Giriş
Eser sözleşmelerinde (4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa göre imzalanan yapım sözleşmelerinin tamamı ve hizmet alımlarının önemli bir kısmı bu kapsamda ele alınmakta olup, eser sözleşmesi içerisinde mütalaa edilmektedir.) işin zamanında bitirilmemesi durumunda ödenecek olan gecikme cezası (ifaya ekli cezai şart), iş sahibinin en önemli hukuki güvencelerinden biridir. Ancak bu hakkın kullanılabilmesi, belirli usul ve şartlara bağlanmıştır. Özellikle, işin tamamlanıp iş sahibi tarafından kabul edilmesi aşamasında, gecikme cezası hakkının saklı tutulup tutulmadığı meselesi, uygulamada sıklıkla uyuşmazlıklara yol açmaktadır. İş sahibi, eseri herhangi bir çekince belirtmeksizin teslim aldıktan sonra, geçmişe dönük olarak gecikme cezası talep edebilir mi?
Karar mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde alınmış olmakla birlikte, mahiyet itibarıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri ile aynı olduğu için dikkate alınabilir.
İlgili Mevzuat ve Hukuki Zemin
Konunun temelini, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (olay tarihinde yürürlükte olan kanun) cezai şarta ilişkin hükümleri oluşturmaktadır.
- Borçlar Kanunu Madde 158/II (Mülga): Bu madde, ifaya ekli cezai şartın talep edilebilmesi için temel kuralı koyar. Hükme göre, alacaklı (iş sahibi) hem borcun ifasını (işin teslimini) hem de kararlaştırılan cezayı talep etme hakkına sahipse, bu hakkını ifa anında açıkça saklı tutmadıkça (ihtirazi kayıt ileri sürmedikçe) veya durumun niteliğinden aksi anlaşılmadıkça, sonradan ceza talep edemez. Bu kural, "cezayı isteme hakkından zımnen feragat etmeme" şartı olarak yorumlanır.
- Geçici Kabul Tutanağı: Kamu yapım işlerinde, işin tamamlandığının ve teslim alındığının resmi belgesi "geçici kabul tutanağı"dır. Bu tutanak, idare ve yüklenici tarafından imzalanır ve işin fiili bitim tarihini tespit eder. Bu belge, BK 158/II anlamında "ifa"nın kabul edildiği an olarak değerlendirilir.
Kararın İncelenmesi (Yargıtay 15. HD 2019/3113 Sayılı Karar)
- Olayın Özeti ve Uyuşmazlık
Davacı iş sahibi (belediye), davalı yüklenicinin üstlendiği hizmet binası inşaatını geç bitirdiği iddiasıyla, sözleşmede kararlaştırılan gecikme cezasının tahsili için dava açmıştır. Ancak, davadan önce idare, oluşturduğu bir komisyon marifetiyle işin tamamlandığını tespit etmiş ve 05.11.2010 tarihinde "geçici kabul tutanağı"nı düzenleyerek işi teslim almıştır.
Anlaşmazlığın kilit noktası, davacı idarenin, işi geçici kabul ile teslim alırken, gecikme nedeniyle cezai şart talep etme hakkını saklı tuttuğuna dair herhangi bir ihtirazi kayıt (çekince) ileri sürmemiş olmasıdır.
- Yargıtay'ın Değerlendirmesi ve Bozma Gerekçesi
Yargıtay, kararında BK 158/II maddesinin amir hükmüne atıfta bulunarak, ifaya ekli ceza niteliğindeki gecikme cezasının talep edilebilmesi için temel şartın, ifanın kabulü sırasında bu hakkın saklı tutulması olduğunu vurgulamıştır.
Yargıtay'ın gerekçesi şu şekilde özetlenebilir:
- Sözleşmede kararlaştırılan ceza, niteliği itibarıyla bir "ifaya ekli ceza"dır.
- Davacı iş sahibi, işin tamamlandığını tespit ederek geçici kabulü yapmıştır. Bu, hukuken ifanın kabulü anlamına gelir.
- Geçici kabul tutanağının düzenlendiği 05.11.2010 tarihinden önce, davacı iş sahibinin, gecikmeye bağlı cezai şart talep edeceğine dair bir ihtirazi kayıt düşmediği veya bu yönde bir ihtarda bulunmadığı sabittir.
- Bu durumda, BK 158/II maddesi uyarınca, ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin iş kabul edilmekle, sözleşmede düzenlenen ceza talep etme hakkı düşmüştür (sakıt olmuştur).
Sonuç olarak Yargıtay, mahkemenin bu temel kuralı göz ardı ederek davayı kısmen kabul etmesini hukuka aykırı bulmuş ve davanın tümden reddedilmesi gerektiği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Sonuç
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 2019/3113 sayılı kararı, eser sözleşmelerinde gecikme cezası talep hakkının sınırlarını ve bu hakkın ne zaman ve nasıl kullanılmaması halinde kaybedileceğini net bir şekilde ortaya koyan önemli bir içtihattır. Bu karardan çıkarılması gereken temel ilkeler şunlardır:
- Gecikme cezası, hukuken ifaya ekli bir cezai şarttır ve talep edilebilmesi için Borçlar Kanunu'ndaki özel şartlara tabidir.
- İş sahibi, gecikmeli olarak ifa edilen eseri (yapıyı) teslim alırken, gecikme nedeniyle ceza talep etme hakkını açıkça saklı tutmalıdır. Bu saklı tutma, "ihtirazi kayıt" olarak adlandırılır.
- Kamu yapım işlerinde, geçici kabul tutanağına "gecikme cezası talep hakkımız saklıdır" şeklinde bir şerh düşülmesi, bu şartın yerine getirilmesi için yeterlidir.
- İş, herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin kabul edilip teslim alındıktan sonra, iş sahibi geçmişe dönük olarak gecikme cezası talep etme hakkını kaybeder. Bu durum, hakkından zımnen feragat ettiği şeklinde yorumlanır.
Bu karar, özellikle kamu idarelerinin, geçici kabul sürecini yürütürken son derece dikkatli olmaları gerektiğini göstermektedir. İşin süresinde bitirilmediği tespit edilmişse, geçici kabul tutanağı düzenlenirken veya en geç bu aşamada, gecikme cezası uygulama haklarının saklı tutulduğuna dair açık bir irade beyanında bulunmaları, ileride bu hakkı kaybetmemeleri için hukuki bir zorunluluktur.




Yorum Bırak