Giriş

Kamu yapım işlerinde, ihale dokümanları bir bütündür ve sözleşmenin ayrılmaz parçalarıdır. İdeal olan, bu dokümanların (Yapım İşleri Genel Şartnamesi, İdari Şartname, Sözleşme Tasarısı, Uygulama Projesi, Mahal Listesi, Teknik Şartnameler vb.) birbiriyle tam bir uyum içinde olmasıdır. Ancak uygulamada, bu dokümanlar arasında farklılıklar ve çelişkiler ortaya çıkabilmektedir. Örneğin, bir imalatın vaziyet planında gösterilmesi ancak detaylı uygulama projelerinde veya mahal listesinde yer almaması gibi durumlar, o imalatın sözleşme kapsamında olup olmadığı konusunda ciddi anlaşmazlıklara yol açmaktadır. Bu tür çelişkilerin çözümünde, sözleşmede belirtilen "dokümanların öncelik sırası" ilkesi kilit rol oynar.

Bu makalede, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 15.03.2018 tarihli ve 2016/3340 E., 2018/969 K. sayılı kararı incelenerek, vaziyet planı ile uygulama projeleri arasında bir çelişki olması halinde hangi belgenin esas alınması gerektiği ve sözleşmede belirlenen öncelik sıralamasının bağlayıcılığı ele alınacaktır.

İlgili Mevzuat ve Hukuki Zemin

  • 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ve Tip Sözleşmeler: Kamu ihaleleri sonucunda imzalanan sözleşmeler, genellikle Kamu İhale Kurumu tarafından yayımlanan tip sözleşmelere dayanır. Bu tip sözleşmelerin "Sözleşmenin ekleri" başlıklı 8. maddesi, ihale dokümanını oluşturan belgeleri ve aralarındaki öncelik sırasını net bir şekilde belirler34. Bu sıralama, taraflar için bağlayıcıdır.
  • Delil Sözleşmesi Kavramı (HMK Madde 193): Tarafların, belirli bir olgunun hangi delillerle ispatlanacağı konusunda yaptıkları anlaşmaya delil sözleşmesi denir. Yargıtay, ihale dokümanları arasındaki öncelik sıralamasını, olası bir çelişki durumunda hangi belgenin üstün tutulacağını belirleyen bir delil sözleşmesi olarak kabul etmektedir35. Bu niteliği gereği, mahkemenin bu sıralamayı re'sen (kendiliğinden) dikkate alması zorunludur.
  • Uygulama Projesi ve Vaziyet Planı: Uygulama projesi, bir yapının her türlü imalat ayrıntısını gösteren detaylı teknik çizimlerdir. Vaziyet planı ise, yapının ve çevre düzenlemelerinin arsa üzerindeki konumunu, genel yerleşimini ve dış hatlarını gösteren daha genel bir plandır. Teknik olarak uygulama projesi, vaziyet planına göre çok daha ayrıntılı ve imalatın esasını belirleyen bir belgedir.

Kararın İncelenmesi (Yargıtay 15. HD 2018/969 Sayılı Karar)

  1. Olayın Özeti ve Uyuşmazlık

Davacı yüklenici, bir spor salonu yapım işinde, idarenin kendisinden vaziyet planında gösterilen dış çevre duvarını da yapmasını istediğini, ancak bu imalatın uygulama projelerinde ve mahal listesinde yer almadığını belirterek, bunun sözleşme dışı bir ilave iş olduğunu ve bedelinin kendisine ödenmesi gerektiğini iddia etmiştir36. İdare ise, imalatın vaziyet planında yer alması nedeniyle sözleşme kapsamında olduğunu savunmuştur.

İlk derece mahkemesi, davayı reddetmiş, yani imalatın sözleşme kapsamında olduğuna karar vermiştir.

  1. Yargıtay'ın Değerlendirmesi ve Bozma Gerekçesi

Yargıtay, bu kararı bozarken, tamamen sözleşmede belirtilen "dokümanların öncelik sırası" ilkesine dayanmıştır:

  • Öncelik Sıralamasının Tespiti: Yargıtay, öncelikle taraflar arasındaki sözleşmenin 8.2.1. maddesinde, ihale dokümanları arasındaki öncelik sıralamasının açıkça belirlendiğini tespit etmiştir37.
  • Uygulama Projesinin Mahal Listesinden Önceliği: Bu sıralamaya göre, Uygulama Projesi 4. sırada yer alırken, Mahal Listesi 5. sırada bulunmaktadır38. Kararda vaziyet planının sırası belirtilmemiş olsa da, genellikle uygulama projeleriyle birlikte veya onlardan sonra gelen bir belge olduğu kabul edilir. Ancak burada kritik olan, imalatın uygulama projesinde olmamasıdır.
  • Delil Sözleşmesi Niteliği ve Re'sen Dikkate Alınma: Yargıtay, bu sıralamanın bir delil sözleşmesi niteliğinde olduğunu ve mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiğini vurgulamıştır39.
  • Sonuç: Uyuşmazlık konusu dış çevre duvarı, öncelik sıralamasında üstte yer alan uygulama projesinde yer almamaktadır. Bu durumda, daha alt sıralarda yer alan bir belgede (vaziyet planı) yer alması, bu imalatı sözleşme kapsamına dâhil etmez40. Yargıtay, uygulama projesinde yer almayan bu imalatın "sözleşme kapsamında olmayan ilave iş" olarak kabul edilmesi ve bedelinin YİGŞ Madde 21 ve 22 hükümleri çerçevesinde hesaplanarak yükleniciye ödenmesi gerektiğine karar vermiştir.

Bu gerekçelerle, davanın reddedilmesini hukuka aykırı bularak kararı bozmuştur.

Sonuç

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 2018/969 sayılı kararı, ihale dokümanları arasındaki çelişkilerin çözümünde sözleşmede belirtilen hiyerarşinin mutlak bağlayıcılığını teyit eden, yol gösterici bir karardır. Bu karardan çıkarılması gereken temel ilkeler şunlardır:

  1. Kamu yapım sözleşmelerinde, ihale dokümanları arasındaki öncelik sıralaması, tarafları ve mahkemeyi bağlayan bir delil sözleşmesi hükmündedir.
  2. Dokümanlar arasında bir çelişki (bir imalatın bir belgede olup diğerinde olmaması gibi) ortaya çıktığında, hiyerarşide daha üst sırada yer alan belge esas alınır.
  3. Tipik bir sözleşmede Uygulama Projesi, Vaziyet Planı ve Mahal Listesinden daha önceliklidir. Bu nedenle, bir imalatın sözleşme kapsamında sayılabilmesi için öncelikle uygulama projesinde yer alması gerekir. Uygulama projesinde yer almayan bir iş, sadece vaziyet planında veya mahal listesinde yer alıyor diye sözleşme kapsamında kabul edilemez.
  4. Bu durumda olan bir imalat, "sözleşme dışı ilave iş" olarak nitelendirilir ve yapılması halinde bedelinin YİGŞ Madde 22'ye göre yeni birim fiyat tespiti yoluyla yükleniciye ödenmesi gerekir.

Bu karar, idarelere ihale dokümanlarını hazırlarken tüm belgeler arasında tam bir tutarlılık sağlama sorumluluğunu hatırlatırken, yüklenicilere de tekliflerini oluştururken özellikle öncelikli belgeler olan idari şartname, sözleşme tasarısı ve uygulama projelerini esas almaları gerektiğini göstermektedir.