Giriş: Sözleşmelerdeki "Gizli Maliyetler" Dönemi Sona Erdi

Yıllardır kamu ihaleleri uygulamasında süregelen ve sektörde sıkça eleştirilen bir "örtülü finansman" yöntemi vardı: İdarelerin, yapım veya hizmet alımı sözleşmelerinin içine, aslında kendi idari ihtiyaçları olan ancak bütçelerinden karşılamak istemedikleri talepleri gizlemesi. Bir köprü inşaatı ihalesinin teknik şartnamesinde "Kontrol mühendislerinin kullanımı için 3 adet sıfır kilometre binek araç temin edilecektir" veya bir temizlik hizmeti alımında "İdare birimlerinde kullanılmak üzere 10 adet son model bilgisayar ve yazıcı alınacaktır" gibi maddelere rastlamak alışıldık bir durumdu.

Bu durum, hem ihalenin gerçek maliyetini gizliyor, hem 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun temel ilkelerini ihlal ediyor, hem de yüklenicilere işin konusuyla ilgisiz ek maliyetler yüklüyordu. 2024/7 sayılı Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri Genelgesi'nin yayımlanmasının ardından Kamu İhale Kurulu (KİK), 27 Mayıs 2024 tarihli ve 2024/DK.D-91 sayılı ilke kararıyla bu uygulamaya kesin olarak son verdi.

 

Genelge ve KİK Kararının Emri: "İşin Konusuyla İlgili Olmayan Unsur İstenemez"

Cumhurbaşkanlığı Genelgesi, kamu kaynaklarının verimli kullanılması amacıyla bir dizi tedbiri içeriyordu. Bu tedbirlerin en önemlilerinden biri de "İhale şartname ve sözleşmelerine idare tarafından kullanılmak üzere araç, makine, ekipman temini gibi alım ya da yapım konusuyla ilgili olmayan unsurların dahil edilemeyeceği" hükmüydü.

KİK, bu genelgeyi esas alarak, bu direktifi tüm kamu idareleri için bağlayıcı bir ihale kuralına dönüştürdü. Karara göre:

Yeni Kural: 4734 sayılı Kanun kapsamındaki ihalelerin hiçbir dokümanında (idari şartname, sözleşme tasarısı, teknik şartname, birim fiyat tarifleri vb.), sözleşme konusu işin kontrolü veya takibi gibi amaçlarla dahi olsa, idarenin kendi kullanımı için, işin konusuyla ilgisi olmayan araç, makine ve ekipman (kontrollük aracı, makam hizmet aracı, bilgisayar, telefon, tablet vb.) istenemez.

Yasak Kesindir: Bu yasak, sadece bariz talepleri değil, "kontrollük hizmetleri" gibi gerekçelerin arkasına gizlenmiş talepleri de kapsamaktadır.

 

Devam Eden İhaleler İçin Yol Haritası: Düzelt ya da İptal Et

Kararın en çarpıcı yönlerinden biri de, bu kuralın sadece yeni ihaleler için değil, henüz sözleşmesi imzalanmamış devam eden tüm ihaleler için de geçerli olmasıdır. KİK, bu durumdaki idarelere iki aşamalı net bir talimat vermiştir:

Öncelik Zeyilnamede: Eğer ihale takvimi uygunsa, idare derhal bir zeyilname (değişiklik belgesi) düzenleyerek, ihale dokümanındaki bu tür usulsüz talepleri çıkarmak zorundadır. Bu, ihalenin sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlar.

Zeyilname Mümkün Değilse Tek Çare İptal: Eğer teklifler alınmış ve zeyilname yapma imkânı kalmamışsa, idarenin tek bir seçeneği vardır: Cumhurbaşkanlığı Genelgesi'nin ilgili hükmü uyarınca ihaleyi iptal etmek.

Bu "düzelt ya da iptal et" talimatı, KİK'in ve Hükümetin bu konudaki kararlılığını ve kuralın esnetilemeyeceğini net bir şekilde ortaya koymaktadır.

 

Kararın Değerlendirmesi: Şeffaflık ve Adil Rekabet Adına Bir Devrim

KİK'in bu kararı, kamu alım sisteminde şeffaflık ve adalet adına atılmış devrim niteliğinde bir adımdır.

Gerçek Maliyetin Ortaya Çıkması: Bu karar sayesinde, bir kamu işinin gerçek maliyeti ne ise, yaklaşık maliyet ve teklifler de o olacaktır. İdarelerin idari giderlerinin yükleniciler tarafından karşılandığı örtülü sistem sona erecektir.

Adil Rekabetin Sağlanması: Küçük ve orta ölçekli firmalar, genellikle bu tür büyük araç veya ekipman taleplerini karşılayacak finansal güce sahip olmadıkları için ihalelerden fiilen dışlanıyordu. Artık rekabet, sadece işi yapma yetkinliği ve fiyat üzerinden, yani daha adil bir zeminde gerçekleşecektir.

Kanunun Temel İlkelerine Uyum: Karar, 4734 sayılı Kanun'un "kaynakların verimli kullanılması", "rekabet" ve "şeffaflık" gibi temel ilkelerinin ruhuna tam olarak uymaktadır.

Tasarruf Tedbirleriyle Uyumluluk: Kamu kaynaklarının sadece asıl iş için harcanmasını sağlayarak, Cumhurbaşkanlığı Genelgesi'nin tasarruf hedeflerine doğrudan katkıda bulunmaktadır.

Kararın uygulanmasında idarelerin, bir talebin "işin konusuyla ilgili olup olmadığı" ayrımını dürüstçe yapması kritik olacaktır. Örneğin, bir tünel inşaatında kullanılacak özel havalandırma ekipmanı işle ilgiliyken, aynı işin kontrol mühendisinin kullanacağı binek araç işle ilgili değildir. Bu ayrımın denetimi, kararın başarısı için hayati önem taşıyacaktır.

 

Sonuç

KİK'in 2024/DK.D-91 sayılı kararı, kamu ihalelerinde uzun yıllardır süregelen ve sistemin ruhuna aykırı olan bir uygulamaya son vermiştir. Artık idareler, kendi idari ihtiyaçlarını sözleşmelerin içine gizleyerek yüklenicilere finanse ettiremeyeceklerdir. Bu karar, kamu alımlarında daha şeffaf, daha adil ve daha rekabetçi bir dönemin kapısını aralamakta ve kamu kaynaklarının sadece yapılması gereken iş için kullanılmasını temin etmektedir.