İddiaya göre sanıklar, ihale evrakında belirtilenden farklı sistemde (fuel-oil ile çalışan) bir kazanı kabul etmiş, ayrıca ısıtma brülör otomatiğinin çalışıp çalışmadığını tam olarak kontrol etmeden kesin kabul tutanağını imzalamışlardır.

(alt yüklenici) ile 5.8 Milyon TL bedelli bir sözleşme imzalamıştır. Yargıtay'ın gerekçesi, hukukun temel bir ilkesine dayanmaktadır: Sözleşmenin Nispiliği (Göreceliliği): Sözleşmeler, kural olarak sadece o sözleşmeyi imzalayan tarafları bağlar.

...görevlisinin görevinin gereklerine uygun bir işi (hakedişi zamanında ödemek, imzayı geciktirmemek vb.) yapmak için menfaat sağlaması ise rüşvet değil, o tarihte yürürlükte olan TCK 257/3 maddesindeki görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlama suçunu oluşturuyordu.

Hakediş ödeme takvimindeki kritik tahakkuk süresi (sözleşmede 30 gün olarak belirtilen), idarenin keyfi olarak beklediği onay tarihinde değil, YİGŞ uyarınca hakedişin yüklenici tarafından imzalandığı tarihte başlar.

Yani, isteklinin sözleşme imzaladığı özel mühendislik firması, Karayolları'nın yüklenicisi konumundadır ve istekli de bu işte fiilen bir alt yüklenici olarak çalışmıştır.

Katsayılar sözleşme imzalandıktan sonra değiştirilemez kuralının, hizmetteki oranı yansıtmayan hayali katsayılar için geçerli olmadığına, mevzuata aykırı sözleşme hükmünün idareyi bağlamayacağına ve fazla ödemenin kamu zararı olduğuna hükmetti.

Bir firma, sözleşme imzalandıktan sonra KİK'e başvurur. KİK'in İlk Tespiti (2004/UK.Z-903): KİK, sözleşme imzalandığı için ihaleyi iptal edemez .