Bu makale, söz konusu durumda sözleşmenin akıbetinin ne olacağı sorusuna Yargıtay'ın getirdiği yerleşik çözümü ve bu çözümün sorumluluk hukuku ilkeleri açısından yarattığı derin tartışmaları ele almaktadır.

Ancak, sebepsiz zenginleşme veya sözleşme öncesi sorumluluk (culpa in contrahendo) ilkeleri uyarınca, sözleşme uyarınca karşı tarafa verdiklerini geri isteyebilirler.

Kamu sözleşmeleri, Kanun’un temel ilkeleri üzerine inşa edilmiştir: Sözleşmelerin Değiştirilemezliği ve Tarafların Eşitliği ilkesi.

Söz konusu sözleşmelerin hazırlanması, yürütülmesi ve uyuşmazlıklarının giderilmesi noktasında, 4735 sayılı Kanunun 4’üncü maddesindeki temel ilkelerin dikkate alınması gerekir.

Ahde vefa (söze bağlılık) ve sözleşme bedelinin değişmezliği ilkeleri bu sözleşmelerin temelini oluşturur.

Mahkemenin kararının arkasındaki hukuki mantık birkaç temel ilkeye dayanmaktadır: Sözleşmeye Bağlılık (Ahde Vefa): Hukukun temel ilkelerinden biri, tarafların imzaladıkları sözleşmenin hükümleriyle bağlı olmasıdır.

Sözleşmedeki hükmün sonradan değiştirilmesi, sözleşmeye bağlılık ve hukuki güvenlik ilkelerine aykırıdır.

...1843 sayılı kararı, bir yemek hizmeti alımı ihalesinde, teknik şartnamede yükleniciden sözleşme aşamasında ihalenin ilan tarihinden önceki 3 ay içerisinde alınmış analiz raporları sunmasının istenmesinin, 4734 sayılı Kanun'un temel ilkelerine aykırı olduğuna hükmetmiştir.

Benzer şekilde şirket birleşmeleri ve bölünmelerinde külli veya kısmi külli halefiyet ilkeleri çerçevesinde, aktif ve pasifler devralan şirkete intikal etmektedir. 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 16 ncı maddesinde sözleşmenin devrine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.