Uyuşmazlığın Temeli: Yanlış Kapıyı Çalmak
Kamu ihale süreçlerinden doğan uyuşmazlıklarda hak arayışına girerken atılacak ilk ve en önemli adımlardan biri, davanın doğru yargı kolunda açılmasıdır. İdari yargıda görülmesi gereken bir davanın adli yargıda (veya tam tersi) açılması, davanın esasına dahi girilmeden "görevsizlik" kararıyla sonuçlanarak ciddi zaman, maliyet ve hak kayıplarına neden olabilir. İhale ve sözleşme hukuku arasındaki bu ince çizgiyi doğru tespit etmek, profesyonel bir yaklaşım gerektirir. Yaka Danışmanlık, uyuşmazlığınızın niteliğini doğru analiz ederek sizi doğru hukuki yola yönlendirme konusunda destek sağlar. İncelenen uyuşmazlık, bir ihaleye katılan istekli bir şirketin, yasaklı dönemde ihaleye katıldığı iddiasıyla idare tarafından geçici teminat mektubunun gelir kaydedilmesi üzerine, bu işlemin iptali ve teminatın iadesi için Asliye Ticaret Mahkemesi'nde (adli yargı) dava açmasıyla ilgilidir. Davanın merkezindeki temel soru, bu uyuşmazlığın adli yargının mı yoksa idari yargının mı görev alanına girdiğiydi.
İhale Hukukunda İki Ayrı Dünya: İhale Süreci ve Sözleşme Süreci
Kamu ihaleleri hukuku, temel olarak iki ayrı aşamadan oluşur ve her aşama farklı bir hukuki rejime tabidir:
- İhale Süreci (İdari Aşama): Bu süreç, ihale ilanının yapılmasından, sözleşmenin imzalanmasına kadar olan tüm işlemleri kapsar. İhaleye katılım, tekliflerin değerlendirilmesi, ihalenin karara bağlanması, geçici teminatın alınması ve iadesi gibi işlemler bu aşamadadır. Bu süreçte idare, kamu gücünü kullanarak tek taraflı ve icrai nitelikte "idari işlemler" tesis eder. Bu işlemlerden doğan uyuşmazlıklar, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında kalır ve çözüm yeri idari yargıdır.
- Sözleşme Süreci (Özel Hukuk Aşaması): Bu süreç, ihaleyi kazanan istekli ile idare arasında sözleşmenin imzalanmasıyla başlar. Sözleşmenin uygulanması, hakediş ödemeleri, işin yapımı, kesin kabul, sözleşmenin feshi gibi konular bu aşamadadır. Bu aşamada taraflar, özel hukuk hükümlerine tabi bir sözleşmenin tarafları olarak daha eşit bir konumdadır. Bu sözleşmenin uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu kapsamında kalır ve çözüm yeri adli yargıdır (Asliye Hukuk/Ticaret Mahkemeleri).
Geçici Teminatın Gelir Kaydedilmesi Hangi Aşamaya Aittir?
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi'nin 03/12/2019 tarihli ve 2019/1851 E., 2019/1503 K. sayılı kararına konu olan olayda, uyuşmazlığın kaynağı geçici teminatın gelir kaydedilmesi işlemidir. Geçici teminat, isteklilerin tekliflerinin ciddiyetini sağlamak amacıyla "ihale sürecinde" idareye verdikleri bir güvencedir. İdare, isteklinin yasaklı olmasına rağmen ihaleye katılması gibi Kanun'da belirtilen bir durumda, bu teminatı gelir kaydeder. Bu işlem, henüz ortada bir sözleşme yokken, ihale sürecinin bir parçası olarak idarenin tek taraflı iradesiyle yaptığı bir idari işlemdir.
Mahkeme, bu tespitten hareketle, uyuşmazlığın özel hukuk alanına giren sözleşme aşamasından değil, kamu hukuku alanına giren ihale aşamasından kaynaklandığı sonucuna varmıştır. Kamu İhale Kanunu'nun ilgili maddeleri uyarınca, ihale sürecindeki idari işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri idari yargı olduğundan, Asliye Ticaret Mahkemesi'nin davaya bakma görevi bulunmadığına ve görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğuna hükmetmiştir.
Analizin Sonucu ve Taraflar İçin Çıkarımlar
Bu karar, kamu ihaleleri hukukunda görevli yargı yolunun belirlenmesindeki temel kriteri net bir şekilde ortaya koymaktadır.
İdareler İçin Çıkarımlar: İdareler, tesis ettikleri işlemin niteliğini doğru belirlemelidir. Sözleşme imzalanmadan önce, ihale süreciyle ilgili olarak aldıkları kararlar (örneğin, teklifi değerlendirme dışı bırakma, geçici teminatı gelir kaydetme) idari işlem niteliğindedir ve bu kararlara karşı açılacak davalar idare mahkemelerinde görülecektir.
İstekliler (Firmalar) İçin Çıkarımlar: İstekliler, bir kamu ihalesinde hak kaybına uğradıklarını düşündüklerinde, uyuşmazlığın hangi aşamada ortaya çıktığına dikkat etmelidir.
- Eğer sorun, teklifinizin reddedilmesi, yeterlilik alamamanız veya geçici teminatınızın gelir kaydedilmesi gibi sözleşme öncesi bir işlem ise, davanızı mutlaka İdare Mahkemesi'nde açmalısınız.
- Eğer sorun, imzalanan sözleşmenin uygulanması, ödemelerin yapılmaması veya sözleşmenin haksız feshi gibi sözleşme sonrası bir konu ise, davanızı Asliye Hukuk/Ticaret Mahkemesi'nde açmalısınız.
Doğru yargı yolunu seçmek, davanın esasına girilebilmesi için mutlak bir ön şarttır ve bu konuda yapılacak bir hata, telafisi zor sonuçlar doğurabilir.




Yorum Bırak