Kamu ihale sistemi, şeffaflığı ve adaleti sağlamak adına isteklilere geniş bir "hak arama" özgürlüğü tanır. İhale sürecindeki bir usulsüzlüğe veya hataya karşı idareye şikayet ve sonrasında Kamu İhale Kurulu'na (KİK) itirazen şikayet başvurusu yapmak, her isteklinin en temel hakkıdır. Ancak bu hak, bazı durumlarda ihalenin ruhuna aykırı bir şekilde, süreci kasten uzatmak, kamu hizmetini geciktirmek veya rakip firmaları yıldırmak için kötüye kullanılabilmektedir.
İstekliler, bazen kazanma şanslarının olmadığını bilmelerine rağmen, sırf elenmelerine itiraz ederek süreci haftalarca, hatta aylarca kilitleyebilmektedir. KİK, 03 Eylül 2025 tarihinde aldığı 2025/DK.D-310 sayılı caydırıcı ilke kararıyla, bu tür kötü niyetli davranışlara "dur" dedi. Kurul, özellikle iki bariz kötü niyet göstergesini mercek altına alarak, bu tür eylemlerin artık masum bir "hak arama" faaliyeti olarak değil, 4734 sayılı Kanun'un 17. maddesi kapsamında "ihaleye fesat karıştırma" veya "rekabeti etkileme" olarak değerlendirileceğini ve ağır bir yaptırım olan "ihalelerden yasaklama" ile sonuçlanacağını ilan etti.
Mercek Altına Alınan İki Kritik Davranış
KİK, kararında, kötü niyetin ve süreci uzatma kastının açıkça anlaşıldığı iki tip davranışı hedef almıştır:
- Kasıtlı Olarak Hatalı Nakit Teminat Sunmak:
Geçici teminat, bir teklifin ciddiyetini gösteren en temel unsurdur. Teminat mektubu yerine nakit teminat sunan bir isteklinin, bu işlemi bariz bir şekilde hatalı yapması, KİK tarafından artık bir "dikkatsizlik" olarak değil, "kasıtlı bir eylem" olarak yorumlanacaktır. Kararda sayılan bariz hatalar şunlardır:
Eksik Tutar: Teklif bedelinin %3'ünden az teminat yatırmak.
Yanlış İhale: Parayı veya dekontu tamamen farklı bir ihaleye ait olarak sunmak.
Alakasız Belge: EKAP'taki teminat alanına dekont yerine alakasız başka bir belge (fatura, teklif mektubu vb.) yüklemek.
Boş Sayfa: EKAP'a tamamen boş bir sayfa yüklemek.
KİK'in mantığı şudur: Bir istekli, bu kadar temel ve bariz bir hatayı yaptıktan sonra elendiğinde, bu duruma şikayet ve itirazen şikayet yoluyla itiraz ederek süreci kasten uzatıyorsa, asıl amacı hak aramak değil, kamu hizmetini kesintiye uğratmaktır. Bu davranış, artık ihaleye fesat karıştırmaya yönelik bir eylem olarak kabul edilecek ve yasaklama ile cezalandırılacaktır.
- Danışıklı (Anlaşmalı) Teklif Vermek:
İhalelerde rekabetin özü, isteklilerin birbirinden bağımsız ve habersiz teklif vermesidir. Ancak bazı ihalelerde, isteklilerin tekliflerinin yaklaşık maliyete veya birbirlerine göre şüphe çekecek derecede yakın veya uyumlu olduğu gözlemlenmektedir. Bu durum, firmaların sınır değerin hesaplanmasını veya ihale sonucunu etkilemek için önceden anlaştığına (danışıklı hareket ettiğine) işaret eder.
KİK, bu konuda da tavrını netleştirmiştir: İsteklilerin teklif bedelleri ile yaklaşık maliyet veya diğer teklifler arasında, ilave bir araştırma yapılmasına gerek olmaksızın açıkça anlaşılan bariz bir yakınlık ve uyum varsa, bu durum "irade birliği içinde hareket etme" olarak kabul edilecektir. Bu eylem de rekabeti etkilemeye ve ihaleye fesat karıştırmaya yönelik bir davranış olarak değerlendirilip, ilgili firmalar hakkında yasaklama işlemi tesis edilecektir.
Kararın Değerlendirilmesi: Caydırıcılık ve Gri Alanlar
KİK'in bu kararı, ihale sisteminin sağlığını korumak adına atılmış son derece önemli ve caydırıcı bir adımdır.
Kötü Niyetle Mücadele: Karar, şikayet mekanizmasını bir silah gibi kullanarak sistemi kilitleyen kötü niyetli aktörlere karşı açık bir mesaj vermektedir: "Hak arama perdesi arkasına saklanamazsınız."
Danışıklı Tekliflere Karşı Net Tavır: Özellikle "ilave araştırmaya gerek olmaksızın" ifadesi, KİK'in artık bariz danışıklı teklif durumlarında daha hızlı ve kararlı hareket edeceğini göstermektedir. Bu, rekabetin korunması adına kritik bir adımdır.
Kamu Hizmetinin Korunması: İhalelerin haksız itirazlarla aylarca uzamasının önüne geçilerek, kamu hizmetlerinin zamanında başlaması sağlanacaktır.
Ancak kararın, özellikle "danışıklı teklif" kısmının uygulanmasında bazı zorluklar ve gri alanlar bulunmaktadır:
"Bariz Yakınlık" Kriterinin Muğlaklığı: Bir teklif uyumunun "bariz" olup olmadığı, yoruma açık bir konudur. Hangi matematiksel yakınlığın veya oranın danışıklı teklif sayılacağına dair net bir kriter konulmamıştır. Bu durum, idarelerin veya KİK'in takdir yetkisini kullanırken subjektif davranma riskini beraberinde getirebilir. Masum ve tamamen tesadüfi teklif yakınlıklarının da bu kapsama alınma riski vardır.
İspat Külfeti: Her ne kadar "ilave araştırmaya gerek yok" dense de, bir irade birliğini hukuken ispatlamak oldukça zordur. Bu kararın, somut ve güçlü delillerle desteklenmeden uygulanması, haksız yasaklama kararlarına yol açabilir ve bu kararların idari yargıdan dönme ihtimali yüksek olabilir.
Sonuç
KİK'in 2025/DK.D-310 sayılı kararı, kamu ihale sistemindeki kötü niyetli ve rekabeti engelleyici davranışlara karşı toleransın bittiğini gösteren bir manifestodur. Artık, süreci kilitlemek için bariz hatalı teminat sunmak veya sonucu manipüle etmek için açıkça anlaşmalı teklif vermek, ağır bir yaptırım olan ihalelerden yasaklama ile karşılık bulacaktır. Bu karar, iyi niyetli ve dürüst isteklileri korurken, sistemin açıklarını kötüye kullanmaya çalışanları caydırmayı amaçlamaktadır. Kararın adil ve tutarlı bir şekilde uygulanması, kamu ihalelerinde daha sağlıklı bir rekabet ortamının oluşmasına önemli katkı sağlayacaktır.




Yorum Bırak