Uyuşmazlığın Temeli: Bu İş Fiyata Dahil mi, Değil mi?

Anahtar teslimi götürü bedel sözleşmeler, kamu ihalelerinde sıkça kullanılan ve bedelin sabit olduğu bir sözleşme türüdür. Bu sözleşmelerin temel mantığı, öngörülen işin tamamının, teklif edilen bedel karşılığında yapılmasıdır. Ancak, uygulama sırasında ortaya çıkan ve projede net olarak gösterilmeyen imalatların bu götürü bedele dahil olup olmadığı, sıklıkla idare ile yüklenici arasında uyuşmazlığa neden olur. Sözleşme ve eklerinin doğru yorumlanması, bu tür anlaşmazlıkların çözümünde kilit rol oynar. Yaka Danışmanlık, sözleşme kapsamının belirlenmesi ve ilave iş taleplerinizin hukuki analizi konusunda sizlere profesyonel destek sunar. İncelenen uyuşmazlık, bir konut inşaatı işini anahtar teslimi götürü bedel ile üstlenen yüklenicinin, şantiye sahasındaki dolgu zemin nedeniyle yapmak zorunda kaldığı "kazı ve konsol fore kazıklı iksa" imalatlarının sözleşme kapsamında olmadığını, idarenin talimatıyla yapılan sözleşme dışı bir iş olduğunu ileri sürerek ek bedel talep etmesiyle ilgilidir.

 

Sözleşme ve Eklerinin Bir Bütün Olarak Değerlendirilmesi

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 25.06.2020 tarihli ve 2019/104 E., 2020/1851 K. sayılı kararının en önemli vurgusu, bir işin sözleşme kapsamında olup olmadığının tespitinde sadece ana sözleşme metnine veya avan projeye değil, sözleşmenin eki olan tüm belgelere (Yapım İşleri Genel Şartnamesi, Özel İdari ve Teknik Şartname, mahal listeleri vb.) bir bütün olarak bakılması gerektiğidir.

Yerel mahkeme, yapılan fore kazıklı iksa imalatının, bina temellerinin güvenliği ve yolun hasar görmemesi için "gerekli ve zorunlu" bir imalat olduğu ve bu nedenle 4735 sayılı Kanun'un 24. maddesi kapsamında "sözleşme dışı ilave iş" olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Ancak Yargıtay, bu kararı verirken sözleşme eki olan Özel İdari ve Teknik Şartname'nin göz ardı edildiğini tespit etmiştir.

 

Teknik Şartnamedeki Kritik Düzenlemeler

Yargıtay, bozma gerekçesinde sözleşme eki olan Özel İdari ve Teknik Şartname'nin şu maddelerine dikkat çekmiştir:

  • Madde 3.1. (Anahtar Teslimi Götürü Bedelli İşler): Bu maddede, "her nevi kazı, dolgu, temel inşaat işleri... temel ıslah işleri, alana ilişkin zemin etüt raporları... sonucunda gerekiyorsa zemin iyileştirme yöntemlerinin uygulanması (mini kazık, fore kazık, çakma kazık, enjeksiyon, jet-grout vb. yöntemler)... işlerin yapılması ihale kapsamındadır" şeklinde çok net bir düzenleme yer almaktadır.
  • Madde 7 (Projeler): Bu maddede ise, idare tarafından verilen projelerin "avan proje" niteliğinde olduğu ve yüklenicinin, teklif ettiği götürü bedel içerisinde olmak üzere zemin etütlerini yaptırarak uygulama projelerini kendisinin hazırlayacağı belirtilmiştir.

Bu iki madde birlikte okunduğunda, yüklenicinin zemin etütleri sonucunda ortaya çıkacak her türlü zemin iyileştirme ihtiyacını (fore kazık dahil) öngörmesi ve teklif ettiği götürü bedele bu maliyeti dahil etmesi gerektiği açıkça anlaşılmaktadır. İdare, bu maddelerle zemin riskini yükleniciye devretmiştir. Dolayısıyla, sonradan yapılması zorunlu hale gelen fore kazık imalatı, "öngörülemeyen bir durum" veya "sözleşme dışı bir iş" değil, sözleşme ile baştan öngörülmüş ve götürü bedele dahil edilmiş bir imalattır.

 

Analizin Sonucu ve Taraflar İçin Çıkarımlar

Bu karar, anahtar teslimi götürü bedel sözleşmelerde "sözleşme kapsamının" ne kadar geniş yorumlanabileceğini ve özellikle teknik şartnamelerin ne kadar bağlayıcı olduğunu göstermektedir.

İdareler İçin Çıkarımlar: İdareler, zemin koşulları gibi belirsizlik içeren riskleri yükleniciye devretmek istiyorlarsa, bunu teknik şartnamelerde, davaya konu karardaki gibi açık ve detaylı bir şekilde belirtmelidir. "Gerektiğinde her türlü zemin iyileştirme yönteminin uygulanması" gibi ifadeler ve bu yöntemlere örnekler verilmesi, sonradan ortaya çıkacak ilave iş taleplerine karşı idareyi hukuken güçlü bir konuma getirir.

Yükleniciler İçin Çıkarımlar: Yükleniciler, anahtar teslimi götürü bedel ihalelere teklif vermeden önce, sadece avan projeyi ve mahal listesini değil, sözleşme eki olan tüm idari ve teknik şartnameleri son derece dikkatli bir şekilde incelemelidir. Özellikle zemin etüdü ve uygulama projelerinin hazırlanması sorumluluğunun kendilerine ait olduğu ve "her türlü zemin iyileştirme işinin" götürü bedele dahil edildiği yönündeki maddeler, ciddi bir mali risk üstlendikleri anlamına gelir. Bu tür durumlarda, teklif hazırlamadan önce kapsamlı bir zemin etüdü yapmak veya bu riski fiyatlarına yansıtmak, sonradan zarara uğramalarını önleyecektir. Teknik şartnamede açıkça yazan bir imalat için sonradan "ilave iş" bedeli talep etmeleri mümkün olmayacaktır.