Yargıtay'ın Kritik Ayrımı: İhalede Menfaat Çatışması Her Zaman "Fesat" Değildir!

Kamu görevlilerinin, özellikle de belediye başkanları gibi ihale yetkililerinin, kendilerine veya yakınlarına ait şirketlerin katıldığı ihalelerde görev almaları, hem 4734 sayılı Kanun hem de ceza hukuku açısından ağır bir ihlaldir. Ancak bu ihlalin hukuki nitelendirmesi, yani eylemin "ihaleye fesat karıştırma" mı yoksa "görevi kötüye kullanma" mı sayılacağı, verilecek ceza açısından büyük fark yaratır. Bu tür karmaşık ihale ve ceza hukuku sorunlarınızda, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için Yaka Danışmanlık uzmanlığından destek almak, eylemin doğru vasıflandırılması ve haksız cezai yaptırımlarla karşılaşmamanız için kritik öneme sahiptir. Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin 2007/5967 K. sayılı kararı, bu iki suç arasındaki ince çizgiyi göstermektedir.

Kararın İlgili Kısmı

"765 Sayılı TCK.nun 205. maddesindeki suçun maddi unsurunun sanığın kendi ve üçüncü şahıslar lehine haksız çıkar sağlamak olduğu, bu hareket öğesinin gerçekleşmemesi halinde salt alım satımının uygulama usul ve şekillerine aykırı davranılmasının alım satıma fesat karıştırma suçuna vücut vermeyeceği... sanıkların eylemlerinin 765 Sayılı TCK.nun 240. maddesinde düzenlenmiş görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu halde yazılı şekilde karar verilmesi..."

Olayın Arka Planı: Başkanın Şirketi İhaleyi Alıyor

Bir Belediye Başkanı (sanık), belediyeye ait 6 adet parselin satışı için yapılan ihalelerde komisyon üyesi olarak görev alır. Ancak, ihaleye katılan ve ihaleyi kazanan limited şirketin kurucusu ve münferiden temsilcisidir (Ayrıca şirketin diğer ortağı da kardeşidir). Yani, Kamu İhale Yasasındaki açık engel nedene rağmen, belediye başkanı kendi şirketinin girdiği ihaleye komisyon üyesi olarak katılmış ve ihaleler sonucu parseller kendi şirketine devredilmiştir.

Yerel Mahkemenin Kararı: İhaleye Fesat Karıştırma (TCK 205)

Yerel Ağır Ceza Mahkemesi, bu eylemi 765 sayılı TCK'nın 205. maddesi (Alım satıma fesat karıştırma) kapsamında değerlendirerek sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurar.

Yargıtay'ın Analizi ve Bozma Kararı: Suçun Vasfı Farklı

Dosyanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin "suç vasfında" (suçun nitelendirilmesinde) hata yaptığına kanaat getirerek kararı BOZAR. Yargıtay'ın gerekçesi şu ayrıma dayanır:

  1. "Fesat" (TCK 205) İçin "Haksız Çıkar" Şarttır: Yargıtay, eski TCK 205'teki (yeni TCK 235'in de temel mantığı budur) "fesat" suçunun maddi unsurunun, failin "haksız çıkar sağlaması" olduğunu belirtir. Eğer bir haksız çıkar yoksa, fesat suçu oluşmaz.
  2. Somut Olayda Haksız Çıkar Var mı? Yargıtay dosya kapsamına bakar ve şu tespiti yapar:
    • İhaleler "açık teklif artırma" yöntemiyle yapılmıştır.
    • İsteyen herkes ihaleye iştirak etmiştir.
    • Parseller, Belediye Meclisi ve Encümeni'nin belirlediği muhammen bedelin üstünde satılmıştır.
  3. Sonuç (Fesat Değil): Madem ihale açıktı, rekabet engellenmedi ve mallar değerinin üzerinde (kamu zararı yaratmadan) satıldı, o halde "fesat" suçunun maddi unsuru olan "haksız çıkar" gerçekleşmemiştir.
  4. Eylem Nedir? (Görevi Kötüye Kullanma): Peki, belediye başkanının eylemi suç değil midir? Yargıtay, "Hayır, suçtur" der. Sanığın eylemi, "ihaleye katılamayacağı" yönündeki yasal engele rağmen ihale komisyonunda görev alarak kendi şirketine ihale vermesidir. Bu eylem, "ihaleye fesat" değil, "görevini kanuna aykırı kullanarak" menfaat çatışması yaratmaktır. Bu suçun adı 765 sayılı TCK 240 (Görevi Kötüye Kullanma)'dır.

Yargıtay, mahkemenin TCK 205'ten (fesat) değil, TCK 240'tan (görevi kötüye kullanma) hüküm kurması gerektiği gerekçesiyle kararı bozmuştur.

Analizin Sonucu

Bu karar, menfaat çatışması ve usulsüzlüklerin ceza hukukundaki yerini belirlemede kritiktir.

  • Firmalar ve Yöneticiler İçin: Bir ihaleye girerken, ihale yetkilisi veya komisyon üyeleri ile aranızda 4734 sayılı Kanun'da belirtilen (akrabalık, ortaklık vb.) bir engel nedenin bulunmadığından emin olunması şarttır.
  • Kamu Görevlileri İçin: İhaleye fesat karıştırma suçundan (daha ağır ceza) kurtulmak, eylemin "görevi kötüye kullanma" (daha hafif ceza) kapsamında kalması, büyük ölçüde kamu zararının veya haksız çıkarın oluşup oluşmadığına bağlıdır. İhalenin rekabete açık yapılması ve muhammen bedelin üzerinde sonuçlanması, "fesat" suçlamasına karşı önemli bir savunma argümanıdır.
  • Hukuki Çıkarım: Ağır bir menfaat çatışması (yasak olmasına rağmen ihaleye katılma) olsa dahi, eğer ihalede rekabet sağlanmış ve kamu zararı oluşmamışsa, eylem "ihaleye fesat" değil, "görevi kötüye kullanma" olarak nitelendirilebilir.