Kamu ihale süreçleri, yalnızca en uygun teklifin belirlenmesiyle sona ermez; sözleşmenin imzalanması aşaması da kendi içinde kritik prosedürler barındırır. İhale üzerinde bırakılan isteklinin, yasal yükümlülüklerini yerine getirerek sözleşmeyi imzalamaması, ihale sürecini farklı bir yola sokar. Bu gibi durumlarda idarelerin hangi adımları atabileceği ve bu adımlardaki takdir yetkisinin sınırları, hem idareler hem de diğer istekliler için önem arz eder. İhale ve sözleşme süreçlerinde karşılaşılan bu tür karmaşık durumlarda, Yaka Danışmanlık gibi uzman firmalardan alınacak profesyonel destek, tarafların haklarını korumasına ve yasal süreci doğru yönetmesine yardımcı olur. Kamu İhale Kurulunun 09.07.2025 tarihli ve 2025/UM.II-1483 sayılı kararı, idarenin, ihaleyi kazananın çekilmesi durumunda ikinci en avantajlı teklif sahibini çağırma zorunluluğu olup olmadığını netleştiren önemli bir örnek teşkil etmektedir.

İhale Sürecinde Yaşanan Gelişmeler

Bir belediye tarafından gerçekleştirilen köpek maması alımı ihalesinde, ihale komisyonu en avantajlı teklif sahibi ile ikinci en avantajlı teklif sahibini belirlemiştir. Kesinleşen ihale kararı tüm isteklilere tebliğ edildikten sonra, ekonomik açıdan en avantajlı teklif sahibi istekli sözleşme imzalamaya davet edilmiştir. Ancak bu isteklinin, 4734 sayılı Kanun'un 10. maddesi kapsamında taahhüt ettiği yükümlülükleri (somut olayda sigorta prim borcu bulunmaması) yerine getiremediği anlaşılmış ve geçici teminatı gelir kaydedilerek ihale dışı bırakılmıştır.

Bu gelişme üzerine, ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi olan firma, idarenin kendisini sözleşme imzalamaya davet etmesini beklemiştir. Ancak idare, ikinci teklif sahibini davet etmek yerine, "İhale Üzerinde Kalan İsteklinin, 4734/10. maddesinde belirtilen belgeleri tamamlayamaması" gerekçesiyle ihaleyi tamamen iptal etmiştir. İkinci en avantajlı teklif sahibi firma, bu iptal kararının mevzuata aykırı olduğunu, idarenin kendisini davet etmesi gerektiğini ileri sürerek Kamu İhale Kuruluna başvurmuştur.

Kurulun İdarenin Takdir Yetkisine İlişkin Değerlendirmesi

Kurul, uyuşmazlığın çözümünde 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 44. maddesini merkeze almıştır. İlgili madde, ihale üzerinde kalan isteklinin sözleşmeyi imzalamaması durumunda atılacak adımları düzenlemektedir. Maddenin ilgili bölümü şöyledir: "Bu durumda idare, ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif fiyatının ihale yetkilisince uygun görülmesi kaydıyla, bu teklif sahibi istekli ile de Kanunda belirtilen esas ve usullere göre sözleşme imzalayabilir."

Kurul, bu ifadedeki "uygun görülmesi kaydıyla" ve "imzalayabilir" kelimelerinin altını çizmiştir. Kanun koyucunun bu ifadeleri kullanması, idareye bir zorunluluk değil, bir takdir yetkisi tanıdığını göstermektedir. Yani, ilk isteklinin çekilmesi durumunda idare, ikinci en avantajlı teklifi inceleyerek bir değerlendirme yapar. Bu değerlendirme sonucunda, ikinci teklifin fiyatını, bütçe imkanlarını veya diğer koşulları göz önünde bulundurarak "uygun" bulmayabilir. Eğer ihale yetkilisi ikinci teklifi uygun görmezse, o istekliyi sözleşmeye davet etmek zorunda değildir. Bu durumda idarenin önündeki seçenek, ihaleyi iptal etmektir.

Somut olayda, idare bu takdir yetkisini kullanarak ihaleyi iptal etme yolunu seçmiştir. Kurul, idarenin bu kararında Kanun'un ruhuna ve lafzına aykırı bir yön bulunmadığına hükmetmiştir. Kanun, idareye ikinci en avantajlı teklif sahibiyle sözleşme imzalama konusunda mutlak bir zorunluluk getirmemiş, bu durumu ihale yetkilisinin onayına ve takdirine bırakmıştır.

Analizin Sonucu ve Taraflar İçin Çıkarımlar

Bu karar, ihale sürecinin son aşamalarına ilişkin önemli hukuki gerçekleri ortaya koymaktadır.

İdareler için: İhale üzerinde bırakılan isteklinin sözleşmeyi imzalamaması durumunda, ikinci en avantajlı teklifi otomatik olarak kabul etmek zorunda değildirler. İhale yetkilisi, ikinci teklifi (fiyat, piyasa koşullarının değişmesi vb. nedenlerle) kamu yararına uygun bulmuyorsa, ihaleyi iptal etme yetkisine sahiptir. Bu takdir yetkisi, idareye kamu kaynaklarını koruma ve en uygun koşullar oluşmadığında süreci sonlandırma imkanı tanır.

İstekliler için: Bir ihalede ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi olmak, sözleşme imzalamak için mutlak bir hak doğurmaz. Bu durum, sadece ilk isteklinin çekilmesi halinde idarenin kendileriyle sözleşme imzalama "ihtimalini" yaratır. İkinci en avantajlı teklif sahipleri, idarenin kendilerini davet etmeme ve ihaleyi iptal etme hakkı olduğunu bilmelidir. İptal kararının gerekçesi, "ikinci teklifin uygun görülmemesi" ise, bu durum genellikle idarenin takdir yetkisi kapsamında kalacağından, bu gerekçeye dayalı bir itirazın başarılı olma olasılığı düşüktür.

Sonuç olarak, Kurul'un kararı, 4734 sayılı Kanun'un 44. maddesinin idareye tanıdığı takdir yetkisinin sınırlarını çizmiş ve ikinci en avantajlı teklifin davet edilmesinin bir zorunluluk olmadığını açıkça belirtmiştir.