Hukuk Dairesi, kamulaştırma eksikliğinin geçici ifa imkansızlığı yarattığını, ancak bu durumun yıllarca sürmesiyle akde tahammül süresinin aşıldığını belirterek, yüklenicinin sözleşmeyi tek taraflı feshinin haklı olduğuna ve teminat mektubunun iadesine karar verilmesi gerektiğine hükmetti.

Gerekçe olarak, yüklenicinin Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açtığı davada, bilirkişi raporuyla feshin haksız olduğunun ve kusurun idarede (yer teslimindeki engeller) bulunduğunun tespit edilmesini gösterdi.

Yüklenicinin Talebi: Kâr Kaybı ve Tüm Sözleşme Masrafları Sözleşmesi feshedilen yüklenici, feshin idarenin hatasından (ihale sürecini yanlış yönetmesi) kaynaklandığını ve haksız olduğunu iddia ederek dava açmıştır.

Yüklenicinin açtığı kâr kaybı davasında Yargıtay, feshin idarenin kusurundan değil, yargı kararına uymaktan kaynaklanan hukuki imkânsızlık hali olduğuna karar vermiş ve kâr kaybı talebini reddetmiştir.

Bu kararla birlikte, yüklenicinin isteğiyle veya hatasıyla veya bankanın yanlışıyla yasal orandan fazla yatırılan kesin teminatın, sözleşme feshinde idareye bir ilave kazanç yaratmayacağı netleşmiştir.

Analizin Sonucu Haksız Fesih ≠ Otomatik Tazminat: Feshin haksız olması, yüklenicinin otomatik olarak tazminat (kâr kaybı, genel gider) alacağı anlamına gelmez.

Bu hükmün uygulanabilmesi için feshin tamamen yüklenicinin kusurundan kaynaklanması gerekir. Eğer feshin meydana gelmesinde her iki tarafın da kusuru varsa, yani bir ortak kusur durumu söz konusu ise, idare yüklenicinin kesin teminat mektubunu gelir kaydedemez.

Sözleşmenin feshi nedeniyle idarenin uğradığı zarar ve ziyan yükleniciye tazmin ettirilir. İdarenin bu yöndeki bir fesih talebinde takdir yetkisi bulunmamaktadır; yüklenicinin yazılı talebi üzerine fesih zorunludur.