasıdır (bir yaptırımdır).
- Zarar Ayrı Talep Edilir: İdarenin hesabı (fesih tasfiyesi) genel hükümlere göre yapılır. İdare, teminatı gelir kaydetme hakkından ayrı olarak, uğradığı diğer tüm zararları (fazla ödeme, enkaz kaldırma bedeli vb.) da yükleniciden talep etme hakkına sahiptir.
Bu nedenle, idarenin alacağı (378.593,89 TL) ne ise, teminat bedeli bu alacaktan düşülmeksizin, tamamına hükmedilmesi gerekirdi.
Analizin Sonucu
- Yüklenicinin fen ve sanata aykırı (ayıplı) imalat yapması 4735 S.K. Md. 25/c kapsamında "yasak fiil" sayılır.
- Bunun tespiti halinde idare, Md. 20/b uyarınca teminatı gelir kaydeder.
- Teminatın gelir kaydedilmesi, idarenin uğradığı zararın tazmini değil, yasaya aykırı davranışın cezai bir yaptırımıdır.
- İdare, hem teminatı gelir kaydeder hem de uğradığı diğer zararların (ödeme iadesi, menfi zarar, enkaz bedeli vb.) tamamını yükleniciden ayrıca talep eder. Gelir kaydedilen teminat, bu alacaktan mahsup edilemez.




Yorum Bırak